Ve Batı geldi…

Sezaryen isteğiyle başlayan hamilelik yolculuğum, normal doğumla bitti. İyi ki de öyle oldu.

Haberin Devamı

Haftalardır şu durumdayım: Ha şimdi doğuracağım, doğuruyor muyum yoksa, kesin bu gece doğururum! Herkes “Doğum sancısı öyle değil, geldiğinde anlarsın” diyordu, haklılarmış. Hoş, sancı falan çekmedim olayın başında. Aslında olayın başı da biraz garipti, ceviz kabuğunu bile doldurmayacak bir şeye sinirlenip, köpeğimle beraber evi terk etmiştim. Tam otelde rahat rahat kalacaktım ki, aa doğurdum! Neyse bunu uzun uzun anlatırım, şimdi konumuz doğum. Bir anda, ‘Aaa suyum geldi’ dedim. Apar topar hastaneye gittik. Sıfır sancı ama. Ayy millet ne abartmış bu doğum sancısını derken, Allah Allah o nedir yarabbim. Belim koptu belim! Getirin şu epidurali diye bas bas bağırıyordum. O iğneyi vurduktan sonra bebiş gibi oldum. Öğlen 12 gibi doğururum diye düşünürken sabah 8’de bizim ufaklık ‘geliyorum’ dedi. O sırada işte, beni bir korku aldı. ‘Ben doğurmasam olmaz mı?’ ‘Ben ya bakamazsam.’ ‘Bebeğe ya bir şey olursa.’ Elim ayağım nasıl titriyor ama. Eşim Osi yanımda, o zaten panik atak hastası ama artık nasıl bir şeyse, beni o rahatlatıyor. Doğuma girmeyecekti, o benden daha çok korkuyordu çünkü. Bir baktım, ellerimi tutmuş, “Her şey çok iyi olacak, derin nefes, ıkın” derken; Batı’yı gördüm.

Haberin Devamı

Ve Batı geldi…

SANA SEVMEYİ ÖĞRETECEĞİM

Gerçekten herkesin bebeği kendine güzel gelirmiş. O suyun içinden çıkmış buruşuk hali bile nasıl güzel geldi. Bu arada o doğum anında öyle üstüme bir anda kutsal annelik nuru falan da yüklenmedi. Bir taraftan bebeği göğsüne bastırırken, diğer taraftan doktor orada bir şeyler yapıyor çünkü. Onu göğsüme bastırdığım an, birinin bana ihtiyacının olması. Dünyadan bihaber bir varlığı birey yapma arzusu; o savunmasız hali, o çaresizce nefes alış verişi... O kadar garip ve inanılmaz ki. Karnımın içindeyken, ben onun evreniydim. Ve şu an evreniyle tanışıyordu. O şaşkınlığı, o ne yapacağını bilemez hali... Ağzımdan herhalde onlarca kez, ‘seni çok seviyorum’ çıktı...

Haberin Devamı

Bu serüvende bana prenses gibi davranan Şişli Memorial Hastanesi personeline ne kadar teşekkür etsem az. Değerli doktorumuz Altuğ Semiz sana... İyi ki karşıma çıktın, beni sürekli sakinleştirdin. Beni ikna ettin. Osi ile kafanı şişirmelerimize bile ses etmedin... Sevgilim Osi, hamilelik boyunca bütün hormon değişimlerini çektin. Desteğini asla esirgemedin. Artık bir aileyiz ve bütünüz. Onlarca ortak noktamızın yanında ikimizin de âşık olduğu birine sahibiz. İyi ki varsın, iyi ki sensin.

Ve Batı! Seni her geçen gün daha da çoğalarak seveceğim. Sana en çok sevmeyi öğreteceğim. Çünkü biliyorum her şey sevmekle başlıyor. O kadar çok korkuyordum ki ya sana bakamazsam, ya başaramazsam diye. Ama şu an anlıyorum, o korkular beni ayakta tutuyormuş. Büyük ihtimalle sen büyürken bir sürü hata yapacağım. Onlar için şimdiden beni affet. Öyle güzel bir hayat yaşa ki, “Beni neden doğurdun” deme bana. Hayatımıza hoş geldin, bakalım bizi neler bekliyor.

Yazarın Tüm Yazıları