İki tekerlekliler

Geçenlerde kaldırımda yürürken yanımdan “vınnn” diye bir motor geçti. Ani bir hareketle sola dönmüş olsam kesin darbe almıştım.

Tabii bu kadar ölümcül iş kazası yaşanan bir ülkede bu küçük bir problem ama olayın “yaya kaldırımında” gerçekleşiyor olması tuhaf. Fıtrata ters!

8 yıl önce Milliyet Ege’de “Açılın, motosiklet geçecek” başlıklı bir yazı yazmıştım. O yazıya halen de faal olan www.motordelisi.com sitesinden büyük tepki gelmişti.

Zira ben tehlikeli motor kullananları eleştiriyordum. Motorcularsa bana madalyonun öbür yüzünü göstermeye çalışıyorlardı. Trafikte nasıl taciz edildikleri, nasıl yok sayıldıklarını anlatıyorlardı.

Aslında bisikletten biliyordum trafikteki bazı sürücülerin iki tekerlekli araçlara karşı nasıl acımasız olabildiğini!

O tepkilerden sonra motorcuların forumuna üye olmuş, karşılıklı fikir alışverişi yapmış ve konuyu tatlıya bağlamıştık. Hatta o süreç benim için de eğitici olmuştu. Sonrasında ben de motorlara karşı daha kollayıcı olmuştum.

Bu yazıyı yazmadan önce gidip siteye tekrar baktım. Bu ara neler oluyor diye. Moto-kurye eğitim semineri ilk dikkatimi çeken proje oldu.

Bu seminerde defansif sürüş ve kurallara riayet ana başlıkları işlenecekmiş. Kaldırımda yanımdan geçen o motorcu gibileri normalleştirmek için eğitim önemli ama yeterli mi emin değilim. “Ekmek parası” söz konusu olunca ihlaller artabiliyor.

Aslında trafikte tüm paydaşlar olarak daha bilinçli, daha saygılı, daha özenli davranırsak hayat herkes için kolaylaşacak.

Tabii bir de bisikletliler var ki, trafikte en fazla korunmaya, kollanmaya onlar muhtaç. Onların halini başka bir yazıda ele alacağım.

Kış aylarında siste, yağmurda, soğukta iki tekerleklilere karşı daha dikkatli daha duyarlı olalım lütfen.

*****

SORU SORU ÜSTÜNE

Aziz Kocaoğlu’nu eleştirmek riskli bir şey çünkü yandaşların yerel sözcüleriyle aynı çizgiye düşebiliyorsunuz. Ama bazen susmak da olmuyor. Çünkü o zaman da yandaşlar gibi üç maymunu oynar hale geliyorsunuz.

Sayın Kocaoğlu’yla 10 yılı bulduk. Belli kazanımlar elde edildi her seferinde güçlü seçmen desteği ile seçildi Sayın Başkan. Ancak bu kadar süre geçmiş olmasına karşın kentle ilgili bazı önemli soru işaretleri hala ortada.

Mesela Basmane Çukuru. Ne çözülemez bir problemmiş. Tarafları dinlesek herkes kendine göre bir savunma verir. Ama ne olursa olsun öyle bir alanın bir şekilde kente katılması gerekmez miydi şimdiye kadar?

İnciraltı… Kentin akciğeri deniyor. İki Expo geçti. Olmadı. Bölgenin geleceği şöyle olacaktır diyebiliyor musunuz?

Kültürpark’la ilgili olarak eminiz, burası yeşil kalacaktır diyenler kimler?

Alsancak, KSK, Gürsel Aksel, Atatürk statlarının akıbeti?

Son günlerde ortaya çıkan yeni soru da tramvay nereden geçecek?

Bu soru işaretlerinin bir kısmı iktidarın ayak diremesinden kaynaklanıyor. Onu görüyoruz.

Bu engellemeler Aziz bey’in çok çabalamasına, onlarca çözüm önermesine rağmen mi devam ediyor? Yoksa seçmen baskısı olmadığı için Aziz Bey başka kaygılarla mı meşgul, başka konulara mı odaklı?

Daha az soru işaretli bir yıl olması dileğiyle…