Nasıl geçti habersiz hafta sonu  

Bir pazartesi klasiğimiz olan Nasıl Geçti Habersiz’e hoş geldiniz. Bu bölümde bir trafik masalını, iki adet mekan gözlemi ve macerasını, ayrıca şahane bir yeni albümü okuyacaksınız. Buyrunuz...

Haberin Devamı

CUMA AKŞAMI: YAĞAR MI YAĞMAZ MI?

Taksiye bindim ve hop trafik kilit.Yerimizde sayıyoruz, sıfır ilerleme.Ben yerli dizilerdeki karakterler gibi uzaklara bakıyorum, taksici ise söyleniyor tatlı tatlı, “Diğer yoldan gitmeliydik, diğer yoldan gitmeliydik.”Sıkıntıdan olsa gerek yolun solundaki eczacıya da sataşıyor, “Kar geliyor kar!” diye.Eczacı kıl, “Yok, buraya yağmaz” diyor, “Karşıya yağacakmış, buraya yağmaz.”Benim taksici deliriyor, “Yağacak yağacak, gör bak.”Tenis maçı izler gibi ikisinin bu manasız meteoroloji kutuplaşmasına bakıyorum.Taksici ondan yana tavır almamı bekliyor, yani “Yağacak” dememi. Sus pusum.Benim iklimim farklı o an. İçimde dinmeyen sağanak yağmurlar...Zaten radyodan öyle damar arabesk figanları yükseliyor ki, içim kıyım kıyım. “Şunun sesini kıssanız” diyecek halim bile yok.Derken trafik açılıyor, ilerliyoruz ve kar yağmaya başlıyor!Taksici über sevinçli, “Bak abi yağdı, gördün mü? Ne demiştim ben! Yağdı, yağdı!”Taksiden inip eczacıyı teselli etmek filan geliyor içimden, ama tabii ki inmiyorum.

Haberin Devamı

CUMARTESİ AKŞAMI: SÜSSÜZ YABANCILAR 

Beyoğlu Asmalımescit tarafında Mari diye üç katlı bir meyhanedeyim.Kalabalık bir arkadaş grubuyla...Mekan sade, kimlikli, sakin aydınlatmalı, tatlı bir yer.Gel gör ki mezeler fena. Sıradan, vasat.Bir de üstüne aynı vasatlıkta bir canlı müzik. Otomatiğe bağlamış gibi, duygusuz bir şekilde peş peşe şarkılar söyleyen bir şarkıcı...İnsanlar da enteresan. Bayağı bu duygusuz yoruma eşlik edip coşabiliyorlar.Ya da var olanla yetinebiliyorlar.Beklenen final tabii ki şu:Mari’den son sürat kaçış ve Karaköy sınırlarına iniş...Bu arada kar çıldırıyor, deli gibi fırtınalanıyor savruk savruk.Dünkü taksicinin çığlıkları aklıma geliyor, “Yağdı bak, yağdı!”Mitte’den içeri giriyorum.Mekan profilinde kadın kadına masalar başrolde.Selfie hâlâ demode olmamış, bu masalardan biri toplu selfie’ler çekmeye doyamıyor.Onlar selfie çekilirken sağa sola kayıyorum, kadrajda çıkmayayım diye. Selfie terbiyesi diyoruz buna...Bir yabancı grupla tanışıyorum.Dikkatimi çekiyor, mekanın en süssüzü onlar.Bakımlı ve süssüz. Biz Türkler fazla bakımlı fazla süslüyüz. Yabancıların bu bağırıp çağırmayan halini seviyorum.

Haberin Devamı


PAZAR ÖĞLEN: DURUM LEYLA!

Ayşegül Aldinç’in yeni albümü “Sek’iz”i keşfediyorum.Sekiz şarkıdan üç tane favori bulup yeşertiyorum:Gökhan Türkmen’li Durum Leyla.Harun Tekin’li Kim Kaybeder.Eflatun’lu Seni Sevmek Var Ya. Özellikle Durum Leyla’yı dön dolaş dinliyorum.“Keşkelerle dolu bu kadehler, sorma durum leyla” diye diye...Merkür’ün geri gitmelere doyamadığı şu ocak ayının en güzel final şarkısı ilan ediyorum Durum Leyla’yı.Ve “İyi ki yapmışsın bu albümü Ayşegül!” diyorum içimden dışımdan...

Yazarın Tüm Yazıları