Babasının oğlu

Bugünlerde sık duyduğumuz ve çok sevdiğimiz bir cümle var: “TÜRKİYE VE AZERBAYCAN İKİ DEVLET BİR MİLLETTİR”

Haberin Devamı

Bu cümlenin mimarları ise 9. Cumhurbaşkanımız rahmetli Süleyman Demirel ile Azerbaycan’ın rahmetli cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’dir. Bu iki değerli devlet adamının arasındaki yakın dostluğun en yakın tanıklarından biriyim. Bu dostluk hep vardı ama Haydar Aliyev’in 1999’da geçirdiği o önemli rahatsızlıktan sonra daha da kökleşti. Bu satırların yazarı da bugünün Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de o hastalık döneminde tanıştı, yakın bir dostluk oluşturma fırsatı buldu. Hastalık ve sonrasının hikâyesine gelince...

Babasının oğlu

BİR ÇAĞRI
ACELE DOKTOR YETİŞTİRİN!

1999 yılının ocak ayında, gecenin ilerlemiş saatlerinde Azerbaycan’ın o zamanki cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in oğlu İlham Aliyev, Çankaya Köşkü’nü telefonla arar. Rahmetli Demirel’e “Sayın Cumhurbaşkanım, babam çok hasta, durumu çok riskli, acele doktor yetiştirin” der. Demirel özel doktoru ve sağlık baş danışmanı olarak süreci yönetmek için beni görevlendirdi. Sonrası da şöyle gelişti: Rahmetli Haydar Aliyev’i sağlık donanımlı Cumhurbaşkanı uçağıyla aynı gece süratle Ankara’ya getirip GATA Hastanesi’ne yatırdık. Ankara ve Hacettepe üniversiteleri tıp fakültelerinin kardiyoloji hocalarının da katıldığı büyük bir konsültasyon gerçekleştirip tedaviyi planladık. Demirel beni Aliyev’in sağlık süreçlerinin organizasyonu ile görevlendirdi. GATA Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ertan Demirtaş da Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın tedavisini üstlendi. Sonrası mı?

SONRA NE OLDU?
DEMİREL: HER İMKÂNI SEFERBER EDİN

Babasının oğlu


RAHMETLİ S. Demirel, Haydar Aliyev’in sağlığına yeniden kavuşabilmesi için “her türlü imkânın seferber edilmesi” talimatını verdi. Hastane tedavisi yaklaşık 40 gün sürdü. Her gün hiç aksatmadan ve rahmetli Haydar Aliyev’in “Süleyman Bey, ne olur yorulmayın, zahmette bulunmayın, siz böyle her gün gelince, yorulunca ben çok üzülüyorum” demesine aldırmadan bu günlük ziyaretlerini aksatmadan sürdürdü. Onunla hastane odasında her ziyaretinde moral verici sohbetler yaptı. Tabii bu arada “Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı” gibi konular dahi iki devleti ilgilendiren konuları da konuştular. Demirel, H. Aliyev’i sağlığına kavuştuktan sonra Çankaya’daki cumhurbaşkanlığı ikametgâhında yer alan ‘Camlı Köşk’te de uzunca bir süre misafir etti. Orada da hemen her gün günlük ziyaretlerini sürdürdü. O günlerde köşk bahçesinde yaptıkları sohbetlerden ve rahmetli Haydar Aliyev’in Camlı Köşk çevresindeki yürüyüşlerinden kalan anı fotoğraflarını da bugün sizinle paylaşıyorum. Kısacası net ve açık olarak söyleyebilirim ki S. Demirel ile H. Aliyev dost ve kardeş iki devletin cumhurbaşkanı olmaktan çok daha öte can dostu iki arkadaş gibiydiler.

Haberin Devamı


İLHAM ALİYEV
BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ

1999’daki o tatsız hastalık süreci ve sonrasında İlham Aliyev’i daha yakından tanıma fırsatı buldum. Ayrıca baba Aliyev’in İlham Aliyev’i “geleceğin Azerbaycan Cumhurbaşkanı” olarak nasıl yetiştirip hazırladığına da yakından şahitlik ettim. Bugünkü netice şudur: Dost ve kardeş ülke Azerbaycan’ın önceki cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, mükemmel bir devlet adamıydı. “Oğul Aliyev”,  yani “İlham Aliyev” de babası gibi başarılı oldu. Bizim deyimimizle “BABASININ OĞLU” çıktı. Mükemmel bir devlet başkanı olduğunu her alanda ispat etti. Karabağ’ın işgalden kurtarılması sürecindeki başarılarıyla da mükemmel liderliğini bir kez daha taçlandırdı.

Babasının oğlu


KRİTİK BİR NOKTADAYIZ

BİRKAÇ ay öncesine kadar güney yarımkürede yoğunlaşan pandemi, şimdi de kuzey yarımküreyi vurmaya başladı. Özellikle Avrupa pandeminin “merkez üssü” oldu. Aslında sadece kuzey yarımkürede değil, dünya genelinde de koronavirüs vaka sayılarında da ciddi bir artış var. Virüs herkesi vuruyor. Amerika’da, Polonya’da devlet başkanlarına, birçok ülkede sağlık bakanlarına bile bulaşmayı başarabiliyor. Zaten bu nedenle de iki gün önce Dünya Sağlık Örgütü, özellikle kuzey yarımküre için “KRİTİK NOKTA!” uyarısı yaptı ve ülke liderlerine “ACİL EYLEM!” çağrısında bulundu. Önemle belirtmeliyim ki son günlerde durum bizde de pek parlak
değil. Özellikle İstanbul rakamları hepimizi endişelendiriyor, endişelendirmeli de. BİLELİM  Kİ BİZ DE KRİTİK BİR NOKTADAYIZ.

Haberin Devamı


BİR UYARI
EV BULAŞ ORANI ARTIYOR

İSTANBUL’daki hızlı vaka artışının nedenlerini birkaç gün önce görüştüğüm Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile konuştuk. Dr. Koca da benimle aynı görüşü paylaştığını söyledi ve “Evde bulaş oranları giderek artıyor. Bu konuda da acil tedbirlere ihtiyacımız var. Vatandaşlarımızın bu kritik dönemde evlerine ziyaretçi kabul etmemeleri ve komşu, eş, dost ziyaretlerini ertelemelerini istiyoruz” dedi. Bilelim ki bu çok önemli ama sık sık gözden kaçırdığımız mühim bir ayrıntı. Yukarıda da belirttiğim gibi kritik bir döneme giriyoruz, bu dönemde ev ziyaretlerinden vazgeçmemizde fayda var.

Yazarın Tüm Yazıları