Sanat fuarında neler oluyor kuzum?

Çarşamba başlayan Contemporary İstanbul fuarında neler konuşuluyor? Kim neyi aldı, hangi eserin önünde selfie çekilmeye doyulamadı, neden bana sitem edildi, koleksiyonerler sergisinde neyin eksikliği gündemdeydi? Hepsi ve fazlası burada.

Haberin Devamı

BEKLENTİ YOK!
* Contemporary’nin geçen yılki satış miktarı 67.4 milyon dolar civarındaydı.
Ziyaretçi sayısı ise 2014’te 77 bin, 2015’te 86 bindi.
Rakamlar böyle parlakken Contemporary bu yılı maalesef azalan rakamlarla açtı.
Mesela geçen yıl 92 galeri katılmıştı. Bu yıl bu rakam 70’e düştü.
Nedeni belli: 15 Temmuz kalkışması ve yabancıların “güvenlik” endişesi.
Bunların üstüne bir de şu an herkesin dilinde olan kriz lafı eklendi.
Bu yüzden hiçbir galerinin bu yıl yüksek satış beklentisi yok. Hatta C.A.M Galerisi yöneticisi Sevil Binat’ın deyişiyle, “İlk kez hiçbir beklentileri yok”!
* Tüm bunlara rağmen çarşamba günkü açılış kalabalıktı, sonraki günlerde de ziyaretçi sayısının çok yüksek olacağını düşünüyorum.


ALMAN GALERİDEN DESTEK

* Katılan galerilerin ortak duygusu ise şu: “Bu ortamda birbirimize destek olmalıyız.”
Sadece Türk galeriler değil, Berlinli galeri König’de bile aynı duygu var!
İstanbul Art News’e şöyle demişler:
“Hem burada hem de yurtdışında tanıştığımız yerli koleksiyonerlerin hatırına ve buradaki sanat ortamını desteklemek adına fuara katıldık.”
* “Destek” ruhu her yerde ama Contemporary her zamanki gibi devletten desteksiz!
İlgili bakanlıktan herhangi bir yardım alınmadan yapılıyor bu güncel sanat fuarı.


İNŞAAT İSKELELERİ SÜS DEĞİL

* Contemporary’nin giriş kapısında göreceğiniz metal inşaat iskeleleri laf olsun diye yapılmış değil. İstanbul’un her yerinde gördüğümüz inşaatlara, kentsel dönüşüme dikkat çekmek üzere mimar Fahrettin Aykut tarafından kondurulmuş bir iş aslında.

Haberin Devamı


KOLEKSİYONERLER KONUŞULUYOR

* Contemporary’nin en çok dikkat çeken bölümü, 60 koleksiyonerin ikişer eserinin sergilendiği Collectors’ Stories.
Koleksiyonerler arasında iş dünyasının önde gelen isimleri var: Leyla Alaton, Hanzade-Osman Boyner, Suzan Sabancı Dinçer, Oya-Bülent Eczacıbaşı, Vuslat Doğan Sabancı-Ali Sabancı, Lucette-Mustafa Taviloğlu, Cem Hakko gibi.
Öte yandan koleksiyonu meşhur işadamı Ömer Koç’un eserlerinin olmaması ise açılış günü konuşulanlardan biriydi.


CEM YILMAZ’IN “HESAP” İTİRAFI!

* Koleksiyonerler bölümünün kuşkusuz en çok dikkat çeken isimlerinden biri Cem Yılmaz oldu. Cem bir adet Tom Wesselman bir adet de Ron English işini vermişti sergiye.
Bu eserleri neden seçtiğini de samimi bir dille yazmış. Ron English’e dair olan şöyle: “Karikatüre olan ilgimden dolayı formu karikatüre çalan pop sürrealcilere karşı ilgim var.
Ron English’i de o vesileyle tanımıştım. Böyle buluşlu figürler daha çok ilgimi çekiyor, ayrıca eseri hesaplı buldum, aldım.”

Haberin Devamı


İŞÇİSİN SEN, İŞÇİ KAL!

Sanat fuarında neler oluyor kuzum


* Bu arada Cem Yılmaz fuarın ilk günü Ron English’in eserinin izinden yürüyen Türk sanatçı Nesren Jake’in “İşçisin sen, işçi kal” sloganlı eserini de satın aldı. Hatta söylenen o ki, Yılmaz ilk gün en çok alım yapan koleksiyonerlerin başında geliyordu.

 

“ÖLÜMSÜZLÜK” ÖNÜNDE POZ POZ

* Fuarın en gösterişli eseri kuşkusuz Ahmet Güneştekin’in 600 bin dolarlık “Ölümsüzlük” adlı eseriydi. Boynuzlu, bol kurukafalı eserin önünde fotoğraf çektiren sosyetik sosyal medya fenomeni bir hayli çoktu.
Damien Hirst’ün kurukafalarından da ilham aldığı sezilen eser benim için fazla yorucuydu. Güneştekin’in “kriz” nedeniyle eserinde indirim yapmış olduğunu da belirteyim.


MERHABA, ESERİNİZ NE KADAR?

* Peki eser fiyatları genel olarak nasıldı? Beğendiğim işleri sanki bir koleksiyoncuymuşum gibi özellikle sordum. İşte duvara çarptığım naçizane örnekler: Liquid Art’ta gördüğüm Silvio Porzionato portreleri 15 bin euro’ydu. Soda Galeri’deki Frank Plant 15 bin euro, Victor Lope Galeri’deki Salustiano eseri ise 50 bin euro.
Bir tek Alan İstanbul’daki Huri Kiriş eseri diğerlerine göre makul idi, 40 bin lira (ki o da satılmıştı).

Haberin Devamı


“TANER CEYLAN’I ÇOK YAZDIN...”

* Bu arada fuarı gezerken bazı sanatçıların gelip -sanki ben sanat eleştirmeniymiş gibi- “Taner Ceylan’ı çok yazdın, beni hiç yazmıyorsun” diye sitem edişlerine de şahit oldum.
Eskiden şarkıcılar böyle sitem ederdi.
Şimdi aynı ruh hali güncel sanat dünyasına geçmiş, imdat.
* Taner Ceylan demişken, o da fuarın ilk günü oradaydı. Eserleri inceliyordu. Bak yine yazmış oldum kendisini, tüh!


DOLAPDERE’DE BİR SÜRPRİZ DAHA…


* Bazı koleksiyonerler Collectors’ Stories bölümüne eser verirken, “Koleksiyonumda çok iyi hat var, koyabilir miyim?” demişler. Fuarın güncel sanatla ilgili olduğunu unutarak...
* Geçen ay Ankara’da kendi koleksiyonunu sergilediği bir müze açan Sarp Evliyagil’e fuar alanında rastlayınca hemen sordum, “Sizden koleksiyoner sergisi için eser istenmedi mi?” diye. Evliyagil, “O sıra yurtdışındaydım, tam ilgilenemedim” yanıtını verdi.
Bu arada Evliyagil yakında Dolapdere’de sürpriz bir proje sergi alanı açıyormuş.
* Son olarak itiraf edeyim: Şöyle “vayy” dedirtecek, çok şaşırtacak bir iş yoktu Contemporary’de. Ama bu Contemporary’nin suçu değil. Geçen mayıs New York’ta gezdiğim Frieze’de bile, Maurizio Cattelan’ın ‘eşek’li işi hariç, tartışma yaratan, heyecanlandıran iş pek azdı.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları