Emekli Org. Abidin Ünal’ın gözünden havada Türk-Yunan güç dengesi

F-16 programımız aksarsa, 2025’te muharip savaş uçağında denge Yunanistan’a geçebilir ama milli kabiliyetlerimize de güvenelim. Yunanistan beşinci nesil F-35 alırsa, ben onu görünceye kadar o beni görmüş oluyor. Ama bunu dengelemek konusunda elimiz o kadar da boş değil.

Haberin Devamı

İÇİNDEN geçtiğimiz bugünlerde en çok tartışılan konulardan biri Türkiye ile Yunanistan arasında hava kuvvetlerindeki güç dengesi. Bunun nedeni, her iki ülkenin hava kuvvetlerinin modernizasyonu ve yeni savaş uçağı alımlarıyla ile ilgili yaşanmakta olan kritik gelişmeler. Bu gelişmelerin Türkiye ve Yunanistan cephelerinde hangi yönlerde sonuçlanacağı, iki ülke arasında Ege’de havadaki askeri güç dengesini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşıyor.

Askeri yeteneklerin karşılaştırılması alanında en önemli uluslararası referanslardan biri kabul edilen “Küresel Ateş Gücü” (Global Firepower) isimli web portalına bakılırsa, hava gücünde muharip uçaklar açısından küresel sıralamada Türkiye 15’inci, Yunanistan ise 17’nci geliyor.

Emekli Org. Abidin Ünal’ın gözünden havada Türk-Yunan güç dengesi

Muhtelif kaynaklardan derlediğimiz bilgilere göre, muharip yeteneklerde Türkiye’nin 235 kadar dördüncü nesil F-16 savaş uçağı ve 30 kadar genellikle 3.5’uncu nesil kabul edilen F-4 savaş uçağı var. Türkiye’nin halihazırda 4.5’uncu nesil savaş uçağı yok. Bunun yerine mevcut F-16’lara, VIPER diye adlandırılan bir modernizasyon projesi ile 4.5’uncu nesil özellikleri kazandırılması hedefleniyor. Türkiye, ayrıca ABD’den 40 adet 4.5’uncu nesil yeni F-16 VIPER savaş uçağı almak istiyor.

Haberin Devamı

Türkiye’nin 5’inci nesil F-35 uçağı  bulunmuyor. Aslında başlangıçta bu uçakların ortak üretim programında yer almasına karşılık, S-400 hava savunma sistemi aldığı için Türkiye 2019 yılında ABD tarafından bu programdan çıkartılmıştı.

Yunanistan’ın envanterinde ise 160 kadar F-16 bulunuyor. Geçen yıl Yunan F-16’larının VIPER modernizasyon projesi fiilen başladı. Toplam 84 kadar F-16 modernize edilecek. Komşumuzun yine dördüncü nesil olan 24 kadar Fransız Mirage uçağı var. Buna ek olarak, Yunanistan geçen yıl başında Fransa’dan 4.5’uncu nesil 6 adet Rafale uçağı aldı. Varılan mutabakat çerçevesinde Yunanistan’ın envanterindeki Rafale uçaklarının sayısının 2025 yılına kadar 30’a çıkması planlanıyor. Bir de 35 kadar 3.5’uncu nesil F-4 Yunanistan’ın muharip uçak envanterini tamamlıyor.

Haberin Devamı

Ve bunlara ek olarak, Biden yönetimi geçen hafta Kongre’ye Yunanistan’a 30 adet 5’inci nesil F-35 savaş uçağı satma niyetine ilişkin ön bildirimde bulundu. Bu uçakların özelliği, “görünmezlik” (Stealth) niteliğine sahip olmaları.

ABD yönetimi, bunu yaparken eşzamanlı olarak Kongre’ye Türkiye’ye de 40 F-16/VIPER yeni savaş uçağı, 80 F-16 için VIPER modernizasyon kiti satmak istediğini de bildirdi.

Bu satışların yapılabilmesi, ABD Kongresi’nin Yönetim’in talebine itiraz etmemesi halinde mümkün. Yönetim’in Türkiye ile ilgili başvurusuna Kongre’nin nasıl bir karşılık vereceği sorusu, yükselen bazı itirazlar ışığında kritik bir durum yaratıyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bu hafta yapacağı ABD gezisinin öncelikli bir gündem maddesini Türkiye’nin F-16’lar alanındaki ihtiyaçlarının karşılanması başlığı oluşturacak.

