Çok çirkin çıkmışım, sil lütfen...

Akşam bir baktım, sosyal mecralara onca fotoğraf arasından o fotoğrafı koymuş: Göz kapalı, ağız hipopotam gibi açık, gıdım Turgut Özal!

Haberin Devamı

Eeee yeter be içim dışım selfie oldu! Başta çok eğlenceliydi, ‘oley!’ dedik, kendi kendimize çektiğimiz fotoğrafları oraya buraya atmak için bahane arıyorduk, hızır gibi yetişti. Sonrası tufan, bozgun, karayel. Instagram ana sayfam sadece kocaman gözlü, burun deliklerini ekrana yapıştırmış insan suratlarıyla doldu taştı.

Selfie ya da özçekim, hayatımıza bir girdi, nefretle aşk arasında olan o duyguyu yaşattı bize resmen. Bi kere, “Tatlım beni şurada bi çeker misin?” arkadaşlarından kesin kurtulduk. Garsonlara otuzuncu kez telefonunu uzatıp, “Ayy gözlerim kapalı çıkmış ya lütfen bi daha!” diyen kızları da hayatımızdan eledik. Popoyu göstermeden çekilen fotoğraf hayat kurtarır, ‘Ohh be!’ diye sevinç çığlıkları attık. Evde altımızda pijamayla, suratımıza spiker makyajı yaparak poz vermek dünyanın en rahat olayıymış, ona dünden razıydık. Yalnız bu sefer de otobüste selfie, camide selfie, düğünde selfie, tuvalette, eşşeğin çekirdeğinde selfie’ye kadar vardı bu iş.

KIZ FOTOĞRAF ÇEKMEDİK!

Haberin Devamı

Buraya kadar da sorunum yoktu, sorun epeydir görüşmediğim bi arkadaşımla başladı. Çok da samimi olmadığımız için, “Ee n’apıyosun, sen n’apıyosun” muhabbetinden sonra telefonlarımıza kilitlendik, birbirimize komik videolar izlettik. Yemekler yendi, tam kalkacakken arkadaşım “Kız, fotoğraf çekmedik!” dedi, suratını suratıma dayadı, telefonunun kamerasını gözümüze doğru soktu. Takriben 20 fotoğraf çekildik. Başlarda dişim görünmesin ağzımı kapatayım, kafamı aşağı iteyim, gözlerimi parlak parlak açayım dedim ama sonra sıkıldım tabii.

Akşam eve bir geldim, tüm sosyal mecralara onca fotoğraf arasından o fotoğrafı koymuş: Gözüm yarı kapalı, hipopotam gibi açık, gıdım olmuş Turgut Özal...
Her kız gibi ben de ‘silsene’ olayına girdim. Kendi yanımda ay gibi parlıyor; ben aç karnına uranyum yemiş yunus balığı! Vay efendim ben bunları ne çok önemsiyormuşum. Hayat bir fotoğraf karesinden ibaret değilmiş. Güzellik göreceli bir kavrammış, önemli olan doğallıkmış. Böyle şeyleri aşmam lazımmış. Allaaahhhhh! Madem öyle dedim, yemedim içmedim çirkin çıktığı bütün fotoğrafları topladım. Gittim Facebook profiline tek tek koydum. 17’inci fotoğrafta beni engelledi. Demek onun da hayatı bir fotoğraf karesinden ibaretmiş.

Sonra ya şu yaşımda yaptığım işe bak diye kendime kızdım. Hoş, bunu yapmasam atom mu parçalayacaktım? Düğünden sonra asılan fotoğraflarda ‘yaşlı’ çıktı diye fotoğrafçıya çantasıyla saldıran birinin torunuyum ben, tamamen genlerimle ilgili bu durum.

Yazarın Tüm Yazıları