Cumartesi dönüyor musunuz?

Tatile mi gittiniz? Peki geri dönecek misiniz? Pazar günü buradasınız di mi?Emin misiniz?

Haberin Devamı

Tatili fırsat bilip şehirden kaçanların herhalde bugün en çok maruz kalacağı sorular bunlar. 

O yüzden daha soru sorulmadan açıklama yapma ihtiyacı hisseden var, Instagram’ına yazan da:
“Merak etmeyin, şimdi boy veriyorum ama pazar günü oy vereceğim. Cumartesi dönüyorum.”
Bu hesap sormalar, bu kendiliğinden açıklamalar bir süredir ‘yeni normal’imiz.
Kimse yadırgamıyor. Hatta hak veriyor.
Ben de hak veriyorum.
Hatta bu şekilde sosyal baskı kurulması iyi bir şey.
İlk kez bir sosyal baskıyı faydalı buluyorum.
Çünkü bazıları hâlâ öyle rahatına düşkün davranıyor ki, “Bir oydan ne olacak ki?” havasında.
Pazar değil, pazartesi dönme sevdasında.
Böylesini görünce insan sinirleniyor, “Hay tatilinize” oluyor. Eksik kalsın...

Komünist Parti’nin genç imajı

Haberin Devamı

Komünist Parti deyince aklınıza gelen görseller fazlasıyla eski, hatta biraz maço, gri tonlarda şeyler değil mi?
En azından benim için öyleydi.
Ta ki TRT’de Komünist Parti adına konuşan Eda Genç’i görünceye kadar...
Günlerdir bu partinin konuşması gençler arasında gündem olduysa, kulaktan kulağa yayılıyorsa bunda en büyük pay Eda Hanım’a ait.
Çünkü genç...
Çünkü tane tane konuşuyor...
Çünkü bazen yüzünde öyle bir alaycı gülümseme oluyor ki, kimi cümleleri çok ezber olsa da sıkılmadan sonuna kadar dinliyorsun...
Dahası, Genç’in üslubu bodoslama.
“Ülkemiz bir deliyle seçime giriyor” diyecek kadar...
Partiden kimin fikriyse Eda Genç’i konuşmacı olarak TRT’ye çıkarmak, gayet akıllıca bir hamleye imza atmış.
Son söz-1: Eda Genç o kadar samimi “İnanın, sosyalizme inanın” diyor ki, “İnandım gitti” oluyorsun.
Son söz-2: Eda Hanım sosyal medyaya karşı mı acaba? Instagram’dan takip edeyim dedim, ama bulamadım. Eğer karşıysa, ‘like’ uğruna sosyalizme inanmaktan hemen vazgeçebilirim.
Kapitalizm de böyle bir şey işte.
Klişe deyişle, bir beğeni imparatorluğu...

Kadın gibi yaşamak neden kötü olsun

Trabzonspor Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu olaylı Gaziantepspor maçının ardından demiş ki:
“Böyle bir Allah’sızlık olmaz! Bundan sonra neler olacağını Türkiye Cumhuriyeti görecek.
Öleceksek de adam gibi öleceğiz, kadın gibi yaşamayacağız. Bizi kadın gibi yaşatmaya da kimsenin gücü yetmez.”
İnsan sinirlenince, öfkeden kudurunca bin tane berbat şey söyleyebilir. Söver sayar.
Ama herhalde bizdeki kadar tüyler ürperten ‘cinsiyetçi öfke’ Mars’ın kızıl topraklarında bile yetişmiyordur.
Dürüst ve tutarlı yaşamın karşılığı olarak kullanılan kalıp “adam gibi yaşamak.”
Bunun tam aksi ucuna konulan ise “kadın gibi yaşamak.”
Çok acayip, çok kara delik.
Gerçi bu dilin sorumlusu yine çocukluk, yine “Adam ol evladım, karı gibi olma” diyen otoriter anneler...

Yazarın Tüm Yazıları