Ne hafiflik...

Fransa, bütün sıkıntılarını “Ermeni soykırımı” diye zorlama bir gündemle örtemez.

Haberin Devamı

Bu konuda zaten yemediği herze kalmamıştı. Şimdi bir adım daha atıp “Soykırımı Anma Günü” adında bir hafiflik daha sergiliyor.

Ne yapacağız?

İki satırlık protestoyla geçiştiremeyiz.

-Misilleme şart.

Pardon.

Misilleme lafı yanlış.

Ermeni meselesi bir iddia’dan ibarettir. Fransızların Afrika’da yaptıkları seri katliam ise, bütün dünyanın şahit olduğu bir gerçek. Aynı potaya konamayacakları için misilleme lafını geri alıyorum.

Misilleme değil tarihe not düşme diyelim.

Ve düşelim notumuzu.

TBMM’nin özel bir oturumunda, Fransızların Afrika katliamını tescil edip kayıt altına alalım. Orada öylece kalsın.

Diyeceksiniz ki:

-Ne hükmü var?

Ermeni Soykırımı’nı anma gününün ne kadar hükmü varsa bunun da o kadar hükmü var.

Hatta isterseniz daha ileri gidelim.

İmha edilen milyonlarca Afrikalı’ya saygı amacıyla küçük bir anıt dikelim...

Haberin Devamı

Hem de İstanbul Havalimanı’na dikelim.

Gelen giden görsün.

Bunların anlayacağı dil budur.

Görmüyor musunuz? Trump’ın 24 Nisan konuşmasında soykırım kelimesini kullanıp kullanmayacağı yine ve -şimdiden- merak konusudur. Kullanmazsa hatırım kalır. Vallahi canım bir anıt daha dikmek istiyor. Amerika tarafından katledilen milyonlarca insanın anısına.

Hatta birkaç tane de yedek anıt yapalım, dursun bir kenarda.

Yazarın Tüm Yazıları