Pucca ve Escobar

Narcos...

Haberin Devamı


Kolombiyalı uyuşturucu baronu Pablo Escobar’ın hayatını anlatan popüler bir dizi.
İşte bu dizinin yayınlandığı dönem sosyal medya fenomeni Pucca, Escobar’lı bir tweet atıyor.
Kara mizahtan anlayanın gülüp geçeceği, anlamayanın da en fazla “Of ne kötü espri” deyip unutacağı türden bir tweet.
Ama öyle olmadı.
O tweet nedeniyle Pucca’ya uyuşturucuya özendirme davası açıldı ve dün o dava sonuçlandı: 5 yıl 10 ay hapis cezası.
Gelinen nokta bayağı şaka gibi.
Hatta dizi olarak çekilse, asla inandırıcı gelmeyecek bir senaryo...
Ama yazık ki yaşananlar ne şaka ne senaryo.
Herkesi şoke eden ağır bir gerçek maalesef.
Pucca’yı sevelim ya da sevmeyelim, fark etmez.
Sonuçta ortada vicdanların kabul etmekte zorlandığı derin bir adaletsizlik var.

Yaz festivallerinin mekanları

Haberin Devamı

Dün bir kuple yazmıştım.
Bu yaz İstanbul’daki mini festivalleri takip edenler iki mekan arası koşturmak zorunda kalacak. Çünkü açık alanlarda müziğin sesi 24.00’ten sonra kesiliyor.
Misal: One Love’ın gündüzü Parkorman’da, gecesi Volkswagen Arena’da.
Parkorman için normal bir durum. Çünkü artık orası şehir içi. Eskiden öyle değildi.
Peki Diynamic Festival’in yapıldığı Kilyos’taki Milyon Beach?
Ses burada problem
olabilir mi?
Çünkü bu festivalin gecesini de Volkswagen Arena’ya almışlar.
Söylenen o ki, problem sadece ses değil.
Geçen yaz Solomun performansı sırasında yaşanan aşırı izdihamla beraber civardaki evlerin festivalciler yüzünden yaşadığı tatsız deneyimler...
Ve bu yüzden ardı arkası kesilmeyen şikayetler...
Bu yaz bir tek Big Burn’ün gecesi gündüzü aynı yerde, Şile’deki Woodyville’de.
Burn Pazarlama Direktörü Gökçe Özer’e sordum, “Tavsiye üzerine burayı bulduk. İzinlerimizi aldık. Gece ve gündüzü ayırmak istemedik” diyor.
Aslında haklı, festival müdavimi kitle gittiği alanda konaklamak da istiyor.
Ama bir yandan festivalcilerin bu “iki mekanlı” festival olayına alışması gerekiyor.
Hani dünyadaki örnekler bizi rahatlatır ya, o zaman bir yurtdışı örneği vereyim.
Barselona’nın meşhur Sonar’ı da gündüz ve gece iki farklı mekanda yapılıyor.
Hatta gecesi öyle nefis bir yerde yapılıyor ki, hâlâ orada izlediğim James Blake performansını unutamam mesela.

Haberin Devamı

En çok İran ve Lübnan

Gökçe Özer’le laflarken şunu da öğrendim.
Meğer festival kitlesinin hatırı sayılır bir bölümünü artık turistler oluşturuyormuş.
En çok ilgi gösteren turistler de İran ve Lübnan’danmış.

30 bin kişi bekliyorlar

Big Burn’ün yapılacağı Woodyville’i de merak edip baktım.
Bungalovlarıyla filan bayağı güzel ve büyük görünüyor.
Ayın 26’sında, yani festival günü bakalım nasıl olacak...
Orada ilk festival deneyimi olacağı için Gökçe Özer de epey heyecanlı.
Çünkü üç gün boyunca 30 binin üzerine katılımcı bekliyorlarmış.

Sanki yayınevi tuzak kurmuş gibi

Şeyma Subaşı’nın kitabındaki yazım hatalarına şaşırmıştım.
Meğer o bir şey değilmiş.
Asıl büyük hata Şeyma’nın cilt ve beslenme ipuçlarını paylaştığı sayfadaymış.
O sayfada Şeyma yüze sürülmesi için hidrolik asit öneriyormuş.
Yani bildiğiniz tuz ruhu! Aslında o bile yanlış yazılmış, doğrusu hidroklorik asit...
Tepki oluşunca yayınevi yazım hatasını kabul etti ama insan düşünmeden edemiyor:
Yayınevi sanki Şeyma’ya tuzak kurmuş gibi.
Bu denli bariz hatalarla kitap nasıl yayınlanır?

Yazarın Tüm Yazıları