Bu Gaga başka bir Gaga!

Yanımda oturan o ünlü model... Dahası, Tarkan ve yerli Jimmy’z sürprizi! Metrekareye iki Euro milyonerinin düştüğü dünyanın ikinci küçük bağımsız ülkesi Monaco’dan bildiriyorum, buyrunuz...

Cumartesi akşamı saat sekiz buçuk suları...
Geçen yaz Tarkan’ın kapanış konserini gerçekleştirdiği Monte Carlo Yaz Festivali’nin bu yılki açılış konserini izlemek üzere yavaş adımlarla ilerliyorum.
Adımlarım gerçekten yavaş; çünkü hem hava ağır, nem oranı evlere şenlik, hem de buralara gelince insanın üzerine tatlı bir “yavaştan al” hali geliyor.
Usullaşıyor, o telaşlı hallerden arınıyorsun.
Konser, meşhur Yıldızlar Salonu’nda (Fransızca şakırsak: La Salle des Etoiles).
Üstü açılıp kapanan dev bir salon bu.
Monaco Prensliği’nin dünyaca ünlü Gül Balosu’na da ev sahipliği yapan yer.
SELAM VICTORIA!
Salon hayli şık hanımefendi ve beyefendilerle dolup taşmaya başlıyor. Benim yanıma da gayet hoş bir kadın oturuyor.
Yemek boyunca düşünüp duruyorum, “Bu kadını gözüm bir yerden ısırıyor, kimdi acaba?” diye diye.
Bu arada öyle geveze çıkıyor ki bu hoş sarışın, bebek yüzlü kadın, vır vır vır, neredeyse tüm salonu çekiştiriyor.
Derken hatırlıyorum, ünlü model Victoria Silvstedt bu.
“Selam Victoria” deyip merhabalaşıyorum aniden.
Victoria’nın Türkiye bilgisi maşaallah: İstanbul’dan birkaç ünlü isim sıralıyor, Hürriyet Gazetesi diyor, Bodrum’da sezon açıldı mı diye soruyor.
Dumurum. Bebek surat Victoria her şeye hakim.
İkinci dumur vaziyetim ise az sonra gerçekleşecek.
Lady Gaga’nın bambaşka bir yüzünü görünce...



MUHTEŞEMSİN GAGA!
Evet, Monte Carlo Yaz Festivali’nin açılış konseri Lady Gaga ve Tony Bennett’dan. İkili, Cheek to Cheek albümlerinin turnesi kapsamında epeydir o caz festivali senin bu şehir benim geziyorlar.
Doğrusu, konser akışının bir yerinde Gaga illa ki kendi şarkılarını söyler diye düşünüyordum ama yanılmışım.
Tamamen klasikleşmiş şarkılar üzerine kuruluydu konser.
Stranger in Paradise’dan La Vie en Rose’a, Nature Boy’dan Fly Me To The Moon’a kadar birçok unutulmaz şarkı dinledim.
Dahası, Lady Gaga’nın Bang Bang performanasına hayran oldum.
Tony Bennett’la beraber seslendirdikleri final şarkısı The Lady is a Tramp’teki tavırlarına da...
Kısacası: Gaga’nın şarkıcılığını ortaya koyduğu, kendi konserlerindeki abuk şovlarından arındığı, tamamen ağır başlı takıldığı, ama assolist kostümlerine alışık olmadığından olsa gerek bir ara yere kapaklanma tehlikesi geçirdiği çok şık bir konserdi.
Unutmadan; Tony amca gece boyu sahnede tek kostümle idare ederken Gaga elbette kostüm üstüne kostüm değiştirmeyi ihmal etmedi.
Tam yedi kıyafet giyip çıkardı.

Tarkan 30 Ekim’de aynı salonda

Monte Carlo Yıldızlar Salonu’nda geçen yılın ağustosunda verdiği konser hâlâ dillerde olan Tarkan bu yıl da aynı salonda konser verecek.
Bu kez tarih 30 Ekim.
Şimdiden konser için Türk sosyetesinin bilet kuyruğuna girdiğini belirteyim.
Tarkan’ın Monaco’da bu konserleri vermesi için gerekli tüm bağlantıları sağlayan kişi ise yıllardır Türkiye ile Monaco arasında köprü kuran Hülya Biren’den başkası değil.
Dünyadaki sofistike zenginleri Monaco’daki etkinliklere yönlendiren Monte Carlo La Société des Bains de Mer (SBM) şirketinin Türkiye ve Ortadoğu temsilcisi olan Hülya’nın Monaco’da tanımadığı yok.
Herkes ona bayılıyor, çok seviyor.
Hatta SBM’in hotel/restoran müdürü, ona “Türkiye büyükelçimiz” diyor. Haklı da, Hülya Biren sayesinde Türk sosyetesi son yıllarda yoğun bir şekilde Monaco’ya akın etmeye başladı. Balolarda, konserlerde görünmek en büyük arzulardan biri haline geldi.



PEK YAKINDA; İSTANBUL JIMMY’Z
Bu arada Hülya öyle etkili ki, onun adını verince tüm kapılar açılıyor.
Mesela burnundan kıl aldırmayan meşhur kulüp Jimmy’z.
“Hülya Biren’in davetlisiyim” deyince tüm ekibin yüzünde güller açtı, o derece.
Bu arada Jimmy’z hakkında bir dedikodum var:
Ünlü kulübün İstanbul’da açılması söz konusu.
Henüz net bir şey yok, ama İstanbul Jimmy’z için ön adımlar atılmış. Yani bu kış sezonu her an bir sürpriz olabilir...