Şehnaz Tanılkan

Fener Ol’an Fenerbahçe

13 Mayıs 2019
Şehnaz Tanılkan yazdı.

Kadıköy’de daha maçın ilk 30 dakikasında skoru 2-0’a getirmişti Fenerbahçe. Tüm sezon yaşanan skor üretmekteki verimsizlik ve gol atmakta zorlanan takım olma kimliğine rağmen ilk yarıdaki biraz baskılı oyun o farkı yaratabildi. Sezon başı futbol yapılanmasında, yarım değil çeyrek transfer verimliliğine bile ulaşamamış bir takım var elde. Kadro mühendisliğinde yapı taşlarının tutmadığı ve bu sezon sonunda her şeyin yeniden başlayacağı önemli bir sürece yaklaşılıyor. Takımın en net görülen sorunu skor üretememek olduğu halde, devre arasında yapılan 5 yeni transferde tek bir santrforun olmaması hala sorgunalabilir. Finansal ve sportif olarak en zorlu sezonunu yaşayan Fenerbahçe için hatalardan ders alma dönemi artık. Ligde Lefter Küçükandonyadis sezonunun yüreklerdeki şampiyonu, bu en kötü günde bile desteğini hiç bırakmayan, tribünlerde seyirci rekorunu kırıp takımına en zor şartlarda Fener Ol’an Fenerbahçe taraftarıdır.

Ersun Yanal, bu maçta da kadro istikrarını sürdürdü. Maçın ilk 10 dakikasında sakatlanan Mehmet Topal’ın yerine giren Moses ile saha içi yerleşim de 4-3-3’e yönelir gibi oldu. Sağda Isla ve Dirar ile maçın yine en iyilerinden olan Valbuena kaynaklı ataklar etkili oldu. Buna Eljif’in hem savunmada hem de ataklardaki hareketli ve azimli oyunu da eklendi. Sahada performansı ve özgüveni giderek artan bir Eljif var. Oyundan çıkarken taraftarların ayakta alkışlaması da dünkü 90 dakikanın en güzel anlarından biriydi.

Oyunun bu bölümünde çok adamla ceza sahasına yapılan ataklar ve etkili paslaşmalar izledik. Soldado ve Dirar’ın üst üste gelen golleri ile takım moral buldu. Golü atan iki futbolcu da sezonun ilk yarısında formalarından uzak kalmışlardı. Kadro dışı bırakılan Dirar ve forma adaletsizliğiyle UEFA listesine adı yazılmayıp motivasyonu çöken Soldado... Ersun Yanal’ın gelişiyle yapılan en doğru hamlelerdendi eldeki değerleri geri kazanmak ve özellikle son maçlarda belirli bir kadro istikrarını yakalamak.

‘’Bu maç farka gider mi’’ diye düşünülürken verilen penaltı sonrasında Soldado atışı kaçırdı. Akhisar’ın nadir ataklarından birinde 45+3’de gelen Barbosa’nın golüyle  ilk yarı 2-1’lik skorla sona erdi. İkinci yarı temposu daha düşük, pozisyonu az bir oyun vardı. Eljif-Tolgay ve Valbuena-Ayew değişiklikleri yapıldı. Ayew’in neden hala oyuna alındığını, yerine Zajc ya da genç oyunculardan birinin neden tercih edilmediğini anlamak güç.  Son 2 sezonda Akhisar’la oynadığı 4 maçı da kaybeden Fenerbahçe’nin bu son maçı kazanmasıyla Akhisar küme düşmüş oldu.

Fenerbahçe için artık bu talihsiz sezon iyisiyle kötüsüyle geride kaldı diyebiliriz. Bundan sonra kalan 2 maçta daha çok gelecek sezonun planlaması düşünülerek hareket edilmeli. Bu takımın türlü dezavantajlarına ve geçirdiği zorlu süreçlere rağmen deplasmandaki derbilerdeki mücadelesi ve eksik kalıp başardığı dirençli geri dönüşleri taraftar için daima hatırlanacaktır. Bu futbol ikliminde teknolojinin bile ayarının bozulabildiğini, hatanın da insanlar için olduğunu unutmamak gerektiği de bir gerçektir. Fenerbahçe için gelecek sezonun futbol yönetimi yapılanmasında da oya gibi nakış gibi çok hassas, dikkatli tercihler ve hamleler yapılması, bu sezonun gerçeklerinden ders alınması esastır. Fenerbahçe’nin tarihiyle, değerleriyle, taraftarıyla bütünleşen aydınlık geleceğine gidecek bu zorlu yolda, her şey güzel olacak diyebilmek için yeterince umut ve inanç vardır.

