Putin’in Ankara ile Esad karşısındaki zor seçimi

GEÇEN hafta Suriye’de cihatçı grupların denetimindeki İdlib’de, Hatay sınırının 30 kilometre kadar doğusundaki bir noktada, Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren bir gelişme cereyan etti.

Haberin Devamı

Birbirine bitişik Fua ve Keferya kasabalarındaki rejim yanlısı silahlı gruplar ve sivil halk, varılan bir mutabakat çerçevesinde bu yerleşimlerden tahliye edildi.

Keferya ve Fua, İdlib’de Esad rejimine bağlı grupların kaldığı son iki yerdi ve burada yaşayan insanlar uzun bir zamandır rejim karşıtı cihatçı grupların kuşatması altındaydı. Yapılan pazarlıklar sonucunda bu kasabalarda yaşayan yaklaşık 7 bin kişi otobüs konvoylarıyla Halep’e götürülürken, karşılığında Esad rejimi de hapishanelerde tuttuğu 1.500 kadar cihatçı militanı serbest bıraktı.

Bu son gelişmenin anlamı, İdlib bölgesinin artık Nusayri ve Şii unsurlardan tümüyle arındırılıp homojenleşmiş bir cihatçı coğrafyası haline gelmesidir. İdlib’de El Nusra uzantısı Heyet Tahrir’üş Şam kontrolündeki yerel yönetimin hafta sonunda bu iki yerleşimdeki ilk icraatı, İslami kuralların uygulanacağını duyurmak olmuştur.

*

Haberin Devamı

Sahada şekillenen bu tablo, rejimin İdlib’te topyekûn bir harekâta girişebilmesi için artık hiçbir engelin kalmadığı yolundaki tartışmaları da körüklüyor. Ayrıca, Esad’ın güneyde Dera ve Kunetra’yı da muhaliflerden ‘arındırdıktan’ sonra İdlib’de büyük saldırıyı eylül ayında başlatacağı yolundaki haberler de son günlerde zihinleri karıştırıyor.

Dikkat çeken bir başka açıklama, geçen hafta Rusya’nın Şam Büyükelçisi Alexander Kinshchak’tan gelmiştir. TASS’ın haberine göre, Rus büyükelçi, İdlib’deki durum çok zor. En yüksek militan ve terörist yoğunluğu İdlib’de. Buradaki sorunların dikkatlice ve hassas bir şekilde ele alınması gerekiyor. İdlib’deki durum, güneyde gerilimi düşürme bölgesindekine benzer çerçevede bir çözüme kavuşturulabilir... Bu kolay olmayacak, zaman alacak” şeklinde konuşuyor.

Zorluğun bir nedeni de şu açmazda olmalı: Güneyde bulundukları yerlerden tahliye edilen muhalif gruplar ağırlıklı olarak İdlib olmak üzere ülkenin başka bölgelere sevk edilmiştir. Güneyde çözüm kuzeye, İdlib istikametine doğru bulunursa, kuzeyde İdlib’de yerleşik gruplar nereye gönderilecektir? Ya da bu grupların ilelebet İdlib’de kaldıklarını varsayalım. Bu takdirde Suriye’nin geleceğinde kendilerine nasıl bir statü bulunacaktır?

*

Haberin Devamı

Peki, Beşar Esad İdlib’e saldırabilir mi? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Temmuz’da Rusya lideri Vladimir Putin’le yaptığı görüşmenin en kritik başlıklarından birini bu sorunun oluşturduğu biliniyor. Erdoğan, AA’nın haberine göre “Dera’da sivillerin hedef alınmasının kaygı verici olduğunu, Şam rejiminin benzer bir şekilde İdlib’e yönelmesi durumunda Astana mutabakatının özünün tamamen yok olabileceğinedikkat çekmiştir.

Burada verilen mesaj çok açık. Erdoğan, Putin’den açıkça Esad’ı dizginlemesini, onu Türkiye’ye doğru devasa bir göç dalgasını tetikleyebilecek İdlib’e dönük topyekûn bir saldırıdan caydırmasını istiyor. Türkiye, Rusya ve İran, geçen yıl Astana mutabakatı çerçevesinde İdlib’i ‘gerilimi düşürme bölgesi’ ilan etmiş durumdalar. Hatta, bu hedefi sağlamak üzere İdlib ile rejim bölgesini ayıran sınır hattı boyunca Türkiye, İran ve Rusya çok sayıda askeri gözlem noktası tesis etti.

Haberin Devamı

Esad’ın İdlib’e bir harekâta girişmesinin Astana mutabakatının varlık nedenini ortadan kaldıracağı aşikâr.

*

Putin, bu noktada savaşı muhaliflere kaybetmek üzereyken yardımına koşarak uçurumdan aşağı düşmekten son anda kurtardığı Esad ile Astana sürecinde yakın işbirliği yaptığı Türkiye karşısında bir karar almak durumunda. Esad’ı caydırmadığı takdirde, Türkiye ile ilişkilerini, Türkiye’deki uzun dönemli büyük menfaatlerini tehlikeye atacaktır. Rusya liderinin Türkiye’yi gözden çıkarma pahasına Esad’ın elini serbest bırakması çok gerçekçi görünmüyor.

Buna karşılık, sonuna yaklaşılmakta olan savaştan muzaffer çıktığı hususunda geniş bir uluslararası mutabakatı arkasına alan Esad, ülkenin hükümranlık sahibi meşru rejimi olarak İdlib’de egemenlik haklarını icra etmek konusunda Rusya’yı sıkıştıracaktır. Rusya, bir şekilde müttefiki Esad’ı da tatmin etmek durumundadır.

Haberin Devamı

Sonunda Rusya’nın Türkiye ile Esad rejimi arasında nasıl bir çıkış yolu bulacağı önümüzdeki dönemin en kritik sorularından biridir ve Ankara tarafından da çok yakından izlenecektir. Bu haliyle İdlib’in geleceği sorusu, Ankara-Moskova ilişkilerinin üzerinde sıkıntılı bir konu halinde asılı durmaktadır.

Yazarın Tüm Yazıları