Paylaş
İhlâl başka, taciz başka.
Ama hem ihlâl hem taciz, ikisi birden bambaşka.
Rusya “Yanlışlık” dedi.
NATO “Yanlışlığa benzemiyor” dedi.
Türkiye ne dedi:
-Kabullenmemiz mümkün değil.
E hani, nerde?
Ne oldu?
Ne anladınız?
***
Durumu özetlersek:
-Yurtta sulh, cihanda sulh.
Ya da diyebiliriz ki:
-Dik dur ama diklenme.
“Uçan kuş bile olsa” diklenme.
İşi NATO’ya bırak gerisine karışma.
Zira bize yapılan saldırı NATO’ya yapılmış sayılır.
Pardon, ters söyledim:
-NATO’ya yapılan saldırı bize yapılmış sayılır.
***
İster ihlâl, ister taciz.
Tehlikeli manevralar bunlar.
“Yanlışlıkla” biri tetiğe bastı mı dünyanın başına bela açılır.
Ne 1 Kasım seçimi kalır, ne de Kılıçdaroğlu’nun dağıtacağı
emekli ikramiyeleri.
***
Şunun şurasında 25 gün kaldığı halde “Seçim olacak mı” diye hâlâ soran bir sürü insan var. Yani savaş ihtimalini kasdediyorlar. Zaten PKK sebebiyle yarı savaş halinde değil miyiz? Öyleyse milli duyguları oy’a tahvil etmek de pekalâ mümkün.
Demirtaş susar mı?
O da çıkıp derki:
-Seni Mareşal yaptırmayacağız, yaptırmayacağız, yaptırmayacağız.
Bir bu eksikti.
Paylaş