Yol ayrımı

ABD’yle bu defa da anlaşamazsak, bir askeri harekât kaçınılmaz.

Haberin Devamı

 

Lakin Suriye topraklarına gireceğimiz için, Suriye’ye elbet bir bilgi vermemiz de gerekiyor.

İşte bu noktada...

Belki de bu noktaya gelmeden...

Onur Öymen’in bir önerisi var.

Ya da tavsiyesi.

Sözcü’de okudum.

***

Diyor ki Öymen:

- “Türkiye’den sonra PYD-YPG’yi terör örgütü sayan ikinci ülke Suriye’dir.”

Ve devamla:

- “Adana mutabakatı çerçevesinde Suriye’yle teröre karşı işbirliği yapma fırsatı doğmuştur.

Putin’in bize tavsiyesinden daha da öte ve daha da atak bir öneri bu.

Kaldı ki Suriye bir af ilan edecek. “Ülkeden kaçanlara da böylece dönüş yolu açılabilir.”

***

Onur Öymen, hem tecrübeli bir diplomat, hem çok yönlü

bir siyasetçi.

“Suriye’de ne işimiz var” demiyor. Sadece “sağlam basalım” diyor. Bence de öyle: Mekânın asıl sahibi orada dururken, okyanus ötesi bir ortak ne lazım gelir?

***

Burada tek sıkıntı:

“Esad’la dargınlık” öyle mi?

Haberin Devamı

Yine dargın kalın efendim, gidin boynuna sarılın diyen yok. Heyetler oturur konuşur... Komutanlar oturur konuşur.

Zaten ABD’yle ilişkilerimiz nedir ki? O da çeşitli heyetlerle yürümüyor mu? Belki arada Trump’la da konuşuyoruz ama faydası olmuyor ki... Yani Esad’la konuşmak şart değil.

***

Özetlersek...

Amerika’yla anlaşsak bile mekânın asıl sahibi, burnumuzun dibinde.

Diplomasiyi iyi kullanarak kendimize hem alternatif, hem de avantaj yaratabiliriz.

Her gün aldatılmaktansa.

Yazarın Tüm Yazıları