İstanbul seçiminin rakamsal denklemi

İstanbul’da bundan bir ay sonra 23 Haziran’da tekrarlanacak olan büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde sandıktan çıkacak sonuç üzerindeki en belirleyici faktörlerden birinin ‘katılım oranı’ olacağı hususunda herkes görüş birliği içinde.

Haberin Devamı

Geçen 31 Mart’ta yapılan ve Yüksek Seçim Kurulu tarafından iptal edilen büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin önemli bir yönü katılımın genel ortalamanın altında olmasıydı. Bu seçim, İstanbul’da 2011 sonrasında gerçekleşen bütün seçim ve referandumlar içinde 2014 cumhurbaşkanlığı seçimiyle (yüzde 72.76) birlikte en düşük iki katılım oranından birine sahne oldu. 31 Mart’ta İstanbul’da katılım oranı yüzde 83.86’da kaldı.

Katılımın ne kadar düştüğünü gösterebilmek için İstanbul’da 2011 sonrasındaki oranları kısaca hatırlayalım: 21 Haziran 2011 genel seçimi: Yüzde 86.5, 30 Mart 2014 yerel seçimi: Yüzde 89.4, 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi: Yüzde 72.8, 7 Haziran 2015 genel seçimi: Yüzde 86.2, 1 Kasım 2015 genel seçimi: Yüzde 88.1, 16 Nisan 2017 anayasa referandumu: Yüzde 88.8, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimi: Yüzde 87.9.

Haberin Devamı

İstanbul’da 31 Mart yerel seçimindeki katılım oranı, dokuz ay önce 24 Haziran 2018’de yapılan Cumhurbaşkanlığı ve genel seçiminde bu ildeki yüzde 87.9’luk katılımın net 4.13 puan altındaydı.

İstanbul seçiminin rakamsal denklemi

Katılımdaki gerilemeyi seçmen sayısı üzerinden göstermek daha çarpıcı olabilir. Önce kayıtlı seçmen sayılarına göz atalım. İstanbul’da 24 Haziran genel seçiminde 10 milyon 573 bin kayıtlı seçmen vardı ve 9 milyon 304 bin vatandaş sandığa gitmişti.

31 Mart yerel seçiminde ise İstanbul’da kayıtlı seçmen sayısı 10 milyon 570 bin görünüyordu ve bu kez 8 milyon 865 bin kişi oy kullanmıştı. Bu durumda oy kullanmayanların sayısının 24 Haziran seçimine kıyasla 439 bin kadar arttığını görüyoruz. Yani, 24 Haziran’da sandığa gidip 31 Mart’ta gitmemeyi tercih eden oldukça kalabalık bir kitle söz konusudur. (Her halükârda 31 Mart’ta toplamda İstanbul’daki kayıtlı seçmenden 1 milyon 705 bini sandığa gitmemiştir.)

Bu arada, geçen dokuz ay içinde İstanbul’da kayıtlı seçmen sayısında bir artış olmaması dikkat çekici görünebilir. Bunun başlıca nedenlerinden biri, İstanbul’dan çok sayıda vatandaşın Anadolu’daki muhtarlık seçimlerinde oy kullanmak üzere seçmen kütüklerini memleketlerine aktarmış olmalarıdır.

*

Haberin Devamı

Bu tespitlerin ardından öncelikle 24 Haziran 2018 genel seçimi ile 31 Mart yerel seçimindeki ittifak oylarını karşılaştırarak bu oylarda gözlenen ana yönelişleri anlamaya çalışabiliriz.

24 Haziran 2018’de ‘cumhur ittifakı’nı oluşturan aktörlerden AK Parti İstanbul’da 3 milyon 882 bin (yüzde 42.41), MHP ise 757 bin (yüzde 8.27) oy almıştı. İkisinin toplamı olan 4 milyon 640 bin oy (yüzde 50.68), 31 Mart yerel seçiminde ‘cumhur ittifakı’nın İstanbul adayı Binali Yıldırım’ın -teorik olarak- kendisine çekebileceği potansiyel oy zeminini gösteriyordu.