Yazının Devamını Oku

Kazanan Fenerbahçe umut verdi

14 Şubat 2019
Şehnaz Tanılkan yazdı.

Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi son 32 turu ilk maçında Kadıköy’de Zenit’i 1-0 mağlup etti. Yine dolu tribünler önündeydi ve eski Sevilla, Chelsea maçları dönemindeki Kadıköy ruhunu çağrıştıran atmosferde çıktı sahaya.
Bu ilk maçta özellikle gol yemeden kazanmak ve haftaya rövanşta St. Petersburg’a avantajlı gitmek önemliydi. Zenit’in Aralık ayından beri resmi maç oynanmamış olması bilinen dezavantajıydı.

Fenerbahçe, Zenit maçına neredeyse 2. bir yeni takımla başladı. Ligdeki son Kayserispor deplasmanındaki 11’e göre 8 farklı oyuncu vardı sahada.
Sezon başında yanlış planlanan UEFA listesi, devre arası transferlerine rağmen ‘’kısıtlı kadroyla’’ kalınmasına sebep oldu.

Ligdeki yedek kulübesi ile dün Zenit maçındaki kulübe farkı netti. Soldado, Dirar, Mehmet Ekici, Zajc, Serdar Aziz alternatifleri kenarda yoktu. Buna rağmen Ersun Yanal'ın isabetli tercihlerle başladığını söyleyebiliriz.

Fenerbahçe ilk yarıda yüksek tempoyla, etkili ataklarla mükemmele yakın oynadı. Rakip sahada çoğalan, baskılı ve önde pres yapan, iyi paslaşan bir takım izledik.
İlk 30 dakikada yüzde 71’e 29 topla oynama oranı vardı. Zenit’in Fenerbahçe ceza sahasına ilk gelişinde ise dakika 39’du. Jailson, Mehmet Topal, Eljif kurgusu etkili oldu.

Valbuena’nın başarılı oyunu, isabetli pas ve orta yüzdesi ve sağda yine Isla’nın müthiş performansı ön plana çıktı. Valbuena liderliği bu maçta yeniden ortaya çıktı.

Yazının Devamını Oku

Çubuklu ruhunu hatırlayan Fenerbahçe ve yeni transferler

1 Şubat 2019
Şehnaz Tanılkan yazdı. Çubuklu ruhunu hatırlayan Fenerbahçe ve yeni transferler

Fenerbahçe için dönüm noktası olan bir maçtı kazanılan, tünelin ucundaki aydınlık nihayet göründü... Malatyaspor maçını 3-2 kazanmak sadece 3 puan anlamına gelmiyordu artık. Yeniden dirilişti, gollerle nefes almaktı ve özgüven kazanmaktı. Fenerbahçe takımı, uzundur kaybettiği çubuklu ruhunu bu defa sahadaki sarı beyaz formalarıyla hatırladı. Pazartesi maçı olsa da tribünlerdeki 32 bin taraftarıyla tek yürek oldu. Fenerbahçe, lig sıralamasındaki yerine rağmen ilk yarının en yüksek seyirci ortalamasına sahip kulübü. Kadro yapılanmasındaki ciddi sorunlara, yapılan idari hatalara, atlatılan krizlere rağmen bir şekilde takımlarının yanında olmaya devam ediyorlar. Kadıköy’de oynanacak ve ‘’yine hafta sonuna denk gelmeyen’’ Göztepe maçını da 3 puanla geçebilirse, Fenerbahçe’nin kazanma alışkanlığı ile üst sıralara çıkışı devam edecektir. Ara transfer döneminde kadroya eklenen yeni futbolcularla şimdi yeniden heyecan ve merak uyandıran başka bir takım oluşuyor. Fenerbahçe’de devre arasından çok sezon başı havası hakim denilebilir.

Başkan Ali Koç’un maç sonu açıklamalarına dair
Maçın ardından Başkan Ali Koç’un bir konuşma yapacağı iletilmişti. Çıktı ve önce kulağına gelen gündemdeki bazı konularla başladı sonra da hakemin taraflı yönetimini ve hatalı kararlarını eleştirdi. ‘‘Fenerbahçe maçı kazanamamış olsaydı acaba yine de konuşur muydu’’ denildi. Eğer böyle hak edilen kritik bir maçta puan kaybedilseydi, Fenerbahçe Başkanı yine de çıkıp konuşurdu diye düşünüyorum. Fakat bu defa içeriği daha tepkili olabilirdi. Maç boyunca ne yazık ki kararlarında ‘‘Ivan Bebek efekti’’ yansıtan ve hem futbolcuları hem de tribünleri yıldırıp isyan ettiren bir yönetim vardı sahada. Zor da olsa sonunda ayakta kalıp kazanan Fenerbahçe oldu. Başkan Ali Koç, son gelişmelere dair esas kapsamlı açıklamalarını 2 Şubat'ta Yüksek Divan Kurulu toplantısında yapacak.

