Bir zamanlar Washington D.C.’de devir teslim törenleri

Hürriyet’in Washington D.C. muhabiri olarak görev yaptığım altı yıla yakın süre içinde iki başkanlık seçimi izledim, bu çerçevede iki kez yönetim değişikliğine tanıklık ettim.

Haberin Devamı

Birincisinde, Beyaz Saray’da iki dönemi, yani sekiz yılı tamamlamış olan Ronald Reagan, 1988 yılındaki seçimi Demokrat Michael Dukakis’e karşı kazanan yardımcısı George Bush’a devretti başkanlığı. Dolayısıyla, Cumhuriyetçiler arasındaki bir bayrak teslimi gibi geçmişti bu yönetim değişikliği.

Bende daha çok iz bırakmış olan, 1992 başkanlık seçimi sonrasındaki devir teslim süreci oldu. Seçimi Demokrat aday Bill Clinton Cumhuriyetçi Bush’a karşı kazandığı için Demokratların 12 yıl sonra yeniden iktidara gelmelerinin getirdiği ayrı bir heyecan dalgası vardı. Üstelik başkan seçilen kişi 46 yaşında genç bir siyasetçiydi. Arkansas gibi mütevazı ölçekteki bir eyaletin valiliğinden Beyaz Saray’a geliyordu.

Clinton’ın başkanlık yürüyüşünü eşimle birlikte vatandaşların arasına katılarak izlemiştim.

Haberin Devamı

KÖKLÜ BİR DEMOKRASİ GELENEĞİ

Devir teslim törenlerinin en önemli ritüellerinden biri, yeni başkanın Kongre binasının önünde ABD Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın okuduğu metni tekrarlayarak ant içip ardından konuşmasını yaptıktan sonra Kongre’yi Beyaz Saray’a bağlayan Pennsylvania Avenue üzerinde katıldığı geçit törenidir.

Bu geçit törenleri, ABD demokrasisinin 19’uncu yüzyıldan beri süren en köklü geleneklerinden biridir.

Kongre binasının önünden yola koyulan kortej Pennsylvania Avenue üzerinden kuzeybatı yönünde Beyaz Saray’a doğru yol alır. Kortej, 15’inci Sokak’la kesişme noktasına geldiğinde burada yukarı doğru döner. 15’inci Sokak’ta Hazine Bakanlığı’nın yanından geçip dört blok yukarı çıkan kortej, bu kez sola dönüp Beyaz Saray’ın kuzey cephesinin baktığı yine Pennsylvania Avenue olarak devam eden ana caddeye kıvrılır. Bütün bu güzergah yaklaşık 2.5 kilometre kadar bir mesafe tutar.

İnsanlar, geçit töreni sırasında Pennsylvania Avenue üzerinde caddenin her iki tarafında dizilip, yeni başkan ve ailesine sevgi gösterisinde bulunur. Başkan, törenin bir noktasında eşiyle birlikte aracından inerek yolun kalan kısmını yürüyerek tamamlar. Başkan, bu şekilde halkın içinden geçerek Beyaz Saray’a adım atmış olur.

Haberin Devamı

Başkanın bu yürüyüşü yaparak Beyaz Saray’da görevine başlaması, aynı zamanda halkın ona yakınlaşabilme, ona dokunma mesafesinde olabilmesi mesajını da taşır. Başkan, yüksek duvarların arkasındaki biri değildir. Ve aynı zamanda Amerikan demokrasisinin gücünü ve özgüvenini bütün dünyaya göstermesine de bir vesile oluşturur bu tören.

Bundan tam 28 yıl önce Clinton’ın başkanlığı devraldığı 20 Ocak 1993 günü, ben de yürüyüşü en son aşamasında, kortej 15’inci Sokak’tan yukarı doğru çıktığı sırada 15’inci Sokak ile G Street’in köşesindeki bir noktadan izlediğimi çok iyi hatırlıyorum.

BİR DEMOKRASİ KARNAVALI

Devir teslim törenleri ve başkanlık yürüyüşü, ABD’nin her bir tarafından, 50 eyaletten insanların Washington D.C.’ye akın etmelerine yol açar. Bir anlamda bir büyük Amerika buluşması şeklinde geçer bu törenler. Şenlikler, bandolar, tören kıtaları... Akşam da kentin önde gelen otellerinde verilen partiler ve balolarla kutlamalar aynı coşku havasında devam eder.

