Üzümün çekirdeğinde ne var?

Üzüm çekirdeğinin içindeki ana antioksidan; proantosiyanidinlerdir.
Ayrıca yüzde 15 protein, yüzde 25 yağ, yüzde 45 posa (lif), bol aminoasit, mineral (demir, kalsiyum, çinko, bakır) ve bir miktar da vitamin (özellikle E vitamini) içerir.
Proantosiyanidinlerin yangı yani iltihap baskılayıcı, yara iyileştirici, damar koruyucu, mikrodolaşımı destekleyici, görme fonksiyonlarını güçlendirici yapı taşları oldukları anlaşılıyor.
Kolajen yapımını hızlandırdıkları, güneş hasarlarını önledikleri, belleği desteklediklerini gösteren bulgular da var.
Kanı inceltici etkisi de mühim bir avantaj ama bu özelliği nedeniyle ameliyatlardan 10 gün önce kullanımına ara verilmesi gerekiyor.
Günde 1-2 çay kaşığı üzüm çekirdeğini yoğurdunuza, salatalarınıza veya çorbalarınıza eklemeyi düşünün derim.

Medeniyet hastalıkları neden patladı?

“Medeniyet hastalıkları” olarak bilinen pek çok yeni sağlık sorunumuz var ve bunlar genetik mirasımızdan ziyade yaşam tarzı seçimlerimiz, yani “tercihlerimiz”le ilintili.
Bu karne obezitede de, tip 2 diyabette, Alzheimer’da da, hipertansiyon veya kanserde de değişmiyor. Bunların her biri ne yiyip içtiğimiz, neleri dert ettiğimiz veya görmezden geldiğimiz, ne kadar aktif bir hayat sürüp günde kaç adım atabildiğimiz, alkol-sigara yanlışlarımız, keyifli ya da kaygılı yapılanmamız ile doğrudan bağlantılı.
Aynı bağlantı “uyku”muz için de geçerli. Yeterli ve kaliteli, “kronobiyoloji” yani “zaman- beden takvimine” uygun bir uykunuz yoksa saydığım hastalıklardan bir veya birkaçına paçanızı kaptırıp yaşlılığınızı poliklinik kuyruklarında geçirebilirsiniz.
Kısacası yememize, içmemize, aktivitemize, uykumuz ve ruhsal sağlığımıza özen göstermemiz iyi bir yaşlılığın da vazgeçilmezleri olmalı. Yaşam tarzımızdaki kötü seçimlerinse kötü yapılanma ile eş anlamlı olduğunu unutmamalı.

Tiroid peroksidaz testi ne zaman yapılmalı?

Tiroid peroksidaz (Anti TPO) testi, tiroid hormonu üretiminde anahtar madde olan tiroid peroksidaz (TPO) enzimine karşı oluşan antikorları tespit etmek için uygulanan önemli bir tetkik yöntemi. TPO, aktif tiroid hormonunun (T4) üretiminde önemli rol oynayan bir enzim. Haşimato hastalığında ise bağışıklık sistemimiz TPO’ya karşı antikor üretir. Bu antikorlar tiroid bezine saldırıp yangısal bir süreç başlatır, Anti TPO enzimini bloke ederek tiroidin fonksiyonlarını bozar.
Soğuğa tahammülsüzlük, kuru cilt, yorgunluk, depresif ruh hali gibi belirtilere neden olan hipotirodizm tablosu oluşur. Eğer doktorunuz sizde hipotiroidizm olduğundan şüphelenirse, önce TSH ve T3, T4 hormonlarınıza baktıracak, daha sonra da TPO antikor testi isteyecektir.

4 SORU 4 YANIT

Etiniz nasıl pişsin?

- Eti az mı, orta mı, yoksa çok pişmiş mi tercih ediyorsunuz? Bu soruya “iyi pişmiş” diyerek cevap verirseniz daha sağlıklı bir seçim yapmış olursunuz. Kırmızı eti kanlı kanlı yemek, sağlık bakımından önerilen bir durum değil. En güvenlisi pişirmeden önce etin üzerine bastırarak içindeki kanı akıtmak ve iyi pişmiş ya da en azından orta pişmiş yemek.

Tütsülenmiş yiyecekler kanser yapabilir mi?

- 1950’li yıllara kadar aşırı miktarda tütsülenmiş balık tükettikleri için Japonya’da mide kanseri vakası son derece sık görülüyordu.
Hatta mide kanserini erken teşhis edebilmek için endoskopi tekniğini Japonlar buldu. Tütsülenmiş gıda tüketimi azaldığı için artık mide kanseri de azaldı. Kıssadan hisse; tütsülenmiş gıdalardan uzak durun!

En sağlıklı pişirme kapları hangileri?

- Birincilik açık ara camların, yani cam kapların. En güvenli yöntem cam kaplar kullanmak. İkinci sıraya çelik tencereleri koyabilirsiniz. Çok iyi kalaylanmışsa bakır kaplar da sağlıklıdır. Teflonlar özellikle çizildikleri zaman tehlikelidir. Eğer teflon kullanacaksanız en azından sadece tahta kaşık değdirin ki çizilmesinler.

Alüminyum folyolar sağlıklı mı?

- Alüminyum, ısıyla reaksiyona girerek yemeğin içine nüfuz eder. Henüz kanıtlanmasa bile bu madde Alzheimer ile ilişkilendiriliyor. Sağlığa zararlı olmadığı kanıtlanıncaya kadar alüminyum folyolardan uzak durmanızı öneririm. Plastik folyoların da riskli olduğunu düşünüyorum. Yağlı kâğıt hepsinden daha güvenli görünüyor. Tabii kâğıdın yanmamasına dikkat etmelisiniz.

Kalsiyum hapı kalbe zararlı mı?

Kemik erimesi problemini önlemek ya da mevcut bir osteoporozu tedavi etmek için kullandığımız kalsiyum desteklerinin zannedildiği kadar masum olmadığı anlaşılıyor.
Dikkatsiz, yüksek dozda kullanıldıklarında, desteklerdeki fazla kalsiyum damarlarda tıkayıcı plakların oluşmasına ve o kadınlarda kalp krizi veya inme riskinin artmasına yol açabiliyor.
Netice şu:
Bedenimizin ciddi bir kalsiyum havuzu var. Besinlerle düzenli kalsiyum kazanmamız, sürekli sürekli takviye etmemiz şart.
Ne var ki bu ihtiyacı haplarla karşılamak yerine doğal kaynaklardan (süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, lahanagiller, badem ve benzeri kuruyemişler, bakliyat) kazanmak en doğru tercih.
Kanaatime göre, destek kullanım kararı sadece doktorlara bırakılmalı, “özel haller” ve “düşük doz” ile sınırlanmalı.