Ersun Yanal diyor ki...
Basın toplantısında Ersun Yanal’ın özellikle altını çizdiği bir cümle vardı. ‘‘Biz ısrarla oynamak istediğimiz oyunu çalışıyoruz’’ dedi. Evet, bu takımının ihtiyacı olan tam da bu... Haftalar ilerledikçe antrenmanların yarattığı farkları, Yanal’ın oyunculara kattığı değer ve kapasite etkisini daha fazla göreceğiz. Son maçın yükselen istatistikleri ve oyuncu performansları da bunu gösteriyor. Hat-trick’i kaçıran Mehmet Ekici maçın adamıydı. Sadık, Isla ve Dirar etkili performanslarıyla ön plana çıktılar. Defansta Skrtel’in eksikliği fazlasıyla hissedildi. Ersun Yanal ile ilgili bir eleştirim oyuncu değişikliklerinde geç kalması, özellikle Benzia’nın alternatifleri varken 68 dakika sahada kalmasıydı.

Victor Moses, Serdar Aziz, Tolgay Arslan ve Miha Zajc
Ersun Yanal’ın baştan beri transfer edilmelerini özellikle istediği iki yerli oyuncu Serdar Aziz ve Tolgay Arslan artık Fenerbahçe forması giyecekler. İkisi de Yanal’ın kısa ve uzun vadeli oyun planlarında önemli yer teşkil edecektir. Victor Moses, ilk maçında kalitesini yansıttı, etkili hızı ve içeri dripling yaparak girdiği pozisyonlarla büyük heyecan yarattı. Transferi için anlaşmaya varılan Serie A’da Empoli’de oynayan 24 yaşındaki Sloven milli futbolcu Miha Zajc, gole yakın orta saha olarak tanımlanıyor. Yaratıcı oyun tekniği, orta sahadaki pas kabiliyetiyle takıma ciddi katkı sağlayacak önemli bir transfer.

UEFA Avrupa liginde devam eden Fenerbahçe

Yazının Devamını Oku

Muhtaç olduğu kudret içinde mevcut

24 Ocak 2019
Şehnaz Tanılkan yazdı.

Fenerbahçe, sezon başı havasında geçen olumlu devre arasının ardından ligin ikinci yarısına 1-1’lik Bursaspor beraberliği ile başladı. Görünen o ki, Ersun Yanal’ın oldukça gecikmeli başlayan yeni Fenerbahçe dönemi, bu futbol ortamında beklenenden daha zorlu geçecek. Doğruları bulmak için çok uzun zaman harcayan, taşların yeni yeni yerlerine oturmaya başladığı bir Fenerbahçe var. Muhtaç olduğu kudret kendi içinde mevcut ve şu andaki suni lig sıralaması üzerinden estirilen karanlık havaya rağmen, doğru hamlelerle çok geçmeden aydınlığa çıkılacağını öngörmek mümkün.

Bursaspor deplasmanında iki devrede iki farklı takım izledik. Maçın 20. dakikasında Soldado’nun gözlerin pasını silen röveşata golüyle öne geçen Fenerbahçe o dakikalarda oyunda baskılı ve etkiliydi. Sağda Isla, Dirar, Ekici pas üçgenleri başarılıydı. Golü getiren hızlı hazırlık paslaşmaları ve Isla’nın asisti de sağdan bu etkili oyunla geldi. Skrtel ile Soldado maçın en yüksek performans gösterenleriydi. Sadık iyi mücadele etti, haftalar ilerledikçe yerine daha alışacaktır. Jailson orta sahada topu tutmada ve oyun kurmada daha etkin olmalı. Ayew maç boyunca sahada sıkıştı bekleneni veremedi. Belki Valbuena ile başlayıp Ayew sonradan alınabilirdi. İlk 45’deki olumlu Fenerbahçe sonradan yerini eski verimsiz takıma bıraktı.

