Özeti budur

Mesele gayet basit:

Karınca ile Ağustos Böceği hikayesi.

Bir taraf karınca gibi vızır vızır çalıştı, öbür taraf ise Ağustos Böceği gibi gönül eğlendirdi, sadece cır cır cır öttü durdu.

Tam da Ağustos ayındayız.

***

Ekmeleddin Bey ne yapsın?

Rakibi çivili ayakkabıyla koşarken, o yalınayak koştu.

Yine de aldığı derece mükemmel ve ekmel’dir. Alamadığı derece ise, arkadaki Ağustos Böcekleri’nden kaynaklanıyor.

***

Ekmeleddin Bey için, bir özel paragraf daha açayım.

Galip sayılır bu yolda mağlup değil, tam tersi: Mağlup sayılır bu yolda galip. Nitekim göreceksiniz. Girip çıktığı her yerde bir Cumhurbaşkanı gibi saygı görüp alkışlanacak.

***

Tayyip Erdoğan’a gelince.

Kutlarım.

Yüzde 52 oy orada dururken, artık mızıkçılık yapmak, kimseye hayır getirmez.

Efendim, devletin imkanlarını kullandı, Başbakalık gibi bir avantajı vardı, şuydu buydu... Hiç anlamam. Halk oy vermeyecek olsaydı vermezdi...?Ayrıca,

iş bilinen, kılıç kuşananın.

Çatı’nın mimarları, kendi başarısızlıklarına hiç kılıf aramasınlar. Şimdiye kadar hangi seçimi kazanmışlar ki bu seferki istisna olsun? Geçiniz.

***

Ve Demirtaş.

Turnuva’nın genç yıldızı.

Partisini dar bölgeden çıkarıp, Türkiye’ye yaymak için büyük

adım attı. Ve Başardı. Kutlarım. Onun yerine başka bir Kürt arkadaş aday olsaydı bunu becerebilir miydi?

Görüyorsunuz ki kişilik önemli rol oynuyor.

Yani, kendi partisinden daha fazla oy alan aday sadece Erdoğan değil, Demirtaş da BDP-HDP’den daha fazla oy almıştır. Hem de yüzde 40 fazlasını.

Demek ki alan alabiliyor.

Ağustos?Böceği ise hâlâ ötüp duruyor.