Avcının tuttuğu çobanın güttüğü

Haberin Devamı

BEN memleket büyüklerimize fevkalade saygılı bir şahısımdır. Hem aile terbiyemden hem de ilkokulda her Allah’ın günü, okula başlarken okuduğumuz “Andımız”dan dolayı böyleyimdir.
Andımız’ın içinde “Küçüklerimi sevmek, büyüklerimi saymak” sözcükleri geçerken aşırı heyecanlanıp bağırdığımdan “sınıfı azdıracak” gerekçesi ile hocanın çok tokadını yemişimdir.
O tokatların tamamı “eğitim amaçlı” olduğundan, birine dahi gönül koymamışımdır. Lafı bağlamam gerekirse “büyüklere saygı” benim genlerime işlemiştir, tersi istesem de mümkün değildir.

* * *


Ankara Garı faciasından sonra yapılan basın toplantısında, bir memleket büyüğünün “gülümsediği için” istifasını istemek, en çok beni incitmiştir.
Üstelik bunu isteyenler, sayın memleket büyüğümüzün acı acı gülümsemesini “Halkın gözünün içine dümdük bakaraktan sırıtıyor” diye tarif etmeleri demokrasi ile bağdaşmaz.
Mehmet Y. Yılmaz ne yazarsa yazsın, Sayın Başbakanımız’ın, propaganda kolu başkanımızın dediği gibi burası bir hukuk devletidir. Hukuk devletlerinde kul kısmı ileri geri konuşamaz.

Haberin Devamı

TOP DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NDA


Ben o gün, memleket büyüğümüzün gülümsemesini gayet insani, gayet normal buldum. Çünkü densiz bir gazeteci durduk yerde, ortada oturan memleket büyüğüne “İstifa edecek misiniz?” diye çemkirmişti.
Ortada oturan memleket büyüğü de “Niye edeyim ki? Biz her türlü tedbiri aldık” diye cevap vermişti. Sağda oturan memleket büyüğü de “hık” deyip gülümseyivermişti.
İşte o tartışılan fiil, ortada oturan memleket büyüğünün verdiği cevaptan tam “üç saniye sekiz salise” sonra yaşandı. (Haberin tekrarını izlerken kronometre tuttum.) İstemezlerin medyası da bunu üzerine aldı.
Oysa sağda oturan memleket büyüğü gülümserken faciayı küçümsememişti. Ortada oturan memleket büyüğünün cevabı komiğine gittiği için sinirlerine hâkim olamamıştı.
Özellikle de “Biz miting alanında tedbir aldık, dışı bizi ilgilendirmez” deyip topu Dışişleri Bakanlığı’na attığı faslı komik bulmuştu.

* * *

Haberin Devamı

Hazır tekzip yemiş, yazısını koymuşken “kamuoyunu çok ilgilendiren” başka bir gerçeği de aydınlatayım dedim. Gerçekleri öğrenelim, bilir bilmez büyüklerimize çemkirmeyelim.
“Haklı söz Hacı Emmi’yi eşekten indirir” diye boşuna dememişler.


CEVAP VE DÜZELTME METNİ


30.07.2015 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde; “HEM ÇILGIN HEM DE CENNETLİK” başlığıyla yayınlanan müvekkilimiz Esra ELÖNÜ’yü hedef alan köşe yazısı; ağır hakaretlerle dolu olmakla birlikte, habercilikten ve basın etiğinden uzak bir yaklaşımla kaleme alınarak, müvekkilin şeref ve saygınlığını rencide etmiştir.
Söz konusu köşe yazısında iddia edilen “IŞİD’Lİ MÜCAHİTLERLE SEVİŞMEK CİHATTIR. CENNETİ GARANTİLEMEKTİR” paylaşımının müvekkilimiz Esra ELÖNÜ’ye ait olamayacağı hususu rahatlıkla anlaşılabilmektedir. Zira özellikle malum ve meşhur kişiler adına açılan sahte hesaplarının yaygın olduğu bilinmektedir. Müvekkilimizle aynı mesleği icra etmekte olan ve dolayısıyla bu hassasiyete daha fazla sahip olması beklenen Hürriyet Gazetesi yazarı Selahattin DUMAN’ın, “kendisine gelen bir maille bu mesajdan haberdar olduğunu” söyleyerek; ahlak sınırlarını zorlayan, eleştiri veya basın özgürlüğü olarak nitelendirilemeyecek ifadelerle müvekkilin dini ve siyasi görüşüyle, yani inancıyla dalga geçmesi, tahkir ve tezyif etmesi basın özgürlüğü olarak kabul edilemeyecek hakarete ve iftiraya varan söylemlerdir.
Kaldı ki; müvekkil birçok kez “adına sahte hesaplar açıldığını ve buralardan paylaşımlar yapıldığını, kamuoyunca bunların dikkate alınmaması gerektiğini” yazılarında, TV’de ve sosyal medyada vurgulamış, bu konularda halkı duyarlı olmaya davet etmiştir.
Objektif verilerden uzak bu yazı hakaret ve iftira içerikli olup, ilgililer hakkında Savcılık suç duyurusunu yaptığımızı ve hukuken gerekli tüm yollara başvuracağımızı beyan ederek haberi tekzip eder, tüm bu hususları kamuoyuna saygı ile duyururuz.

Haberin Devamı

Esra ELÖNÜ
Vekili
Av. Cihat GÖKDEMİR

Yazarın Tüm Yazıları