Hamleler yetersiz kaldı

Daha ilk yarıda öndeyken ‘’bu takım maçın 2. yarısını çıkarabilir mi’’ düşüncesi hakimdi. Ersun Yanal’ın B planını beklerken Bursaspor’un çift forvete dönmesi ve kanatlardan etkili gelen baskılı oyunuyla Fenerbahçe orta saha hakimiyetini tamamen kaybetti ve kapandı. Yanal’ın Valbuena ve Frey hamleleri yetersiz kaldı. O baskılı dakikalarda oyuncudan çok sahadaki oyun sistemini de değiştirmek, direnç arttırmak ve top tutmak gerekiyordu. Ataklar dalga dalga gelirken, 90. dakikada Aytaç’ın golüyle maç 1-1 oldu. Maçın kırılma anlarından biri Valbuena’ya çalınmayan net faul ve devamında gelen Bursaspor’un ‘’pasif ofsayt tartışmalı’’ golünde VAR’a gidilmesiydi. Fenerbahçe bu sezon ligde ilk kez deplasmanda ilk yarıda gol atma başarısını gösterdi. Soldado ise sezondaki ilk golünü atmış oldu. Fenerbahçe zorlu bir deplasmandan 1 puanla dönmüş oldu. Bundan sonrası Ersun Yanal’ın baskılı oyuna karşı alternatifler bulup, ilk 45’teki performansı 90 dakikaya çıkarmasıyla aydınlanabilir.

Futbolun adaleti VAR mı?

Maçın genelini değerlendirirsek, Bursaspor 2. yarıdaki etkili atakları ve kaçırdığı gollerle Fenerbahçe’den çok daha iyiydi. Ancak, Fenerbahçe’nin yetersiz oyunu ve puanlar kaybetmesi, aleyhine verilen hatalı kararları haklı çıkarmaz. Kötü oyun Fenerbahçe’nin sorunu ve meselesi. Maçı kazanmayı hak edip etmemesi de, hakkının yenmesine ve aleyhte düdük çalınmasına bir gerekçe değildir. Hakem Cüneyt Çakır’ın, korner atışı sonrası formasından çekilip düşürülen Skrtel’in pozisyonunda, VAR’a gidip ‘’penaltı vermemek uğruna’’ yaratıcı bir düdükle ‘’korner tekrarlattığına’’ şahit olduk. Mehmet Ekici’ye ayak tabanıyla vuruldu kırmızı kart yerine sari tercih edildi. Bursaspor’un golü öncesinde Valbuena’ya yapılan net faul sonrası oyun durmadı. Pozisyon devamında gelen golde pasif ofsaytta olan oyuncu Volkan’ın önünde perdeliyor, VAR’a rağmen gol iptal edilmedi. Futbolda bazı kırılma anları vardır, takım kötüyken, düşüşe geçmişken ve maç tam da sallantıdayken o kritik dakikalarda verilecek adaletli kararlara daha da çok ihtiyaç duyulur. Yanlış kararlara itiraz edildiğinde ‘’zaten ne oynadı ki Fenerbahçe hak etmedi’’ denilebilen bir futbol ikliminde bundan daha fazlası da beklenemiyor. Gelinen noktada hala aynı nakarat’tayız… ‘’Olsun sen Fenerbahçe’sin, çok iyi oynayacaksın gerekirse hakemi de teknolojiyi de yeneceksin.’’

Soldado, Dirar, Volkan ve Samandıra

Soldado sahada kaldığı süre boyunca maçın en iyisiydi. Sadece attığı müthiş golle değil mücadelesi ve oyuna katkısıyla da çok başarılıydı. O Soldado ki, ilk yarı boyunca hep geri planda tutuldu, UEFA listesine adı yazılmayarak motivasyonunu kaybetti. Sonunda ilk 11’e döndü, elinden gelenin fazlasını yaptı, ‘’çubuklu formanın hakkını vermek’’ nasıl olur onu hatırlattı.

