Fırat’ın doğusunda hangi öğrenci servisleri neden durduruluyor?

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi’nin Suriye konusunda aldığı kararlar çerçevesinde her ay Konsey’e bu ülkedeki gelişmeler hakkında bilgi veren bir rapor sunmak durumunda.

Haberin Devamı

Guterres’in Konsey’e 21 Kasım tarihinde sunduğu ve ekim ayını kapsayan son raporunun 23. maddesi, Türkiye’nin çok yakından izlediği, uluslararası politikanın yeni ilgi alanı ‘Fırat’ın doğusu’nda meydana gelen dikkat çekici bir gelişmeyi haber veriyor.

Genel Sekreter, bu maddede Suriye’de ekim ayı boyunca eğitim alanında yaşanan sorunları aktarıyor, BM’ye “okullara yapılan saldırılar ve eğitime yöneltilen diğer müdahalelere ilişkin doğrulanmış raporlar ulaştığını” bildiriyor.

Raporun en çarpıcı kısmı bundan sonraki şu bölüm:

Suriye Arap Cumhuriyeti’nin kuzeydoğusundaki Kürt Özerk Yönetimi (Kurdish Self Administration), eylül ayı sonu ve sonrasında 250’den fazla devlet okulunda Arapça dilinde eğitimi yasaklamıştır. Öğrenildiğine göre, bazı aileler çocuklarının Arapça dilinde eğitime erişimlerini güvence altına alabilmek için ya başka yerlere taşınmış ya da çocuklarını başka yerlere göndermiştir.”

Haberin Devamı

Aynı paragrafın devamında sahada yaşanan şu soruna da dikkat çekiliyor:

8 Ekim ve sonrasında Kürt Özerk Yönetimi polisi, çocukları Kamışlı’da Suriye Arap Cumhuriyeti’nin denetimindeki bölgelerde bulunan okullara götüren araçların geçişini kontrol noktalarında engellemiştir.”

Kamışlı kasabası, sınırda Nusaybin’in hemen karşısındadır.

Genel Sekreter’in bu saptaması üzerine BM’nin Suriye’de sahada çalışan İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi’nin (OCHA) ekim ayına ilişkin 12 Kasım tarihli raporunda, aynı konuda biraz daha detay buldum.

Bu BM raporunda söz konusu kısıtlamaların büyük ölçüde Suriye’de El Haseke vilayetinde yaşandığı ortaya çıkıyor. Fırat’ın doğusunda sınır boyunca Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak’a bitişik geniş bir alana uzanan El Haseke vilayeti, 2012’den bu yana PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan PYD/YPG’nin kontrolündeki bölgenin sınırları içinde.

OCHA raporunda anlatılan ve doğrudan özerk yönetimin sorumlu tutulduğu kısıtlamalar, Şam’daki merkezi hükümete bağlı okulların müfredatını okutan okulları hedef alıyor. Guterres’in raporunda da belirtildiği gibi, öğrencileri taşıyan otobüslerin rejim müfredatını okuyan okulların bulunduğu bölgelere geçişi engelleniyor.

Haberin Devamı

Raporun bu bölümünde, “El Haseke’de 380’den fazla okul bu kısıtlamalardan etkilenmiş, 60 bin dolayında öğrencinin günlük okullarına ulaşabilmeleri engellenmiştir. Benzer şekilde Kamışlı’da (kasabasında) okullara devamlılık yüzde 45 oranında düşmüştür” deniliyor.

Genel Sekreter’in raporunda kısıtlamalardan etkilenen okul sayısı ‘250’den fazla’, OCHA raporunda ise 380 olarak veriliyor.

Şam’daki Esad rejimi, 2011’de iç savaşın patlak vermesinden sonra 2012 yılında ülkenin kuzeydoğusunu taktik bir hamleyle PKK çizgisindeki PYD’ye bırakırken, bazı askeri tesisleri, devlet dairelerini ve okulları yine kendi kontrolünde tutmuştu. Bunun sonucu rejimin kurumlarının en azından bir bölümü Kürtlerin yanı sıra Araplar, Süryaniler ve Türkmenlerin de yaşadığı bu coğrafyada belli bölgelerde faaliyetini sürdürebilmişti. Eğitim kurumları da bunlar arasındaydı.

Haberin Devamı

BM raporlarına da yansıyan son bilgiler, PYD/YPG kontrolündeki Kürt yönetimin, bu coğrafyadaki çokkültürlü yapıyı Arapça anadilde eğitim hakkına getirdiği engellemeler yoluyla Kürt dili ve kültürünün baskın olacağı bir yapıya doğru değiştirmeye çalıştığını gösteriyor.

Aslında PYD/YPG yönetiminin başka alandaki benzer bir problemli uygulaması, Uluslararası Af Örgütü’nün (Amnesty International) raporlarına da geçmişti. Af Örgütü, 2015 ekim ayında hazırladığı bir raporunda, PYD/YPG’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda hareket serbestisi kazanmasından sonra “zorla yer değiştirme ve konut yıkma uygulamalarına başvurduğunu” sahadan somut delillere ve tanık anlatımlarına dayanarak belgelemişti. Af Örgütü’ne göre, bu uygulamalar ağırlıklı olarak Arapları ve Türkmenleri hedef alıyordu.

Haberin Devamı

Af Örgütü’nün bu tespitleri ile BM raporlarına geçen eğitim alanındaki son kısıtlamalar büyük ölçüde aynı yönelişi destekleyen gelişmelerdir. Bu, diğer etnik grupların bölgeden dışlanması yoluyla bölgenin doğrudan Kürtleştirilmesini hedef alan bir stratejiye işaret ediyor.

ABD yönetimi de PYD/YPG’ye sağladığı himaye ile bu uygulamalara kefil olmaktadır.

Yazarın Tüm Yazıları