Haberin Devamı

Dün eski arşivleri karıştırırken Clinton’ların devir teslim günü gerçekleştirilen yürüyüşle ilgili kaleme aldığım ve gazetemizde 22 Ocak 1993 tarihinde yayımlanmış olan “ABD’de Clinton Heyecanı” başlıklı izlenim yazısını buldum. Şu satırları yazmışım:

“Konuşmadan sonra Kongre binasının önünden başlayan ve Beyaz Saray’da son bulan geçit töreni sırasında kalabalıklara karışan herhangi bir insanın bu coşku ve bayram havasını, halka yayılmış olan heyecan selini hissetmemesi mümkün değildi.

On binlerce insanın katılımıyla saatler süren ve Amerikalıların şovu ne kadar çok sevdiklerini çarpıcı bir şekilde kanıtlayan geçit, Amerikan mozaiğinin bütün renklerini, taşlarını bir araya getirdi. Amerika’nın dört bir tarafından kalkıp Washington’a gelmiş olan Kızılderililer, Eskimolar, Çelik Bilek’ giysileri içindeki kuzeyli avcılar, üniversite ve lise bandoları, ilkokul öğrencileri, Elvis Presley taklitleri, askerler, gayda çalan polis bandoları, bu cümbüşün en göze çarpan yönleriydi.”

Haberin Devamı

Özetle, ABD’deki başkanlık devir teslim törenleri bir demokrasi karnavalıdır.

KONGRE BASKININA GİDEN GÜZERGAH

En son bundan dört yıl önce Donald Trump da bu şekilde aynı güzergahı izleyerek ve bir bölümünü yürüyerek Beyaz Saray’a adım atmıştı 20 Ocak 2017 tarihinde.

Ancak Trump’ın dört yıl sonra başkanlık seçimini kaybetmesinin ardından geçen 6 Ocak tarihinde Washington D.C.’de düzenlediği mitingde “Pennsylvania Avenue’de yürüyelim” mesajı yine karşımıza çıktı ama farklı bir niyeti açığa vurarak. Trump, konuşmasında öfke yüklediği kızgın taraftarlarını Kongre’ye doğru harekete sevk ederken onlara şöyle seslendi:

Şimdi Pennsylvania Avenue’den yürüyüp Kongre’ye gideceğiz. Ben Pennsylvania Avenue’yu seviyorum. Ve bizim Cumhuriyetçilere, -güçlü olanlara değil, çünkü onların bizim desteğimize ihtiyaçları yok- zayıf olanlara ülkemizi geri alabilmek için ihtiyaç duydukları gurur ve cesareti vereceğiz...”

Haberin Devamı

Her dört yılda bir Amerikan demokrasisinin en renkli ritüellerinden birine sahne olan Pennsylvania Avenue, Trump’ın çağrısıyla ABD’nin demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen baskının güzergahı olmuştu bu kez.

OLAĞANÜSTÜ HAL ALTINDA DEVİR TESLİM

Bundan dört yıl önceki törenle dünkü arasında en önemli fark, 20 Ocak 2021 tarihinde Washington D.C.’deki devir teslim törenlerinin 25 bin tam teçhizatlı askerin koruması altında, daha doğrusu bir olağanüstü hal ortamında gerçekleşmesiydi.

Kongre’yi hedef alan 6 Ocak baskını olmasaydı da, şu ana kadar 400 bin Amerikalının ölümüne yol açmış olan COVID-19 felaketi nedeniyle devir teslim törenleri yine mütevazı ölçülerde tutulacaktı. Pennsylvania Avenue üzerindeki geçit töreni yine yapılmayacaktı. Biden, bunun yerine dün askeri bandoların da katılımıyla yalnızca Beyaz Saray’ın önünde kısa mesafeli sembolik bir yürüyüş gerçekleştirdi.

Bu hazırlıklar başlatıldığında, devir teslimin 25 bin askerin başkentte savaş düzeni aldığı bir ortamda icra edilmesi kimsenin aklının ucundan bile geçen bir senaryo değildi.

Tam 28 yıl sonra devir teslim törenlerini bu kez televizyondan izledim. Washington D.C.’den gelen bütün görüntüler, ABD’nin başkentinden çok, kısa bir süre önce askeri darbeye sahne olmuş ya da iç savaştan çıkmış bir Latin Amerika ülkesinin başkentini çağrıştırıyordu.

Bu yönüyle bakıldığında, Trump’ın devraldığı Amerika ile miras bıraktığı Amerika arasındaki farkı anlatmak bakımından daha çarpıcı bir kıyaslama olamaz herhalde.

Yazarın Tüm Yazıları