Yazının Devamını Oku

Fenerbahçe’de Ersun Yanal dönemi resmen başladı…

15 Aralık 2018
Şehnaz Tanılkan yazdı.

Fenerbahçe için yeniden yapılanma hedefiyle başlayan sezon, değişimlerle devam ediyor. Yeniden yapılanmanın, ancak doğru yapı taşlarıyla gerçekleşebileceğine bu sancılı süreçte şahit oluyoruz. Sezon başında yapılması gereken hamle, çok geç de olsa şimdi gerçekleşiyor ve ikinci Ersun Yanal dönemi başlıyor. Taraftarların aylardır heyecanla beklediği o yarım kalan hikaye şimdi çok daha zorlu şartlarda başlamak durumunda. Fenerbahçe, UEFA Avrupa liginde gruptan çıkmayı garantilemiş olsa da, Spartak Trnava deplasmanındaki çok eksikli kadronun 1-0’lık yenilgisi ve oyun performansı çok şeyi yansıtmış oldu. Önce Cocu gönderilene kadar geçen zaman, sonra Koeman ile süren belirsizlik dönemi… Ersun Yanal hamlesinin gelmesi için, takımın ligde bu kadar dibe vurması mı gerekirdi… Her durumda hatanın neresinden dönülürse kardır. Ligde ilk yarıyı düşme hattında tamamlayacak olan Fenerbahçe’de şimdi Ersun Yanal farkını görmeye başlayacağız. Geçen 6 ay sonunda hala takım olamayan bu kadro için hep daha fazla teknik direkör katkısı gerekiyordu. Devre arasında yapılacak 4-5 verimli transfer ve beklenen Yanal performansı ile özellikle devre arası kampından sonra esas fark ortaya çıkmaya başlayacaktır. Üst üste alınacak 2-3 galibiyetle sıralamadaki suni durum kısa vadede değişim gösterecektir. Ersun Yanal, doğum günü olan 17 Aralık’ta oynanacak Erzurumspor maçında Kadıköy’de sahaya çıkacak ve taraftarlarla bütünleşecek. Yeniden hoş geldin Ersun Yanal...

Fenerbahçe otobüsünün anlamı

Son günlerin favori konusu, takımın otobüsle dönme cezası’na dair bir kaç not... Verilen bu anlamsız ve hiç yakışmayan cezanın, sonunda ulaşım olarak çok mantıklı bir karara dönüşmüş olmasının yanı sıra... Akhisar yenilgisi sonrası olanların daha can sıkıcı bir hal aldığı da bir gerçek. Aslında yıllardır çok başka bir simgedir o armalı otobüs... İyi günde takım olmanın, omuz omuza’nın,  şampiyonlukların şarkısı, bol gollü derbi galibiyetlerinin coşkusudur... 4 Nisan 2015’de bir deplasman dönüşü pusu kurulup kurşunlandığında da, ayakta kalmanın, Fenerbahçe olmanın, 3 Temmuz direnişinin bir simgesi olduğu gibi... Bu ülkede otobüs kurşunlanmasının, otobüs cezası kadar konuşulmamış olmasıdır esas vahim olan...  Bu kadar gündem olabilse, magazine dönen siyaset yazılarında bile yer bulabilse ‘’sporda şiddetin önlenmesi’’ konusu daha çok ses getirebilir, bu saldırı da belki aydınlanabilirdi. Hiç birinin bir daha tekrarlanmaması dileğiyle...

Damien Comolli ile devam edilmeli mi...

Fenerbahçe futbol takımı için, gelinen bu başarısız ve karanlık noktada Comolli hiç şüphesiz en sorumlu kişilerin başında geliyor. Göreve başladığında yol haritasında önceliği, yeniden yapılanma, satışla kulübe finansal kaynak sağlama ve takımı gençleştirme üzerine kurulmuştu. Comolli de aslında yeterince bilmediği anlaşılan bu kulüp ve ülkede o yolda ilerledi. Zaman içinde Yönetim’le birlikte hatalar üst üste artarak devam etti. Kurulan takım, transfer edilen verimsiz futbolcular ve bitmeyen sorunlu Samandıra gündemiyle, sonunda ligde düşme hattında yer alan bir takımla ilk yarının sonuna yaklaşılmış oldu. Fenerbahçe açısından bu sezonki ara transfer dönemi, belki de en önemli ve kritik süreç olacak. Takımı kuran sportif direktör Comolli ise, bu kriz döneminde sorumluluğunu devam ettirip yanlışları düzeltecek ve eksikleri giderecek olan da o olmalı. Getirdiklerini zamanı geldiğinde geri göndermeyi de en iyi Comolli yapabilir gibi görünüyor. Ne olursa olsun Avrupa’daki transfer tecrübesi ve iletişimiyle, yapılan hataları doğruya dönüştürmek için bir süre daha onun futbol aklına ve desteğine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Şunların altını çizelim...

Ersun Yanal’ın Fenerbahçe teknik direktörü olmasını istemek, Aykut Kocaman’ı değersiz bulmak demek değildir.

Fenerbahçe’nin mevcut Başkan ve Yönetim Kurulu’nu görevdeki 6. ayında çokça eleştirmek, eskiyi geri istemek demek değildir.

Yazının Devamını Oku

Koeman aşısı ve Valbuena resitali

12 Kasım 2018
Futbolda tek bir doğru tercihin bile dengeleri nasıl olumlu değiştirebildiğini gösteren bir maçtı.

Koeman, Valbuena’nın başarılı saha önderliğinde Fenerbahçe’yi dengeli adımlarla ilerletiyor. Kadıköy’de 30 bin taraftarın önünde alınan 2-0’lık coşkulu galibiyet, 3 puandan çok daha fazlasını temsil ediyor. Lefter sezonunda, nihayet o çubuklu formanın tarihine yakışan futbolu ve kazanma azmini görmeye başladık. Gelinen noktada, Erwin Koeman aşısı tutmuş görünüyor...

