Her sabah yataktan zıplayarak kalkabilmek mümkün mü?

Anlaşılan o ki “sabah yorgunluğu” en az uykusuzluk kadar mühim bir mesele haline gelmiş.

Haberin Devamı

Benim çevremde de pek çok insan sabahları yorgun uyanmaktan, güne halsiz, bitkin, keyifsiz, isteksiz ve neşesiz başlamaktan şikayetçi. Üstelik bunların önemli bir bölümü “yaşlı” filan da değil, genç veya orta yaşlı sağlıklı bilinen kişiler. Peki, yok mu bu işin bir çaresi? Var tabii ki! Var ama yine de ilk işiniz arka planda gözden kaçmış bir depresyon, gizli bir tiroit yetmezliği, sinsi bir hipoglisemi ya da uyku apnesi problemi filan var mı onu bir araştırın. Varsa da hemen tedavi olun. Genel önerilerim ise şunlar...


- Uyanınca yatakta uzun süre kalmayın, yatağı hemen terk edin.
- Güne mutlaka bir bardak ılık suyla başlayın. Bence suyunuzu geceden başucunuza yerleştirin ve yatağınızdan doğrulur doğrulmaz da keyifle için.
- Yataktan çıkar çıkmaz kısa süreli bir ısınma, gerinme, esneme egzersizi yapmayı deneyin.
- Hemen ardından da sabah duanıza geçin. Kendinize iyilik hali, mutluluk, keyif, huzur dileyin. İyi bir gün için bağışlanan –sağlık dahil- her şey için şükredin.
- Yatmaya yakın ağır bir egzersiz yapıp yapmadığınızı da gözden geçirin. Uyku öncesi egzersizler uyku kalitesini bozar, sabah yorgunluğu yapıyor.
- Yatmadan önce ağır bir şeyler yemeyin. Aksi takdirde siz uyurken de mideniz, bağırsaklarınız, karaciğeriniz gece nöbetçileri gibi çalışmaya devam eder, bu da sabah yorgunluğunu tetikler.
- Horlama, sık sık idrara kalkma gibi uyku bozan başka bir probleminizin olup olmadığını anlamaya çalışın, varsa tedavi ettirin.

 

Haberin Devamı

İYİ HABER
Kekik yağı, mantar ve mikroplara da etkili

Kekik yağı sağlık faydaları iyi bilinen geleneksel, doğal bitkisel ilaçlardan biri. Çocukluğumuzda hemen her evde bulunur, midesi ağrıyana, bağırsakları spazm yapana kekik yağı içirilirdi.
Etkinliğini gösteren bilimsel çalışmalar da çok sık yayınlanıyor. Geçenlerde bunlara bir yenisi daha eklendi. Georgetown Üniversitesi Tıp Merkezi’nde yapılan bir çalışma bu doğal mucizenin bağırsaklarda aşırı kandida mantarı gelişimine karşı kullanılabileceğini kanıtladı.
Kekik yağının antibakteriyel/antimikrobik gücünün olduğu da kesin. Hatta biraz daha ileri gidip ondan “antibiyotiğe dirençli bakterilerin oluşturdukları enfeksiyonlarda” da faydalanmanın mümkün olabileceğini ileri sürenler var. Diğer taraftan kekik yağının midedeki ülser/gastrit, hatta kanser nedeni olabilen Helikobakter Pilori bakterisini de yok edebileceği kanıtlandı. Bu gücünü ise içindeki iki uçucu yağdan timol ve karvakrol’den alıyor.
Kekik yağı sadece doğal bir anti mantar ve antibiyotik değil, onun güçlü bir antioksidan, etkili bir antienflamatuar (iltihap baskılayıcı) olduğu da kesin. Ayrıca güçlü bir ağrı kesici gücünün olduğunu gösteren bulgular da var. Bu gücünü özellikle karvakrolden aldığı anlaşılıyor. “Peki tamam da ondan nasıl faydalanacağız hocam?” diyorsanız yandaki kutuya bakınız.

 

Haberin Devamı

KISA BİLGİ

Nasıl faydalanmalı?
Kekik yağının şişelerde satılan sıvıyağ formları olabildiği gibi kapsül şeklinde satılanları da var. Tadını sevmeyenlerin kapsül formunu tercih etmeleri daha uygun.
Eğer cilt problemi nedeniyle kullanacaksanız bir çay kaşığı zeytinyağına bir damla kekik yağı gelecek şekilde bir karışım hazırlayıp ağrılı veya enfeksiyonlu bölgeye (mesela dizlerinize) uygulayabilirsiniz.
Eğer mide bağırsak sorununuz için kullanacaksanız hazır kapsülleri, damlaları tercih edin. Evde hazırlayacaksanız yine zeytinyağından faydalanın. Bir tatlı kaşığı zeytinyağına iki-üç damla kekik yağı ekleyip için.
Hazır kapsüllerden nasıl faydalanacağınızı ise eczacınızla konuşarak öğrenin.