Buna karşılık Yıldırım’ın 31 Mart’ta sandıkta aldığı toplam oy 4 milyon 156 binle (yüzde 48.60) sınırlı kalmıştır. Bundan çıkaracağımız sonuç, Yıldırım’ın 24 Haziran genel seçimindeki ittifak oyunun 484 bin oy kadar altına düştüğüdür. Bu, neresinden bakılırsa bakılsın, büyüklük olarak yarım milyona yakın bir seçmen kitlesini ifade ediyor. Kuşkusuz, ‘cumhur ittifakı’nın potansiyelinin altında kalmış olmasında sandığa gitmeyen seçmen faktörü öncelikle hesaba katılmalıdır. Bununla birlikte, sınırlı da olsa başka adaylara (muhtemelen İmamoğlu) doğru bir kayma ihtimali bir diğer faktör olarak göz ardı edilmemelidir.

*

Haberin Devamı

Şimdi CHP’li Ekrem İmamoğlu’nu sandıkta birinciliğe taşıyan dinamiklere önce ‘millet ittifakı’ bileşenlerinin toplamı üzerinden bakalım. 24 Haziran genel seçiminde CHP 2 milyon 448 bin (yüzde 26.74), İYİ Parti ise 743 bin (8.12) oy almıştı. İkisinin toplamı 3 milyon 192 bin (yüzde 34.86) dolayındadır. Buna karşılık İmamoğlu, 31 Mart’ta 4 milyon 169 bin oy alarak 24 Haziran’daki potansiyelin yaklaşık 1 milyon üstüne çıkmıştır.

Bu tabloda İmamoğlunun CHP ve İYİ Parti tabanları dışındaki kesimlerden bir hayli anlamlı bir destek aldığını görüyoruz. Öncelikle de HDP’nin 24 Haziran’da İstanbul’da 1 milyon 146 bin oy aldığını hesaba kattığımızda bu partinin seçmeninden CHP adayına kuvvetli bir destek geldiğini kabul etmeliyiz.

Haberin Devamı

Ancak bu artışı yalnızca HDP ile açıklamak yeterli değildir. Çünkü İmamoğluna başka kaynaklardan da oy geldiğini belediye meclis sandıkları kıyaslaması üzerinden okuyabiliyoruz. Örneğin, DSP’nin İstanbul belediye başkanı adayı Muammer Aydın 30 bin oy alırken, ilçe belediye meclislerinde DSP’ye 89 bin oy çıkmıştır. Buradan hareketle muhtemelen yaklaşık 60 bin kadar DSP seçmeninin büyükşehirde DSP adayına değil, İmamoğluna oy verdiğini öne sürebiliriz. Aydın, 23 Haziran seçimi için adaylıktan çekildiğini açıklamıştır.

Bunun gibi Demokrat Parti’nin (DP) İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Ersan Gökgöz’e yaklaşık 22 bin oy çıkarken, ilçe belediye meclislerinde bu parti için 40 bin kadar oy kullanılmıştır. Aradaki fark DP seçmeninin bir bölümünün belediye başkanlığı seçiminde farklı bir tercihe (muhtemelen İmamoğlu) yöneldiğini gösteriyor. DP, 23 Haziran’da aday çıkarmayacaktır.

Haberin Devamı

Keza Saadet Partisi’ne ilçe belediye meclislerinde İstanbul toplamında 224 binin üstünde oy çıkarken SP’nin İstanbul belediye başkan adayı Necdet Gökçınar ancak 103 bin kadar oy alabilmiştir. Kalan 121 bin dolayındaki SP seçmeninin başka adaylara yönelmiş olduğunu anlıyoruz. Genel kanaat SP tabanından hem Yıldırım hem de İmamoğluna kayma olduğudur. Gökçınar, bu seçimde yeniden adaydır.

*

Son tahlilde 23 Haziran’da yapılacak seçimin dinamiklerini okuyabilmek için 31 Mart’ta İstanbul’da sandıkta ne olduğunu bir kez daha hatırlamak gerekiyor.

Her halükarda katılım oranının 23 Haziran’daki yenileme seçiminde hayati bir rol oynayacağını söyleyebiliriz.

Yazarın Tüm Yazıları