Galatasaray ve Anderlecht maçlarındaki kadro istikrarı ve oyun anlayışı dün Alanyaspor karşılaşmasıyla da devam etti. UEFA’daki Anderlecht galibiyeti sonrası gereksiz rotasyonlara baş vurmadı. İlk 11’deki tek değişikliği, cezalı olan Jailson yerine orta sahada oynayan Isla’ydı. Daha önce Marsilya ve Cagliari’de ön libero oynamıştı, Koeman da onu tercih etti. Isla maç boyunca sahanın her yerindeydi. Maça orta sahada başlayıp Şener’in sakatlanmasıyla sağ bekte tamamladı. Yüzde 78’lik başarılı pas yüzdesi, 1 asist ve 9 ikili mücadele kazanarak Valbuena ve Frey’le birlikte maçın en iyilerinden biri oldu.
Dakika 19’da Valbuena’nın taşıdığı topla yere düşüp kalktığı o müthiş mücadele sonrası verdiği pas, Isla’nın Ayew’e asisti ve ceza sahası dışından attığı şutla Fenerbahçe 1-0 öne geçti. Ayew’in gol sonrası yedek kulübesine koşması ve gol sevincinde oluşan coşkulu kule, takım ruhunun en güzel yansımasıydı.

Valbuena fark yaratıyor
Fenerbahçe ilk yarıdaki iştahlı ve yüksek tempolu atak oyunuyla tribünlerin de tansiyonunu arttırdı. Dakika 31’de Valbuena’nın ortasında Frey’in müthiş kafa golü geldi ve skor 2-0 oldu. Valbuena yine asistlerini yaptı, Frey yine golünü attı. Sahanın her yerine koşan, enerjisi tükenmeyen aşırı motivasyonlu bir Frey izledik. Fenerbahçe maça iyi konsantre olmuş, sahada yardımlaşan, iyi paslaşan etkili bir takım oyunu vardı. Bunda son 2 maçtır olduğu gibi, yine Valbuena’nın sahadaki liderliği ve mükemmel ilk yarı performansı etkendi. Elinde Valbuena gibi klas bir ayak varsa, onu bu kriz döneminde verimli kullanmayı başarmak da bir teknik direktörlük başarısıdır. Koeman, bu riskli ve doğru adımıyla bir nebze olsun nefes aldırdı, son 3 maçta takımını aydınlığa çıkaran oldu. İkinci yarıda takımın temposu düştü, biraz geriye yaslandı. Oyuncu değişiklikleri de daha çok skoru tutmaya yönelik göründü. Harun, biri karşı karşıya olmak üzere 2 kritik kurtarışla öne çıktı. Slimani çok istese de hala gol atamıyor. Koeman’ın bir şekilde onun verimliliğini arttıracak formülü bulması gerek.

Daha fazla teknik direktör katkısı
Maç öncesine dönelim... Ligde son 6 maçtır galibiyet alamayan bir Fenerbahçe. 10 puanla tehlike bölgesinin hemen üstünde. Sadece 2 galibiyeti var, attığı gol 9 ve yediği gol 15... Kendi sahasında konuk ettiği takım Alanyaspor lig sıralamasında Fenerbahçe’nin 2 puan üstünde. Geçici olarak Cocu’nun yerine göreve gelen Koeman’ın teknik direktör olarak 3. resmi maçı... Fenerbahçe, tarihindeki en kötü lig başlangıcına son vermek ve galibiyet serisine başlamak için sahadaydı. Sezon başından beri, Fenerbahçe’nin bu kadrosunun ligde alt sıralarda olacak kadar kötü olmadığını savundum. Kadro değeri ve kalitesi azalsa da, bu takım ‘’daha fazla teknik direktör katkısı ve motivasyonuyla’’ fark yaratabilirdi. Cocu’nun görevden alınması belki 4 hafta kadar gecikmeli oldu. Yine de hatanın neresinden dönülürse kardır.

Koeman mı yeni teknik direktör mü

Yazının Devamını Oku

Artık 1907 Fenerbahçe Engelli Yıldızlar Basketbol Takımı var...

20 Ekim 2018
Tekerlekli Sandalye Basketbol Süper Ligi ve 1. Lig Mehmet Gülmez 2018-2019 sezonu geçtiğimiz hafta başladı. Bu ligin ve engelli sporların öncü ve başarılı takımlarından, "İstanbul Engelli Yıldızlar Spor Kulübü" ile "1907 Fenerbahçe Derneği" önemli bir iş birliğine imza attılar.