 

Haberin Devamı

OKUR SORUSU

Sığır jelatini
ne işe yarıyor?
Jelatin bir tür protein. Yapısında çok güçlü bir kolajen ve aminoasit depolanması var. Eklem sorunlarında özellikle kıkırdak erimesi ile mücadelede kullanılabiliyor.
Kolajen eksikliğini giderdiği, dolayısıyla cilde kıvam ve toparlanma fırsatı verdiği de biliniyor. Ayrıca bedenimizdeki bütün yumuşak dokulara sağlamlık ve yapısal güç ve destek de sağlıyor. Jelatin dışarıda hazır olarak da satılıyor ama arzu ederseniz evinizde kendi jelatininizi kendiniz de üretebilirsiniz.
Bunun için kasaptan 3-4 kilo sığır-dana kemiği almanız ve bu işe biraz zaman ayırmanız lazım. Yapmanız gereken şu: Kemikleri bir tencereye koyun. Üzerini kaplayacak kadar su ekleyin. Bir çorba kaşığı kadar da kaya tuzu ilave edip o suyu kemiklerle birlikte kaynamaya bırakın.
Kaynadıktan sonra uzunca bir süre kısık ısıda pişirmeyi sürdürün. Pişirme süresi olabildiğince uzun olsun, mümkünse 48 saat kadar sürsün.
Süre ne kadar uzarsa kemik suyuna o kadar çok jelatin bırakacaktır. Pişirme tamamlandıktan sonra suyu süzün, kalan bölümü soğuma ve katılaşmaya bırakın. Elde ettiğiniz kemik suyu yoğun ve harika bir jelatin kaynağıdır. Buzdolabında uzunca bir süre saklayabilirsiniz. Kullanacağınız zaman soslarla ve diğer yiyeceklerle karıştırarak faydalanmayı deneyin. Çorbalara, et yemeklerine de ekleyebilirsiniz.
Not: Sığır jelatinini hazır olarak aktarlarda ve sağlık marketlerinde de bulabilirsiniz.

Haberin Devamı


KISA BİLGİ


Patlıcanın sağlık
faydalarını biliyor musunuz?
Patlıcanın da seveni, sevmeyeni var ama sevenlerinin daha fazla olduğu kesin. Bu lezzetli yaz sebzesinin sağlık açısından da ciddi bir güce sahip olduğundan hiç kuşku yok. İşte o sağlık faydalarının en önemlileri.
- Antioksidan zengini: Patlıcanın mor rengini veren içindeki antioksidan antosiyaninler. Özellikle nasunin adı verilen antosiyanin patlıcanda çok bol. Nasunin çok değerli bir biyolojik savunma silahı olduğu biliniyor.
- Posa gücü mükemmel: Patlıcan güçlü bir posa gücüne de sahip. Bu nedenle de kolesterolü ve şekeri dengeleyerek kalp hastalığı riskini azaltabiliyor. Yine aynı özelliği nedeniyle “tok tutucu” bir besin.
Düşük kalorisi ve tok tutucu yeteneği onu bir kilo savaşçısı haline de getiriyor.
- Antikanser etkileri de var: Patlıcanda solazodin ramnozil glukozitleri olarak bilinen ve anti kanser özellikleri olduğu kesinleşen başka doğal kimyasallar da var.
Not: Patlıcanı mümkünse yağda kızartmadan pişirin. İlle de kızarmış patlıcan diyorsanız ya fırında kızartmayı deneyin ya da o kızartmalık yağı tekrar tekrar kullanmayın.

Haberin Devamı


BİR REÇETE

“Canım sıkılıyor” diyorsanız
Can sıkıntısı kötü, hem de çok kötü bir duygu. Ayrıca çoğumuzun farkına bile varmadığı mühim bir stres kaynağı. Dozu biraz fazla olduğunda ise mutsuzluk, hatta huzursuzluk nedeni olabiliyor.
Bu yaz elimden düşmeyen bir kitaptan Allan Percy’nin Her Güne Bir Nietzsche isimli eserinde görüp beğendiğim mükemmel bir “anti-sıkıntı” (!) reçeteyi size de aktarmak istedim.
- Keyfinizi kaçıran, canınızı sıkan ve gereksiz olan tüm bağlarınızdan kurtulun.
- Devamlı şikayet eden ve sizi ilgilendiren şeylerden bahsetmeyen insanlardan yavaş yavaş uzaklaşın.
- İşinizin sizi gerçekten heyecanlandırıp heyecanlandırmadığı, severek yapacağınız başka bir işe yönelme şansınızın olup olmadığını araştırın.
- Her zaman yapmak istediğiniz ve yapamadığınız “dil öğrenmek, enstrüman çalmak, amatör tiyatro grubuna katılmak” gibi şeyleri yapmayı düşünün.
- Son yıllarda hayatınızı esir alan alışkanlıklarınızın dışına çıkın.
- Yeni insanlarla tanışabileceğiniz yeni ortamlara girin.
- Her gün en az bir şey öğrenin.
- Ara sıra küçük çılgınlıklar yapın.
(Allan Percy/Her Güne Bir Nietzsche)
Şu son iki tavsiye de benden...
- Her gün düzenli yürüyün.
- Hayatınıza daha çok eğlence, gırgır şamata, keyif eklemeyi, hayatla ve kendinize daha çok ve sık dalga geçebilmeyi de düşünün.

 

Yazarın Tüm Yazıları