Haberin Devamı

Türkiye’nin taleplerinin karşılanmaması farklı nesillerdeki savaş uçakları açısından Ege’de Yunanistan’la olan güç dengesini nasıl etkiler? Türk kamuoyunda da merak uyandıran bu ve benzer soruları konunun en önemli otoritelerinden biri olan emekli Hava Kuvvetleri Komutanı (2015-2017) Orgeneral Abidin Ünal’a sorduk.

Sorularımız ve kendisinin yanıtları şöyle:

* Önümüzdeki dönemde Yunanistan hem 4.5’uncu nesil F-16 modernizasyonunu yapıp hem Fransa’dan bu nesildeki Rafale uçaklarını alıp hem de 5’inci nesil F-35 uçaklarına sahip olur, ancak Türkiye yalnızca 4.5’uncu nesil F-16 modernizasyonunda kalırsa, bu durum Türkiye ile Yunanistan arasında Ege’deki askeri güç dengesini nasıl etkiler?

Haberin Devamı

YANIT: Eğer bizim VIPER özellikli 40 adet yeni F-16 uçağı almamız ve 80 kadar envanterimizde olan F-16 uçağımızı modernize etme projemiz aksar ve Yunanistan her üç projeyi de gerçekleştirirse, yani F-16 modernizasyonu ile Rafale ve F-35 alımlarını tamamlarsa, bu durumda 2025-26’lara geldiğimizde muharip savaş uçağı anlamında Yunanistan tarafı üstünlüğü ele geçirir. O nedenle bizim 40 adet F-16/VIPER uçağını tedarik ve 80 kadar F-16’yı da modernize etme programı çok önem kazanıyor. Bunu gerçekleştirebildiğimiz takdirde iki ülke muharip savaş uçaklarının yeteneklerinde denge sağlanmış olur.

BEN ONU GÖRENE KADAR F-35 BENİ GÖRÜYOR

* Bu kategoride (4.5’uncu nesil) denge sağlansa da bu kez Yunanistan’ın 5’inci nesil F-35’lere sahip olmasının dengeyi Türkiye aleyhine bozacağı yolundaki değerlendirmeleri nasıl karşılıyorsunuz?

Haberin Devamı

ÜNAL: Rafale standartları ile F-16/VIPER standartları birbirini dengeler. Çünkü her ikisi de 4.5’uncu nesil kabiliyetlerine sahip. Buradaki sorun 5’inci nesil F-35’lerde karşımıza çıkıyor. Bu durumda 5’inci  nesil bir uçak Yunanistan Hava Kuvvetleri’nin elinde olur ki bu Yunanistan açısından bir avantaj haline gelir...

* Yunanistan bu durumda ne gibi bir avantaj elde eder?

ÜNAL: Burada 5’inci nesil uçağın avantajları söz konusu olur. Bunların en önemlisi F-35’lerin ‘az görünürlük’ özelliğidir. F-35’lerin çok daha yüksek silah kapasitesine sahip olması, büyük çaplı bir hareket etkisi kazandırması gibi faktörler söz konusu değil. Mesele şu: Az görünürlük özelliği nedeniyle, ben onu görünceye kadar o beni görmüş oluyor... Bu da ona hava harekât ortamında bir avantaj sağlıyor: Bu özellik dışında bir yüksek avantaj olacağını söylemek bence doğru olmaz.

F-16’LARI KENDİMİZ DE MODERNİZE ETME İMKÂNIMIZ VAR

Bununla birlikte, bu noktada bir hususa daha dikkat çekmek isterim. Bu meseleyi konuşurken terazinin sadece bir kefesindeki faktörlere bakıp diğer kefesindeki faktörlere bakmadığımızda yapılan yorumlar eksik kalıyor. Terazinin diğer kefesinin başında kuvvet çarpanları yer alıyor. Bunun içinde akıllı mühimmat var. Bu çerçevede yerli ve milli kavramının altını çizmek istiyorum. Bu açıdan biz kesinlikle bir avantaja sahibiz.

İkinci konu, bizim teknolojik ve sanayi altyapımız itibarıyla F-16 uçaklarımızı modernize etme kabiliyetimizin hafife alınmaması gerekiyor. Teknolojik ve sanayi altyapımız bir hayli ileride. Dolayısıyla bizim ileride diğer F -16’larımızın VIPER standartlarına ulaştırılması konusunda da kabiliyetimiz pekâlâ var.