 

1907 Fenerbahçe Derneği, kulüpler ve milli takımlar düzeyinde önemli başarılar sağlanan engelli spor branşlarına yatırım yapma hedefi doğrultusunda, İstanbul Engelli Yıldızlar Basketbol Takımı’na isim sponsoru oldu. Artık takımın yeni adı "1907 Fenerbahçe Engelli Yıldızlar". Bu ligde Beşiktaş RMK Marine ve Galatasaray SK takımları yer alıyordu ancak Fenerbahçe yoktu. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün yeni branş açması tüzük değişikliği ve Genel Kurul onayı gerektirdiği için kısa vadede bunu gerçekleştirmek de mümkün değildi. 1907 Fenerbahçe Derneği’nin gündeminde olan engelli branşlar için yapılan detaylı proje çalışmalarıyla bu anlamlı sponsorluk gerçekleşmiş oldu. İmza törenine, 1907 Fenerbahçe Derneği Başkanı Ruşen Çetin, İstanbul Engelli Yıldızlar Spor Kulübü Onursal Başkanı Gönenç Gürkaynak, İstanbul Engelli Yıldızlar Spor Kulübü Başkanı Kemal Yüksel, Takım Koçu Can Aksu, takım kaptanı İbrahim Yavuz ve Fenerbahçe Erkek Basketbol Takımı Başantrenörü Zeljko Obradovic ile 1907 Fenerbahçe Derneği Yönetim Kurulu üyeleri katıldı.

Fenerbahçe Erkek Basketbol Şubesi ve 1907 Fenerbahçe ESpor

Fenerbahçe Spor Kulübü’ne hizmet amacıyla 1992 yılında kurulan 1907 Fenerbahçe Derneği, spora verdiği destek ve sosyal sorumluluk projeleri ile önemli çalışmalara imza atmaya devam ediyor. 1993-1997 yılları arasında Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Basketbol şubesini yöneten Dernek, oldukça başarılı olmuş ve basketbolun gelişimine önemli katkılar sağlamıştı. Yakın dönemde, ülkemizde henüz çok yaygın olmayan bir branş olan Espor’a yatırım yapıldı. 1907 Fenerbahçe Espor takımı, ilk yılında şampiyon olarak Dünya Kupası’na katıldı. Son 16’ya kalan ilk Türk takımı oldu ve tek bir maçı dijital ortamda dünyada yaklaşık 50 milyon kişi tarafından takip edildi. Global olarak geniş kitlelere en çok da Espor dünyasında olan gençlere ulaşıldı. Espor sonrasında Tekerlekli Sandalye Basketbol sponsorluğu için görüşmelere başlandı ve "İstanbul Engelli Yıldızlar Spor Kulübü" ile "1907 Fenerbahçe Derneği" bir araya gelerek bu kıymetli iş birliği ile yola çıktılar.

 Tekerlekli Sandalye Basketbol Ligleri

Tekerlekli Sandalye Basketbol Ligleri, Süper Lig ve 1. Lig olmak üzere iki ayrı kategoride oynanıyor. Her ligde 12'şer takım yer alıyor. Takımlar 2 devreli ve deplasmanlı lig usulüne göre mücadele ediyor. Kadın ve erkek sporcuların bir arada oynadığı nadir takım oyunlarından biri.
Dünyada en çok lisanslı engelli sporcunun Türkiye’de olduğu belirtiliyor. Kadın ve erkek sporcuların bir arada oynadığı nadir takım oyunlarından biri. 1907 Fenerbahçe Engelli Yıldızlar takımında biri milli takımda olmak üzere 2 kadın oyuncu bulunuyor. Takımlarda yabancı oyuncu da oynatılabiliyor ve kadroda İran’lı üç erkek sporcu var. Onlar da İran milli takımıyla Asya oyunlarında yer alıyorlar. Her sporcunun engeline göre belirlenmiş engel puanı var, mücadele edecek takımlar toplam engel puan limitiyle takım çıkarabiliyor.

 İlk hafta galibiyetle tamamlandı sırada Beşiktaş maçı var

Yazının Devamını Oku

Başkan Ali Koç’un satır araları...

11 Ekim 2018
Başkan Ali Koç’un günlerdir merak edilen açıklamaları büyük ses getirdi.

Belki beklenenden biraz uzun ve ayrıntılıydı. İçinde umut, hayret, kırgınlık, hayal kırıklığı, sitem, güven, kararlılık, inanç hepsinden biraz vardı. Hepsinden önemlisi, şeffaf, net, açık ve inandığı gibi her şeyi o an yaşayarak anlatan samimi ve kararlı bir başkan profiline şahit olduk.

