Korkma Avrupa

O istediği ülkeye elini kolunu sallayarak girer, günahsız insanları katleder.

Çünkü dini imanı, ırkı milliyeti cibiliyeti, vicdanı ve iz’anı yoktur.

Belçika’ya geçmiş olsun.

Hunharca yapılan bu katliamı nefretle kınıyoruz.

***

Gördünüz mü?

Kınamak ne kadar kolay.

Hatta uzaktan ahkâm bile kesebiliriz.

Bizde terör uzmanı çok.

Çıkarırız televizyonlara hepsini...

Yetmezse, psikologları da çıkarırız. Çok güzel anlatıyorlar. Bizim toplumun ruh halini nasıl düzelttilerse, elbet Avrupalıyı da travmadan kurtarırlar.

***

Daha da önemlisi...

Kılıçdaroğlu’nu çıkarırız TV’lere.

Brüksel’deki, Paris’teki patlamaların müsebbibini, hatta failini en iyi o biliyor.

Anlatıversin.

Bu DEAŞ nedir, nerden doğmuştur, kimin sayesinde palazlanmıştır. Anlatıversin.

Bakın bakalım o zaman, terör, kaçacak delik bulabiliyor mu?

***

Avrupalılar çok korktu.

Ne var korkacak?

Sıkıyönetime, olağanüstü hal ilanına, okulların tatiline, şuna buna, ne gerek var?

Güvenlik mi mühim, özgürlük mü?

İnsan hayatı mı mühim, yoksa hayat biçimi mi? Hangisi.

Biz çoktan karar verdik. Şimdi onlar karar versin bakalım.

Nevruz ve HDP

Masaya dönmek veya dönmeyi düşünmek ayıp bir şey değil.

HDP’lilerin Nevruz konuşmalarına “acaba bir taktik mi” diye bakılsa bile, yine de ben ilgisiz kalamıyorum. Çok önemli buluyorum.

Ne var ki, Sırrı Süreyya Önder yeni barış çağrısını kalaşnikoflu afişlerin altında yapmasaydı keşke.