AYM kararlarının uygulanması anayasal düzen için güven sınavı

Eski İstanbul CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun durumu muhtemelen bundan yıllar sonra bu dönemin yargı alanındaki uygulamalarına bakılırken hukuk fakültelerinde özel bir vaka olarak ele alınacaktır.

Haberin Devamı

Bu dosyayı inceleyenler, Anayasa maddelerinin nihai yorum yetkisinin kime ait olduğu konusunda Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasında bir görüş ayrılığı yaşanabilmiş olmasından, AYM kararlarının bazı mahkemeler tarafından tanınmaması, bunun sonucu AYM’nin aynı dosyada tekrarlayan ihlal kararları alması gibi biri dizi problemli, tartışmalı uygulama ve durumla karşılaşacaktır.

PROF. ŞENTOP GÜVENCE VERMİŞTİ

Meselenin temelinde Anayasa’nın milletvekili dokunulmazlığına ilişkin 83’üncü maddesinin “Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclis’in yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır” şeklindeki dördüncü fıkrası yer alıyor.

2016 yılında Anayasa’ya eklenen bir geçici maddeyle haklarında fezleke hazırlanmış tüm milletvekillerinin dokunulmazlıkları bir kereliğine kaldırılmıştır. Bu anaya değişikliği yapılırken, dokunulmazlığını kaybeden bir milletvekilinin bu tasarruftan sonra yeniden seçilmesi halinde durumunun ne olacağı sorusuna da yanıt aranmıştır.

Haberin Devamı

Dönemin TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Mustafa Şentop, yasa değişikliği hazırlanırken bu konudaki tereddütleri gidermek üzere “Anayasa’nın 83’üncü maddesinin dördüncü fıkrasının varlığını sürdürdüğünü” hatırlatarak, “Tekrar bir seçim halinde seçilenlerin -dokunulmazlığı kaldırılan dosyalar bakımından- dokunulmazlığın yeniden kazanılacağının açık olduğu” yolunda beyanda bulunmuştur.

Bu güvencenin verilmesine konu olan ihtimal sonradan birebir yaşanmıştır. Dokunulmazlığının kaldırılmasının ardından 2017 yılında tutuklanıp, yargılandığı mahkeme tarafından mahkûm edilen Enis Berberoğlu, 24 Haziran 2018 genel seçiminde aday gösterilip yeniden İstanbul milletvekili seçilmiştir. Ancak Anayasa’nın 83’üncü maddedeki açık hükmüne rağmen yeniden dokunulmazlığını kazanamamış, tutukluluğu devam etmiştir.

Üstelik bu yeni süreçte daha önce 83’üncü maddeyle ilgili güvenceyi vermiş olan Prof. Şentop bir süre sonra TBMM Başkanı makamına da oturacaktır. Dahası, Berberoğlu hakkındaki mahkûmiyetin Yargıtay tarafından onanmasına ilişkin fezlekeyi 4 Haziran 2020 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda okutup milletvekilliği sıfatının düşmesine de yol açacaktır.

Haberin Devamı

AYM’DEN YARGITAY’A UYARI

Bu dosyadaki tartışmalı konulardan biri, Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi’nin Berberoğlu’nun yeniden seçilmesi nedeniyle tutukluluğunun kaldırılması yolunda yaptığı başvuruyu 20 Temmuz 2018 tarihinde reddetmesiyle ortaya çıkmıştır. Yargıtay, Anayasa’ya konan geçici maddedeki özel hükmün Anayasa’nın 83’üncü maddesinde yer alan genel hüküm karşısında öncelikli olarak uygulanabileceği yolunda bir görüşten hareket etmiştir.

AYM, sonradan Enis Berberoğlu’nun bireysel başvurusu üzerine ‘ihlal’ kararı verirken, anayasa maddelerinin nihai yorum yetkisinin Yargıtay’da değil kendisinde olduğunu belirterek, Yargıtay’a yetki aşımına girdiğini de bildirecektir.

Haberin Devamı

AYM İLK İHLALİ VERİYOR

Sorunun bir diğer boyutu, Anayasa Mahkemesi’nin aldığı bir kararın birinci derece mahkeme tarafından uygulanmamasıdır.

AYM Genel Kurulu, geçen 17 Eylül tarihinde oybirliği ile aldığı bir kararla Berberoğlu’nun Anayasa’nın 67’nci maddesindeki “Seçilme ve Siyasi Faaliyette Bulunma Hakkı” ile 19’uncu maddede güvence altına alınan “Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkı”nın ihlal edildiğine karar vermiştir.

Kararını alırken Anayasa’nın 83’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasını esas almıştır AYM. Berberoğlu yeniden seçildiği ve dokunulmazlık kazandığı halde, kendisinin tutukluluğunun sürmesi ve milletvekili olarak siyasi faaliyetinin engellenmesinde iki ayrı hak ihlali görmüştür.

