Güngör Uras’a saygılarımızla...

TÜRKİYE geçen hafta değerli bir evladını yitirdi. İstiklal Savaşı madalyası sahibi Halit Uras Bey’in oğlu, yazar, ekonomist Güngör Uras İstanbul’da hayata veda etti.

Haberin Devamı

Güngör Bey, bir hayatın içine çok şeyi sığdırabilmiş bir insandı. Bu, Mülkiye’den mezuniyetinin ardından önce bankacılık, ardından Devlet Planlama Teşkilatı’ndaki bürokratlık kariyerine, bunu izleyen dönemde İstanbul’da iş dünyasında yöneticiliğe, oradan köşe yazarlığına ve öğretim üyeliğine kadar uzanan renkli ve dolu dolu bir hayat çizgisiydi.

*

Hayatını kaplayan bütün bu boyutlar içinde baskın olanı, kuşkusuz ekonomi yazarlığıydı. Bu yönünden söz ederken Türk basınına yaptığı çok önemli bir katkının da altını çizmek gerekir.

Şöyle ki, 1955 yılında Mülkiye’den mezun olduktan sonra önce Halk Bankası’nın kooperatifçilik ve küçük işletmeler bölümünde çalışmıştı. Bunu, 1960 ihtilalinden sonra kurulan Devlet Planlama Teşkilatı’ndaki bürokratlık dönemi izlemişti. İktisadi Planlama Dairesi’nde yabancı sermayeden, sanayi finansmanı ve turizme kadar neredeyse her sektöre bakmıştı. Bu görevinde, Ankara’da devlet çarkının işleyişine yakından tanıklık etmiş, ekonomik kararların gerisindeki bürokratik mekanizmaların bizzat içinde yer almıştı.

Haberin Devamı

Ardından 1974 yılında devlet memuriyetinden ayrılıp İstanbul’a gelerek Feyyaz Berker’in başkanlığı altında TÜSİAD’ın genel sekreterliğini üstlenmiş, 1980’e kadar bu görevde kalmıştı. Uras, bunu izleyen dönemde Akbank ve AK Sigorta’da yönetim kurulu üyeliği yapmıştı. Bu görevleri sırasında, iş dünyasını ve özel sektörün dinamiklerini çok yakından öğrenmişti.

Kazandığı bu zengin birikim Güngör Uras’a ekonomiye 360 derece bakabilme becerisini sağlıyordu. Ülkenin uzun dönemli ihtiyaçlarını, çıkarlarını ön planda tutan, toplumsal sorumluluğu ağır basan planlamacı kimliği, iş dünyasının kendi reel gerçekliği içinde şirketleri yaşatmanın, üretmenin, ekonomiyi döndürmenin gereklerini tecrübe etmiş bir özel sektör bakışıyla buluşmuştu.

Onu farklı kılan galiba buradaki sentezdi. Ankara ile İstanbul arasında Cumhuriyet’in kuruluşundan beri yaşanan ezeli rekabete karşılık, Güngör Uras kimliğinde devletin başkenti ile ekonominin başkenti aslında önemli bir uzlaşıyı yakalamıştı.

*

Haberin Devamı

Madalyonun iki yüzünü de iyi bilmesinin sağladığı büyük avantaja ek olarak çok önemli bir yönü daha vardı. Bu vasfı, ekonominin en karışık, en teknik konularını herkesin anlayacağı bir dille, en yalın şekilde okura aktarabilmesiydi. Ekonomik terimlerin, kavramların ağırlığı altında ezilmeyen, sokaktaki vatandaşın anlayabileceği, konuları kendi hayatıyla ilişkilendirebileceği, odağına insanı koyan metinlerdi onun yazıları. O, her şeyden önce Ayşe Teyze’in, Ali Rıza Amca’nın ekonomi yazarıydı.

Güngör Uras’ın Türk basınına yaptığı en önemli katkıyı burada görmek gerekir. Türkiye’de ekonomi yazarlığının gelişmesinde öncü bir rol oynamış, kendine özgü bir kulvar açmıştır. Uras’ın daha TÜSİAD yıllarında müstear isimle başlayan ekonomi yazarlığı, özel sektörden emekli olup kendi ismiyle ve son 20 yıl içinde kesintisiz Milliyet gazetesinde devam ederken, bu son derece zengin tecrübenin üzerinde yol alıyordu.

*

Haberin Devamı

Güngör Uras’ın çok önemli bir vasfı da çalışkanlığı, üretkenliğiydi. Milliyet ekonomi müdürü Şükrü Andaç’ın deyişiyle, “Sürekli öğrenmeyi düstur edinmiş, içindeki meraklı çocuğu hiç kaybetmemişti”.

Ancak yazar ve ekonomist kimliklerinin üstüne çıkan çok önemli bir hasleti daha vardı. Güngör Bey, nezaketi, insanlara saygısı ve alçakgönüllülüğüyle temayüz eden bir beyefendiydi. Her zaman yanında olan, onsuz düşünemeyeceğiniz eşi Nuran Hanım’la birlikte, çevresine hep iyimserlik ve pozitif enerji yayan, varlığıyla bulunduğu ortama hemen sıcaklık katan, hayat sevinciyle dolu bir insandı.

Ve Halit Uras Bey’in evladı olarak büyük bir Türkiye ve Cumhuriyet sevdalısıydı. Ankara’da Çankaya Köşkü’nde katıldığı bütün davetlere babası yüzbaşı Halit Uras Bey’in ona en değerli mirası olan İstiklal Savaşı madalyasını takarak gelirdi. Hayatta en çok iftihar ettiği şeylerden birinin bu madalyayı taşımak olduğunu hissederdiniz.

Haberin Devamı

Bu madalyayı göğsünde taşımanın hakkını hem babasının hatırasına, hem de ülkesine ve onun çok sevdiği insanlarına karşı fazlasıyla verdi Güngör Bey. Ne mutlu ona.

............................................

Not: Yıllık iznimi kullanmak üzere yazılarıma bir süre ara veriyorum. Bu arada, 2018’in başından itibaren İdlib konusunda kaleme aldığım yazılarımın tümünün bulunduğu dosyaya Twitter’da

@ErginSedat1 adresinden erişilebilir.

 

Yazarın Tüm Yazıları