Nüfus faktörüne göre vaka sayısında Uruguay’dan sonra dünya ikincisiyiz

COVID-19 salgınında düşündürücü tablo

Haberin Devamı

Tablonun bugünkü vahim noktaya nasıl bir seyir içinde geldiğini görebilmek bakımından grafiklere yalnızca göz atmak yeterli. Sağlık Bakanlığı’nın resmi verilerine dayanılarak hazırlanan bu grafik, 1 Mart tarihinde kademeli normalleşmeye geçiş kararının açıklanmasından sonra COVID-19 vakaları ve bu vakalardan kaynaklanan vefat sayılarında bir buçuk aylık bir süre içinde nasıl bir patlama yaşandığını çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor.

Rakamlar üzerinden anlatmamız gerekirse, 1-7 Mart haftasında toplam 78 bin 829 olan vaka sayısı yedi hafta sonunda geçen hafta 419 bin 436’ya yükselmiştir. Tam 5.3 kat bir artış söz konusudur.

Vefat sayısına baktığımızda, 1-7 Mart haftasında toplam 461 olan vefat sayısı, 12-18 Nisan aralığında geçen hafta 1.987’ye çıkmıştır. Artış 4.3 kattır.

Haberin Devamı

Grafikte yer vermediğimiz iki ayrı kategori bu tabloyu tamamlıyor. Yeni vakalar içinde belirti gösteren ve “hasta” diye tanımlanan vakalara ilişkin kategoride 1-7 Mart haftası toplamı olarak 4 bin 822 sayısı açıklanmıştı. Geçen hafta bu toplam 20 bin 30’du. Burada da 4.15 kat bir artış meydana gelmiştir.

Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı bir başka kategori olan ve durumu ağır bir şekilde seyredenleri gösteren “ağır hasta” sayısındaki yükselişe baktığımızda da şu tabloyla karşılaşıyoruz: 1 Mart tarihinde Türkiye’deki bütün hastanelerde toplam 1.215 ağır hasta varken, önceki akşam itibarıyla bu sayı 3 bin 275’e yükselmiştir. Artış 2.7 kattır.

YENİ VAKALARDA İKİNCİ DALGANIN İKİ KATINA ÇIKILDI

Bu verileri geçen kasım-aralık aylarında yaşadığımız salgının ikinci dalgasıyla karşılaştırdığımızda rakamların nasıl tırmandığını daha da çarpıcı bir şekilde görebiliyoruz. Karşılaştırma bize şunu anlatıyor: İkinci dalgada vaka sayısının en yüksek kaydedildiği hafta 30 Kasım-6 Aralık arasıydı ve toplam sayı 220 bin 667 olarak duyurulmuştu. Vakaların yükselmesi nedeniyle 30 Kasım’da açıklanan kısıtlama önlemleri sonrasında bu kategoride düzenli bir düşüş yönelişine girilmişti.

Oysa içinde bulunduğumuz üçüncü dalgada, geçen hafta 419 bine tırmanan vaka toplamı, ikinci dalgadaki pik noktasının neredeyse iki katına çıkıldığını gösteriyor.

Haberin Devamı

Aynı kıyaslamayı vefat sayıları açısından yapalım. İkinci dalgada en yüksek haftalık vefat sayısı toplamı 21-27 Aralık tarihleri arasında 1.781 olarak kayda geçmişti. Oysa geçen hafta bu sayı 1.987’ye ulaşarak ikinci dalganın pik eşiğinin üstüne çıkmıştır.

Salgında ölüm sayılarının yükselişi vaka sayılarındaki tırmanışı geriden izliyor. Bu nedenle vefat sayılarındaki artış yönelişinin önümüzdeki günlerde de devam etmesi endişe verici bir ihtimal olarak önümüzde duruyor.

Nüfus faktörüne göre vaka sayısında Uruguay’dan sonra dünya ikincisiyiz

TOPLAM AKTİF VAKA SAYISI 5 MİLYON MU?

Durumun ciddiyetinin altını çizmek bakımından dikkate almamız gereken bir başka veri “Toplam aktif vaka sayısı”dır. Bu sayı bize ülkede testi pozitif çıkıp enfekte durumda olan vatandaşların toplam sayısını veriyor. Bu kişiler ya hastanede ya da evlerinde tedavi görüyorlar ya da evlerinde karantina altındalar. Bu sayıyı, toplam vaka sayısından A) İyileşmiş olanlar toplamı ve B) Vefat toplamını çıkartarak buluyoruz. Önceki gün bu sayı 544 bin 931’di. Bir başka anlatımla, ülkemizde bugün itibarıyla yarım milyondan fazla insan COVID-19’a yakalanmış durumda.