Bu kabiliyetimizin iki parametresi var. Bunlardan birincisi, AESA, yani Aktif Elektronik Taramalı Dizi Radarı’dır (Active Electronically Scanned Array). Bu sistem, gerek menzil gerek kapasite olarak önceki radarlara kıyasla fevkalade gelişmiş yetenekler sağlıyor. İkincisi, özgür görev bilgisayarı... Türkiye bunları geliştirmiş bulunuyor.

PİLOT/UÇAK ORANIMIZ NATO STANDARTLARININ ÜSTÜNE ÇIKIYOR

Bu durumda kendi kabiliyetlerimizle de aslında bütün F-16’ları VIPER seviyesine çıkartabiliriz. İlk partiyi Amerika ile yürütsek bile, geri kalanları kazanacağımız mühendislik yeteneği ile yapabilme imkânımız olduğunu biliyorum ve bunu yapabileceğimize inanıyorum... Kuvvet çarpanı bağlamında bunlara ilave olarak SİHA ve taaruzi özellikli SİHA gibi yeteneklerimiz var. 5’inci nesil Milli Muharip Uçak projemiz var. Daha da önemlisi, bir kuvvet çarpanı olan pilotlarımızın yeteneklerine inancım tamdır. Ayrıca pilot/uçak oranımız da önemli bir kuvvet çarpanıdır ve alınan tedbirlerle gün gittikçe NATO standartlarının üstüne çıkmaktadır. Tüm bu yetenekler terazinin diğer kefesinin lehimize olduğunu göstermektedir.

F-35’E KARŞI DA ELİMİZİ O KADAR BOŞ ZANNETMEYİN

* Türk Hava Kuvvetleri’nin kabiliyetleri bakımından 4.5’uncu nesilde kalması, buna karşılık Yunan Hava Kuvvetleri’nin 5’inci nesle geçip görünmezlik yeteneği kazanması sizi ne kadar kaygılandırıyor?

ÜNAL: Ben bu konuda büyük bir kaygı taşımıyorum. Bunun detaylarına girmeyeceğim. Ama bir uçağa karşı harekât ortamının bütün bileşenlerini dikkate aldığımda Yunanistan’ın radikal bir üstünlük sağlayabileceğini düşünmüyorum. Muhtemel harekât ortamını çok iyi bildiğimiz için bu beni o kadar da kaygılandırmıyor. Hava resmini oluşturan bir dizi alt bileşenler vardır. Ayrıca çok çeşitli teknik ve taktik karşı tedbirler var. Görünmezlik özelliği olan bir uçağın dengelenmesi konusunda Türkiye’nin elinin de o kadar boş olduğunu zannetmeyelim.

ABD TÜRKİYE’YE F-35’E DÖNÜŞ YOLUNU AÇMALI

ABD’nin NATO müttefiki Türkiye ile Yunanistan arasında dengeyi gözeten politikasının devam etmesi öncelikle ittifak yararına olacaktır. Bu bağlamda ABD’nin F-35 programını Yunanistan’a açması, aynı zamanda Türkiye’nin de projeye dönmesinin yolunu açmalıdır. Aklıselim ve denge bunu gerektiriyor. Türkiye’nin F-35 programına dönüş ısrarını kesintisiz devam ettirmesi gerektiğine inanıyorum.

F-16 MODERNİZASYONU KONGRE’YE TAKILIRSA?

* ABD Yönetimi’nin talebi Kongre’de takılır ve Türkiye F-16 modernizasyonunu yapamazsa, yani savaş uçakları 4.5 nesil düzeyine çıkamayıp 4’üncü nesilde kalırsa, o zaman ne olur?

ÜNAL: Bunlar gelmezse, yani biz F-16 modernizasyonunu yapamazsak, o zaman muharip uçaklar bağlamında harekât üstünlüğü karşı tarafın eline geçer. Elbette Türkiye’nin buna karşı da yapabileceği şeyler var. Biraz önce değindiğim gibi, F-16 VIPER modernizasyonunu milli imkânlarımızla süratle hayata geçirmeliyiz. Yine milli imkânlarımızla geliştireceğimiz beşinci nesil ‘Milli Muharip Uçak’ projemiz ile SİHA, TİHA, hava savunma gibi projeler ısrarla hayata geçirilmelidir. Ayrıca, bir kuvvet açığına yer vermemek adına NATO standardında sahip üçüncü kaynaktan savaş uçağı tedariki düşünülmelidir.

Yazarın Tüm Yazıları