Mutlu son

Rehin vatandaşlarımıza kavuştuk.

Haberin Devamı

Bu başarılı organizasyon, bu olayı siyasi bir argüman olmaktan çıkarıp insanî bir boyuta taşıdığı için ayrıca mutluyuz.

Musul’da evin kapısını açıp sizi sokağa koyverseler “özgürsün haydi, dilediğin yere gidebilirsin” deseler, nereye sığınacaksın, tehlikeli yollardan geçip, hem de gece vakti, hem de 46 kişinin burnu hiç kanamadan, önce hangi noktaya, nasıl ulaşacaksın? Hangi vasıtaya doluşacaksın?

Bunları bir düşünelim.

Sonra ahkâm keselim.

Unutmayalım ki:

-?Önce insan.



Referandum...

İskoçya, bağımsızlığa hayır dedi, öyle mi?

Bağımsızlığa kim hayır der.

Afedersiniz, köle olarak kim yaşamak ister?

Bağımsızlığın alternatifi esaret midir?

***

Yani, İskoçya’da yaşayan o insanlar. Ülküsüz, ilkesiz, onursuz, zavallı yaratıklar mıdır?

Yoksa, macera aramayan, yere sağlam basan ve çocuğunun torununun yarınlarını hiç riske atmayan, bekçiyle de dalaşmayıp sürekli üzüm yiyen, işini bilir ve akıllı yurttaşlar mıdır?

***

Referandum:?Evet/Hayır.

Tabii ki zor bir karar.

Haberin Devamı

Bağımsızlığa kavuşacağını zannedip bazen daha beter bağımlı da olabilirsin... Ya da tersi: Bağımlı rolüne girip, aslında en büyük sömürücü sen olabilirsin.

Yani, bu tip referandumlar, çoğu zaman siyasi tercihleri değil, insanî refleksleri yansıtır.

İskoçya’da da olan budur.

Yazarın Tüm Yazıları