Haberin Devamı

AYM, ayrıca ihlal kararının bir örneğini yeniden yargılama yapılmak üzere kendisini yargılayıp mahkûm eden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermiştir. AYM’den mahkemeye giden yazıda, “Yargıtay’ın onama kararına bağlı sonuçların geri alınması amacıyla yeniden yargılama kararı verdikten sonra başvurucu hakkında yargılamanın durmasına karar vermesi gerektiği” belirtilmiştir.

AYM’ye göre, Berberoğlu 2018 yılında milletvekili seçilerek Anayasa uyarınca yeniden dokunulmazlık kazanmış olduğu için yargılamanın da durması gerekmektedir.

MAHKEME UYGULAMIYOR, İKİNCİ BAŞVURU

Anayasa’nın AYM kararlarının uygulanmasıyla ilgili maddesi yeteri kadar açıktır. Anayasa’nın 153’üncü maddesi şöyle diyor:

Haberin Devamı

Anayasa Mahkemesi kararları kesindir... Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.”

Gelgelelim, uygulamada işler Anayasa’da yazdığı gibi gitmemiştir. Çünkü, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Ekim 2020 tarihinde AYM’nin bağlayıcı kararına rağmen Berberoğlu hakkında yeniden yargılama yapılmasına yer olmadığına karar vermiştir. Yani AYM’nin kararını uygulamayacağını belirtmiş, bir anlamda yüksek mahkemeye meydan okumuştur.

Bu karara bir üst mahkemede yaptığı itiraz da sonuçsuz kalınca, Berberoğlu, hakkındaki AYM kararı uygulanmadığı için yeniden hak ihlaline uğradığını belirterek, bir kez daha AYM’ye bireysel başvuruda bulunmuştur.

Üstelik, böyle bir durum ilk kez ortaya çıkmıyor. Benzer bir hadise daha önce gazeteci-yazar Şahin Alpay’ın tutukluluğunda yaşanmış, AYM 2018 yılında verdiği ihlal kararı mahkeme tarafından uygulanmayınca ikinci ihlali vermişti.Görüleceği gibi, birinci derece mahkemelerde AYM kararlarını tanımama şeklindeki tutumun tekrarlandığı örneklerle karşı karşıyayız.

AYM: ‘ANAYASAL DÜZENİN İHLALİ’

AYM, Berberoğlu’nun ikinci başvurusu üzerine 21 Ocak 2021 tarihinde ikinci bir karar alarak, kendisinin seçilme ve siyasi faaliyette bulunma ve kişi güvenliği ve hürriyeti haklarının ihlal edildiğine bir kez daha hükmetmiştir.

Ancak bu kez kararın “Hükme ilişkin açıklamalar” bölümünde altı çizilmesi gereken bir dizi önemli hukuki tespite yer veriyor AYM. “Kamu gücü kullanan organların, mahkemelerin ve bireylerin hukuka uygun davranmadıkları bir ülkede hukuk devletinin varlığından söz edilemez” diye başlayan bu bölümdeki çarpıcı tespitler şöyle:

- Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğu yönündeki Anayasa’nın 153. maddesinin açık hükmüne rağmen her ne sebep ve mülahaza ile olursa olsun yerine getirilmemesi, hukukun üstünlüğü ilkesinin ve bu ilkenin temel alındığı anayasal düzenin ağır bir biçimde ihlali anlamına gelmektedir.

- Bu kapsamda, türlü bahaneler ve hukuk tanımaz tutum ve davranışlarla bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesine ve mevcut ihlallerin sürdürülmesine neden olacak şekilde, Anayasa’nın öngördüğü hukuk düzenine karşı koyma anlamına gelen keyfî kararlara hiçbir hukuk sisteminde müsaade edilemez.

- Bir hukuk devletinde anayasal hükümlere uymamanın ilgililer açısından cezai, idari ve hukuki sorumluluklar doğuracağı açıktır.

- Anayasal düzenin korunması yalnızca Anayasa Mahkemesi’ne ait bir görev değildir. Anayasal kurumların, kamu gücünü kullanan organların, gerçek veya tüzelkişilerin Anayasa’yı koruma ve anayasal kurallara sadakat gösterme yükümlülüğü bulunmaktadır.”

ANAYASAL DÜZEN İÇİN GÜVEN SINAVI

Neresinden bakılırsa bakılsın, AYM’nin bu görüşlerinde oldukçaağır uyarılar yer alıyor. AYM Genel Kurulu’nun bu kararını oybirliği ile almış olmasının önemi özellikle vurgulanmalıdır.

Gelinen noktada AYM kararlarının gereklerinin yerine getirilmesiyle ilgili bu tartışmalı durumun bir an önce son bularak Anayasa hükmünün uygulanması, vatandaşların anayasal düzene güvenlerinin korunması bakımından da bir sınava dönüşmüştür.

Yazarın Tüm Yazıları