Seçimde gerileyenler yerini koruyanlar ve yükselenler

ÖNCEKİ gün yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi adayların ve bugün TBMM’de temsil edilmekte olan partilerin sayısal desteği anlamında üç temel durum ortaya çıkardı.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AK Parti’si sayısal gücünü ve üstünlüğünü korurken, “çatı adayı” projesiyle ortaya çıkan CHP ve MHP çok ciddi oy kaybına uğradı, HDP ise anlamlı bir yükseliş çizgisi yakaladı.
Önceki gün sandıkta alınan sonuçları 30 Mart yerel seçim sonuçlarıyla karşılaştırmalı bir şekilde okumaya çalıştığımızda şu gözlemleri öne sürebilmek mümkün:

Seçimde gerileyenler yerini koruyanlar ve yükselenler***

Hatırlanacağı gibi, 30 Mart sonrasındaki en önemli tartışma AK Parti’nin gerçekte ne kadar oy aldığı konusunda patlak vermişti. Çünkü bu konuda iki farklı hesaplama yöntemi kullanılıyordu.
Birinci yöntemde, 51 ilde İl Genel Meclisi (İGM) için kullanılan oylarla büyükşehir statüsündeki 30 ilde ilçe belediye meclisleri için verilen oylar toplanıyordu. Belediye başkanları değil, ağırlıklı olarak parti aidiyetine dönük tercihleri yansıttığı için bu hesaplama daha gerçekçi gözüküyor. İkinci hesaplama yönteminde ise 51 ildeki İGM oylarına 30 büyükşehirde belediye meclisleri yerine doğrudan belediye başkan adayları için kullanılan oylar ekleniyor.
Birinci yöntemde Türkiye toplamında AK Parti oyları 30 Mart’ta 19.5 milyonun biraz altında kalırken, ikinci hesaplamada (adaylarla ilgili kişisel ve yerel faktörlerin etkisiyle) bu partinin oyları 20.5 milyonun çok az üstüne çıkıyordu.
Gelgelelim, 30 Mart’ın sonucuna ilişkin farklı hesaplanan her iki oy toplamı da AK Parti’nin 11 Haziran 2011 tarihinde almış olduğu 21 milyon 399 bin oyun altında kalmıştı. Birinci hesaba göre yaklaşık iki milyon, ikinci hesaba göre yaklaşık bir milyonluk bir düşüş söz konusuydu. Üstelik 2011’den 2014’e seçmen sayısı 50 milyon 237 binden 52 milyon 695 bine çıkmış, yani 2.5 milyon kadar artmıştı. Bu durum AK Parti’deki düşüşü daha da dikkat çekici kılıyordu.

***

Önceki günkü seçimde AK Parti’nin aldığı oy miktarı 21 milyona ancak gelmiştir. Bu durumda AK Parti’nin 30 Mart’tan sonra -ikinci kez- 2011 genel seçimindeki 21.4 milyonluk oyunun altında kaldığını söyleyebiliriz. Buna karşılık, Erdoğan, önceki gün 30 Mart’taki birinci hesaplama yöntemine göre AK Parti’nin aldığı oyun 1.5 milyon, ikinci yönteme göre de 500 bin kadar üstüne çıkmıştır.
Bu rakamlar esas alındığında, AK Parti’nin önceki gün sandıkta gücünü koruduğu, hatta bir miktar arttırdığı sonucuna ulaşıyoruz. Ayrıca, Erdoğan’ın aldığı oyun yapısı analiz edilirken, başka partilerden gelen oy kaymalarının etkisi de hesaba katılmalıdır.
MHP’den Erdoğan’a doğru bazı oy kaymalarının olduğu yolunda ciddi göstergeler söz konusudur. Bu tür oy kaymaları detay araştırmalarla daha net anlaşılacaktır.
Her halükârda AK Parti 10 ay sonra yapılacak genel seçimlere doğru tabandaki seçmen desteğini tahkim etmiş gibi gözüküyor. Seçime katılım yüzde 74.13 gibi düşük bir oranda gerçekleşmiş olsa da, AK Parti bu düşüşten etkilenmeden miktar olarak eski oyunu korumuş, hatta üstüne çıkabilmiştir.

***

Ancak CHP ve MHP açısından benzer bir gözlemi yapabilmek mümkün değildir. Bu iki partinin geçen 30 Mart’taki oy toplamı, -yani Ekmeleddin İhsanoğlu’nun potansiyel seçmen kitlesi- her iki hesaplama yönteminde de 19 milyon 390 bin dolayındadır. İkinci hesaplama yöntemi, Mustafa Sarıgül ve Mansur Yavaş gibi faktörler nedeniyle CHP’yi birinci yönteme kıyasla MHP karşısında daha kabarık göstermektedir.
Buna karşılık, önceki gün çatı adayı İhsanoğlu’nun aldığı oy miktarı 15 milyon 587 binle sınırlı kalmıştır. Bu 30 Mart’taki CHP-MHP toplamından yaklaşık 3 milyon 700 binlik bir gerilemeye işaret ediyor. Seçime katılım oranındaki azalma -AK Parti’nin aksine- CHP ve MHP’nin oylarını aşağı çekmiş gözüküyor.
Buradaki kaybın ciddiyet derecesini gösteren bir başka faktör daha var. O da irili ufaklı çok sayıda partinin geçen pazar günü çatı adayı Prof. İhsanoğlu’na destek vermiş olmasıdır. Bunlardan Demokrat Parti’nin 30 Mart’ta 324 bin, DSP’nin ise 150 bin oy aldığı dikkate alınmalıdır. Bir başka deyişle, İhsanoğlu’nun oyunu -içindeki- bu tür desteklerden arındırdığınızda, CHP ve MHP’deki düşüşün daha da sert olduğu anlaşılıyor.

***

Kuşkusuz seçimin en kayda değer sonuçlarından biri, HDP adayı Selahattin Demirtaş’ın aldığı oy miktarıdır. 30 Mart seçiminde her iki hesaplamada da yaklaşık
2 milyon 700 bin dolayında oy toplayan bu siyasi hareket, önceki gün sandıktaki 3 milyon 958 bin oya çıkmıştır. Bu,
1 milyon 250 bin dolayında bir artıştır ve oran olarak yüzde 46’ya tekabül etmektedir.
Bu durumda seçimin artış oranı anlamında en çok kazançlı çıkan tarafın HDP adayı Demirtaş olduğu aşikardır.

Yazarın Tüm Yazıları