Bir insan neden dürüst davranmaz

DÜRÜSTLÜK, bir ülkedeki insanların ilişkilerini olumlu etkiliyor.

Haberin Devamı

Bir insan neden dürüst davranmaz

Dürüstlük bu kadar önemliyken, neden bazı insanlar dürüst davranmaz? Bunun altında yatan sebep ne?

ARAŞTIRMA

East Anglia Üniversitesi’nden David Hugh-Jones, 15 ülkenin katılımıyla internet ortamında iki araştırma yapıyor.

David Hugh-Jones, deneklerin hiçbirini görmüyor.

İlk deney yazı-tura deneyi. Denekler ekranda yazı-tura atıyor ve sonucu ekrana giriyor. Tura gelirse 3 dolar kazanıyorlar. Denekler evlerinde olduğu için isterlerse yalan söyleyip, ekrana tura yazıp 3 dolar kazanabilir.

Yazı-tura oranı belirli bir denemeden sonra yüzde 50-yüzde 50 olacağı için bu orandan fazlasını yazan yalan söylemiştir.

Haberin Devamı

İkinci deneyde de (soru deneyi) deneklere 6 soru soruluyor. Üç sorunun yanıtını bilmeleri neredeyse imkânsız. Örneğin, “Für Elise eserini kim yazmıştır?” diye bir soru var.

Tabii isterlerse denekler yanıtlara gizlice internetten bakabilir.

Aynı şekilde üç soruyu bilmeleri neredeyse imkânsız olduğu için üç sorudan fazla bildiğini söyleyen de yalan söylemiştir.

HANGİ ÜLKE YALAN SÖYLEMİŞTİR

Acaba hangi ülke vatandaşları en fazla yalanı söylemiştir?

Soru deneyinde en fazla yalan söyleyen ülke Türkiye. (Yazı-tura deneyinde en fazla yalanı söyleyen ülke ise Çin.)

Bilimsel değil ama ben de sosyal medyada bir anket yaptım.

İnsanların yüzde 52’si bir taksici tarafından aldatıldığını söyledi. Maalesef çok dürüst davranmıyoruz.

Peki bir insan neden dürüst davranmaz?

Bu arada konumuz değil ama onu da belirteyim.

Dr. David Hugh-Jones dürüstlükle ekonomi arasındaki ilişkiye bakıyor. Dürüstlük arttıkça, gayrisafi milli hasıla (GSMH) da artıyor. Tabii ki hangisi neden, hangisi sonuç bilmiyoruz.

Ama tahmin yürütebiliriz. Bir ülkede ne kadar güven varsa ticaret o kadar kolay yapılır. Ne kadar kolay yapılırsa da ekonomi o kadar gelişir.

Çocuklar model alarak büyüdüğü için, bir aile dürüst değilse çocuk da büyük ihtimal dürüst davranmaz. Bu ilişki açık ve net. 

Haberin Devamı

Ama dürüst olmamanın altında bir de gizli bir dinamik var. Nasıl mı? Bir kişi temel değerlere ters bir şey yaptığı zaman, kendi içinde büyük bir çatışma yaşar.

Bu çatışma da insanda kaygı yaratır. Peki, bir insan bu kaygıdan nasıl kurtulur?

Bunu birçok yolu var ama en önemlilerinden bir tanesi yaptığı kötülüğün sorumluluğunu almamak.

Bunun da iki yolu var.

Birincisi dışsal yol. Ünlü ‘Milgram Deneyi’nden de bildiğimiz gibi talimatla ve otoriteyle iş yapan kişi, yaptığı işin sorumluluğunu emri veren kişiye yükleyerek kendini rahatlatır. “Ben emir kuluyum” veya “Üstlerim böyle istedi” diyerek sorumluluktan kaçar.

Sanki kötülüğü kendi değil üstü yapmış gibi kendini rahatlatır.

Haberin Devamı

Etik dışı davranışı göstermekte bir sakınca görmez.

Birçok çete üyesi bu yüzden rahatça suç işleyebilir.

İkincisi de içsel yol. Bu çok gizli bir dinamiktir.

Sağlıklı bir kişilik gelişiminde, insanlar oldukları gibi davranırlar. Ama kendi kimlikleriyle, oldukları gibi kabul görmedilerse kabul görecekleri şekilde başka bir kimlik daha geliştirirler.

Yani, öz benliklerine (real self) ek olarak, bir de sahte bir kimlik (false self) geliştirler.

Örneğin zayıflık duygusu olan bir kişi güçlü davranmaya çalışır.

Yok olma korkusu olan bir kişi saldırganlık geliştirebilir.

Güçsüzlük duygusu olan kişi öfkeli olabilir. Bunların hepsi sahte kimliklerdir.

SAHTE KİMLİK VE ETİK DIŞI DAVRANIŞLAR

Haberin Devamı

Bir insan ne kadar çok sahte kimlik geliştirirse etik dışı davranma ihtimali de o kadar artar.

Çünkü etik dışı davranışı sahte kimliğine yükleyebilir ve kendisini rahatlatabilir.

Örneğin kişi kendi yok olma korkusunu yenmek için saldırgan davrandığı zaman, saldırganlığından sorumluluk almaması kolaydır. Hatta der ki “Ezmezsen ezilirsin”.

Bazen de insan sahte kimliği, kendi gerçek kimliği zanneder. Bu durum da etik dışı davranışı, sahte kimliğe değil şeytana yükleyebilir..

Örneğin “İçimdeki şeytana uydum” der ve kendini rahatlatır. Gerçek kimlik, herkeste her zaman iyidir. Hatta askerler savaşlardan önce yüzlerini boyar. Neden?

İnsan öldürmek zor bir iş olduğu için bunu kendi kimlikleriyle değil, asker kimlikleriyle yapmak isterler. Kendi kimliklerini süreçten daha da uzaklaştırma için yüzlerini boyarlar.

Haberin Devamı

Dahası askerler insan öldürmenin sorumluluğunu almadan rahatça savaşsın diye askerlikte otoriter yapı çok güçlüdür.

Kısacası, sahte kimlikler arttıkça, etik dışı davranışlar da artar. Peki hangi ailelerde büyüyen çocuklar daha çok sahte kimlik geliştirir?

KOŞUL KOYAN AİLE

Bir aile çocuğunu olduğu gibi kabul etmezse (gerçek kimlik), çocuk ailesinin kabul edeceği kimliği (sahte kimlik) geliştirmeye başlar.

Ailesiyle sahte kimlikle ilişki kurmaya başlar. Bu sahte kimliği kullandıkça bu sahte kimlik pekişir. Diğer insanlarla ilişkisinde de o kimliğe devam eder.

Hatta bu süreçte bazen gerçek kimlik o kadar gerilerde kalır ki kişi gerçek bir kimliği olduğunu bile unutur. Kendinden uzaklaşır ve yalnızlaşır.

Kısacası bir aile çocuğuyla ne kadar koşulla ilişki kurarsa, çocuk da o kadar kendinden vazgeçer ve ailesinin seveceği sahte kimliği geliştir. Sahte kimlik geliştikçe de etik dışı davranışlar gösterme ihtimali artar. Herkes kendi gerçek kimliğiyle ilişki kursa yaşam ne kadar güzel olur.

Sonuç olarak hem huzurlu, hem etik, hem de her açıdan gelişmiş bir ülke istiyorsak ailede ve okullarda çocuk yetiştirme anlayışımızı değiştirmemiz gerekir.

Yazarın Tüm Yazıları