Ali Koç, Fenerbahçe’de göreve başladığı 4 ay öncesinden bugüne, neyi hangi şartlarda devir aldıklarının unutulmaması gerektiğinin altını çizdi. ‘’Yeniden yapılanma, köklü değişim ve zorlu ekonomik koşullarla, uzun soluklu bir proje vaad ettik, daha iyilerini kararlılıkla ilerleyip gerçekleştireceğiz’’ dedi. SPK’ya sermaye arttırımının onayı için teşekkür etti. Futbol takımının gelecek haftaki Sivasspor deplasmanına yeni sponsorlu formalarla çıkacağı haberini verdi. Bu ek kaynaklara rağmen, Mart’tan sonraki dönem için ‘’hala önümüzü net göremiyoruz’’ açıklaması finansal durumun ciddiyetini bir kez daha gösterdi. Evet şu bir gerçek ki, Fenerbahçe için mücadele edilmesi gereken pek çok ciddi engel ve yük var. Taraftarlara, bu mücadelenin sadece sahadaki maçlardan ibaret olmadığını hatırlattı ve ‘’sabırla omuz omuza kenetlenmezsek başaramayız’’ vurgusunu yaptı.

Zararın neresinden dönülürse kardır
Fenerbahçe gibi asırlık bir Spor Kulübü’nde, futbol şubesinin kalbi olan Samandıra’da böyle talihsiz ve yakışıksız olayların yaşanabilmesi üzücü. Aslında Başkan Ali Koç tarafından 6 hafta önce şüphe edilip Damien Comolli’ye iletilen ve sorun olduğu görülen bu duruma çok geçmeden o anda müdahale edilebilmesi gerekirdi. Sezon başından eski ekiple devam edilmemesi en doğru karar olurdu. O dönem, 2 haftalık uzun bir süre de Aykut Kocaman’la devam edilip edilmemesi gündemiyle kaybedilmiş oldu. Bunlar da aslında Başkan Ali Koç’un saygıyla vefaya çok önem vermesinin, iyi niyetinin yansımasıydı. Gelinen noktada zararın neresinden dönülürse kardır, yeter ki hatalardan, işleyişteki eksikliklerden ders alınmış olsun. Samandıra’daki bu duruma göre, ligde 8 maçta alınan 8 puan belki de o kadar beklenmedik değil... Takım olma bilinci, bütünlüğü, takım ruhu gibi eksikliklerin sezon başından beri oluşamadığı bir gerçek. Futbolculardan ve iletişimlerinden sorumlu olacak yerli bir idari profesyonelin görev almasının büyük fark yaratabileceğini ve var olan açıkların hızla kapanabileceğini düşünüyorum. Bu seçilecek kişinin özellikle ‘’tecrübeli ve daha önce benzer görevlerde bulunup başarılı olmuş biri olması’’ önemli.

Şeffaflık, farkındalık ve zihniyet
Dünkü açıklamalardan sonra şunu da gördük. Fenerbahçe Başkanı, dışarıdaki gündemin ve dengelerin de yeterince farkında. Satır aralarında bunların da ipuçlarını verdi. Bilinçli ve hedef alınarak yapılan saygısızlıklara, haksız seviyesiz itibarsızlaştırmalara dikkat çekti. İçeriden duydum diye ortaya çıkıp yanlış haber ve yorumlarla dikkat çekme çabasındakilere farkındalığı, saygısı ve nezaketiyle uyarılarını yaptı. Ali Koç şeffaflığı ve samimiyeti diye bir gerçek var. Fenerbahçe’ye zarar verecek profesyonellik dışı her hamlenin de karşısında duracağını kararlılıkla gösteriyor. Bunun yanında, Fenerbahçe Başkanı’nın önümzdeki dönemde taraftarlarla bire bir yakın iletişim kurması konusunda daha geri planda kalması ve her konuda sadece kendisinin elini taşın altına koyan olmaması gerektiği inancındayım. Bu zorlu dönemde Fenerbahçe’nin geleceğinin aydınlık olması için maddi manevi bir çok yükün altında olan bir Başkan ve henüz 4 aydır görevde olan bir Yönetim var. Evet değişimler sancılıdır ve görünen o ki, beklenenden zorlu bir yol oluyor. Bundan sonrası şanslı ve aydınlık olsun.

Yeniden kazanma alışkanlığı gerekiyor

Yazının Devamını Oku