Tatlım almayayım, bu aralar minimalistim!

Duymuşsunuzdur, yeni trendimiz ‘minimalist yaşam!’

Haberin Devamı

Yani maddeden manaya geçmek. Meali; sana yetecek kadar eşya! Bu aralar hayatım borç ödemekle geçince, malum yeni evliyiz. Dedim, tam bana göre yaşam tarzı. Artık param yok demiyorum, “Şekerim ben minimalistim!” diyorum.

 

Olay sadece para harcamakla bitmiyor. Gönül isterdi bir penye tişört, iki lokma ekmekle ömrümü geçireyim ama nerdeee! İnternette minimalist yaşam makalelerini okurken, diğer sayfalarda alışveriş siteleri açıktı. O yüzden “Önce elimdeki fazlalıklardan kurtulayım” dedim. Her sene olduğu gibi bu sene de diyete başladım. Fazlalık denilince aklıma ilk gelen popom, göbeğim falan oluyor.

Ardından dolabıma giriştim. Yıllar önce aldığım, bana hiç yakışmadığı için hiç giymediğim ama baya bir para verdiğim için atmaya kıyamadığım kıyafetlerimi gözden çıkardım. Baktım çok azmış. Cimri bir kadın olduğumdan çula çaputa çok para ödememişim. Onun yerine en ucuzundan bin tane alıp, dolabı tıka basa doldurmuşum. Bir gün giyerim elbet diye sakladığım her şeyin modası geçmiş. Nasılsa zayıflayacağım diye aldığım 34 beden pantolonlarımın etiketleri üstünde. Hepsini dağıtarak elimden çıkardım. Sevgilimden ayrılıyormuşçasına acılar çektim, kahroldum ama yapmalıydım.

Haberin Devamı

Makyaj malzemelerine geldi sıra. Ya onlarda biraz içim gitti açıkçası. Bin hevesle alıp, iki kere sürüp kenara atmışım. Bir rimel, bir ‘bb krem’ dışında bir şey sürmezken, Kim Kardashian gibi kontor allıklar falan, benim neyime. Son kullanma tarihi geçen ürünleri atarken yemin ederim ağladım.

Mutfak malzemelerinde biraz zorlandım. İşime yarar mı yaramaz mı anlamadım çünkü. İlk yemek yapmaya başladığım zaman, internette tabak çanak adına ne bulduysam almıştım. Onlardan da ayıkladım, öğrencilere dağıttım. Öğrenci evimizde tabak olmadığı için tencereden makarna yediğim günleri bilirim çünkü.

Kitaplar benim için çok değerli. Çalışma odasında boydan boya kitaplığımız, salonda bi kitaplığımız olmasına rağmen; masanın üstü, kalorifer peteklerinin üstü, televizyonun kenarı, her taraf kitap dolu. Onları da ayıkladım, okullara yolladım. Ben okudum bitti, orada süs diye kalacağına, bir çocuk daha okusun en azından.

Haberin Devamı

Hayatımdaki fazlalıkları attıkça daha hafifledim. Kendimi mutlu etmek için aldığım her şey bende aslında nasıl bir yük yapmış onu fark ettim. Bir yandan da “Ama bu ay kredi kartının asgari ödemesini yaparsam o montu alırım” diye kımıl kımıl düşünüyorum. Ruhum aç benim, ruhum!

Yazarın Tüm Yazıları