Fantastik bir yapım: Baklavacı lord ve insta kardeşliği

Bu toprakların gizemli şifrelerini çözmeye yarayan yararlı işlerden biriydi Ayşe Arman’ın hafta sonu yaptığı ‘baklavacı lord’ röportajı.

Haberin Devamı

Instagram fenomeni Fatih Güllüoğlu kendi elleriyle oluşturup coşturduğu ‘baklavacı lord’ (takipçileri ona ‘lord’ diyormuş) projesinin sosyolojik anahtarlarını gayet samimiyetle o röplemede saçıyordu cümle aleme karşı:
* “Ben Instagram’da cinsiyetsizim, hatta aseksüelim, öyle de kalmak istiyorum... Cinsiyet belirttiğimde beni takip eden o muhafazakar hanımefendi huzursuz olacak. Sadece o değil, kocası da olacak.”
* “Anlayacağınız ben ‘zararsız’ durmak istiyorum. Karısı beni takip etsin ama koca da karısına sürpriz yapmak için benimle selfie çektirsin... Kimse beni aile içinde tehdit unsuru olarak görmesin.”
GÖZLER KALBİN AYNASI
Projenin birinci anahtar unsuru demek ki neymiş, cinsiyetsiz durmak. Öyle algılanmak.
Ama bir yandan güzelliği vurgulamayı ihmal etmemek.
Fatih Bey de bunun farkında.
Bir tek gözlerini ön plana çıkarıyor insta projesinde.
Tarkan’ın ilk zamanlarındaki gibi, gözler de cinsiyetsiz.
Çünkü gözler kendine aşık, sadece kendine bakıyor retina tabakasından, öyle içsel...
İkinci anahtar unsuru da şöyle açıklamış Güllüoğlu, “kadın günleri” yapmak.
Instagram’da kadın günü nasıl mı olur?
Onu da güzel çözmüş. Dün gece izlenen bir dizi üzerine sohbet ediyorlarmış ya da başka hafif mevzular üzerine...
Tüm bunlar için elbette psikoloji, sosyoloji, antropoloji okumaya gerek yok.
Televizyonun gündüz kuşağını biraz takip etmek yeterli.
Hatırlayın, bir dönem kadınların gündüz kuşağındaki baş tacı ‘kuşum’ Aydın’dı.
O da televizyonda ‘kadın günü’ yapıyordu aslında.
Cinsiyetsizliği, kadın seyirciye samimi gelen “yapcek”li diliyle, tüm stüdyoyu aynı anda ayağa kaldırıp çakkıdı çakkıdı oynatmasıyla.
Sonra Aydın uzaklaştırıldı, devir/iklim değişti, şehre bin tane birbirine benzer komedi filmi geldi...
Ama gündüz kuşağı kadınlarına hitap etmenin Antep fıstıklı esas unsuru hâlâ değişmedi: Aseksüellik.
Yani erkeklik kodlarını birinci unsur olarak kullanmamak.
Yaninin yanisi, “tehdit” olarak kullanmamak.
Bu “tehdit” lafı da ayrıca bir “bu topraklar” şifresi/gizemi.
Niye kadın ve erkek birbirine tehdit olarak görülür ki?

Haberin Devamı

RTÜK ve cinsiyetlerin kötülüğü adına 

Haberin Devamı

RTÜK uzmanlarının bir diziyle ilgili hazırladığı ihlal raporunda kullandığı “dil” polemik yaratmış.
Çünkü uzmanlar dizideki kadın karakteri “kötü kadın” olarak nitelemiş ve bu da Üst Kurul’da tartışma yaratmış.
O cümle aynen şöyleymiş:
“...Dizideki kötü kadının hedefine doğru gidişi her bölümde canlı tutularak ana hikâyenin örgüsü devamlı izleyicinin zihninde canlı tutulmaktadır.”
Kötü kadın nitelemesini geçtim, bu cümleyle kastedilen tam olarak ne, o da pek belli değil.
Lakin gerçekten de böyle acı bir şey var.
Dizilerde hep bir “kötü kadın” kontenjanı vardır ama “kötü erkek” yoktur.
Erkek karakter dizide assa da kesse de, mafyatik sularda kurbağalama yüzse de, hatta aynı anda iki kadını idare etse de “kötü erkek” olarak anılmaz.
Erkektir, ne yapsa yeridir mantığından olsa gerek.
“Kötü kadın” karakteri ise hep entrika labirentlerinin içinde dolaşıp durduğundan olsa gerek seyirciye daha çok korkutucu gelir.
Yani eşitsizlik senaristin kafasında mı yoksa seyircinin kafasında mı başlıyor, benim kafam karıştı.
En kısa sürede bir RTÜK toplantısına katılmam şart oldu.

Yazarın Tüm Yazıları