Haberin Devamı

Ancak bu sayı tablonun bütününü görmek bakımından çok eksiktir. Çünkü, Sağlık Bakanlığı verileri vaka olarak yalnızca PCR testi yaptıran vatandaşlar içinde pozitif çıkanları gösteriyor. Türkiye’de yaygın test taraması yapılmıyor, ağırlıklı olarak şikâyeti olanlara test uygulanıyor. Pek çok insan belirti göstermediği için virüsü aldığı halde hastalığı farkında olmadan atlatıyor ama bu süre zarfında taşıyıcı olarak virüsü yayıyor. Ayrıca, PCR testlerinin genelde doğruyu gösterme oranının da yüzde 70 dolayında olduğu biliniyor.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Mehmet Ceyhan’a göre, bu nedenle Türkiye’deki gerçek toplam aktif vaka sayısını bulabilmek için bu sayıyı 10’la çarpmak gerekiyor. Prof. Ceyhan, bu durumda Türkiye’deki aktif vaka sayısının “En az 5 milyon olduğunu” söylüyor.

Haberin Devamı

BİR MİLYONA DÜŞEN VAKA SAYISINDA URUGUAY’DAN SONRA İKİNCİYİZ

Şimdi meselenin bir başka yönüne bakalım. Türkiye, bu verilerle özellikle vaka sayısındaki artışlarla küresel ölçekte salgının seyrinde durumu en sıkıntılı ülkelerden biri konumuna gelmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 18 Nisan tarihli tablosuna göre, günlük yeni vaka sayısında Hindistan 273 bin 810 vaka ile birinci, Brezilya 67 bin 636 vakayla ikinci, Türkiye ise 62 bin 606 vaka ile üçüncüdür. ABD ise günlük 61 bin 306 yeni vaka ile Türkiye’den hemen sonra geliyor.

Gelgelelim bu üç ülkenin nüfuslarının Türkiye’nin nüfusundan büyük olduğu hesaba katıldığında bu sıralama değişiyor. Yaklaşık rakamlarla ABD’nin nüfusu 333 milyon, Hindistan 1.4 milyar ve Brezilya’nın ise 212 milyondur. Bu faktörler dikkate alındığında, Türkiye 83.6 milyonluk nüfusuyla vaka yoğunluğunda bu üç ülkeyi de geride bırakıyor.

Haberin Devamı

Oxford Üniversitesi’nin COVID-19 salgınıyla ilgili hazırladığı veri tabanında önceki günkü döküme bakıldığında, “Her bir milyon kişiye düşen yeni vaka sayısı”nda Türkiye listenin tepesinde yer alıyordu.

Bu sıralamada birinci sırada nüfusu 3.4 milyon olan Uruguay geliyor. Bu sayı Uruguay’da 826.70. Nüfusları bir milyonun altında olan Kıbrıs Rum yönetimi (775.37 vaka) ve Şeysel Adaları (714.72 vaka) istisna olarak alınırsa, Türkiye bir milyon kişiye düşen 710.46 yeni vakayla Uruguay’dan sonra ikinci geliyor.

Aynı sıralamada ABD’de her bir milyon kişiye 203.78 yeni vaka düşüyor. AB ülkeleri ortalaması ise 306.48.

GİDİŞAT ÇOK KAYGI VERİCİ

Türkiye’de yeni vaka sayılarındaki tırmanma 1 Mart tarihinde geçilen kademeli normalleşme döneminin, küresel karşılaştırmalardan da görüleceği gibi, Türkiye’yi çok sıkıntılı bir noktaya getirdiğini gösteriyor.

Aslında yeni yılla birlikte bir platoya yerleşen vakalarda bir kıpırdanmanın baş gösterdiği bir sırada başlayan normalleşme çok kısa bir zamanda vaka eğrisini hemen yukarı doğru çekmiştir. Buna karşılık, 15 Mart’ta yapılan değerlendirmede “Uygulamaları bir süre daha takip etme” kararı alınarak “Bekle-gör” politikasına geçilmiş, ardından 29 Mart tarihinde, yani yaklaşık bir ay kadar sonra kırmızı illerde pazar günü sonu sokağa çıkma yasağının cumartesileri de kapsaması başta olmak üzere sınırlı bir kısıtlama paketi açıklanmıştır.

Bu kısıtlama önlemlerinin bir sonuç getirmediği ortaya çıkınca geçen hafta başında (12 Nisan) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sokağa çıkma yasağının akşamları 19.00’a çekilmesi, okullarda 8 ve 12’nci sınıflar dışında uzaktan eğitime dönülmesi, sosyal etkinliklerin ve toplu iftarların yasaklanması gibi daha kısıtlayıcı bir önlemler paketine geçilmiştir.

Ancak vakalardaki tırmanma eğiliminin sürdüğü dikkate alındığında daha da kuvvetli kapanma önlemlerine başvurulması kaçınılmaz görünüyor.

Yazarın Tüm Yazıları