Başıma bir şey gelmeyecekse: Şeyma bu konuda haklı

Herkes Şeyma Subaşı’na yüklendi durdu.

Haberin Devamı


“İbiza’ya direkt uçuş olsa ne güzel olurdu” dedi diye.
İyi de söylediyse söyledi, ne var bunda?
Şeyma’nın hayat penceresinden/tarzından baktığınızda bu gayet makul bir istek.
“Tek derdi bu mu? Ülkenin bin türlü sorunu varken...” diye cümleye başlayanlar da hiç samimi değil.
Sanki herkes her sorunu gerçekten önemsiyormuş gibi...
Sadece duyarlılık testinden 10 puan almak istiyorlar, hepsi bu.

Şeyma bu konuda haksız

Tepkiler üzerine, “Ben boşum, bende ancak bu var. Bu kadarım. Beni zaten küçük küçük kızlar takip etsin” demiş Şeyma.
Büyük saçmalamış.
Kendini anlamsız yere ezik bir pozisyona sokmuş, bir. Küçük kızlar da boştur demeye getirmiş, iki. Söylediğinin arkasında durmayı becerememiş, üç.

Peki Tuba Ünsal haklı mı? 

Tuba Ünsal da Şeyma’nın söylediklerine yanıt olarak şunu yazdı: “Bu ülkenin kız çocuklarının doğru rol modellere ihtiyaçları var. Çalışan, üreten, kadınlığı ağız bükerek öğrenmeyen. Kadın gibi kadın olarak yetişecek o genç kızlar.” Evet, Tuba haklı.
Bu ülkenin kız çocuklarının doğru rol modellere ihtiyacı var. O modeller çoğalmalı, ön plana çıkmalı, çıkarılmalı.
Ama aynı zamanda o kız çocukları özgür. Şeyma’yı rol model olarak benimseyene de kızamazsınız.

Haberin Devamı

Ben de WhatsApp taksileri kullanmıştım

Önceki gün Hürriyet Ekonomi’den Emre Eser’in haberinin başlığı şahaneydi:
WhatsApp taksi!
Evet, Uber bitti ama şimdi de WhatsApp taksiler başladı.
Ben de geçmişte bu sistemi kullanmıştım.
Zincir şöyle işliyor:
Eş, dost, tanıdık; herkes birbirine “bilmem ne transfer” adı altında kaydedilmiş numaraları ulaştırıyor.
Bu numaralara WhatsApp’tan yazıyorsun, “Şuradan beni alabilir misiniz?” diye.
Aslında sonrası biraz
eziyet.
O numaradaki şahıs sana yakınlardaki şoförün numarasını veriyor.
Tanımadığın birine
konumunu atıyorsun,
yetmedi adamı arıyorsun, araç geldiğinde mutlaka ön koltuğa oturmak zorunda kalıyorsun, falan filan...
Uzun iş ve bazen hiç pratik değil.
Ama benim WhatsApp taksiye o dönem başvurmamın nedeni şehirde taksi bulamamaktı.
Çünkü öğleden sonra değişim saati sebebiyle İstanbul’da taksi bulmak çok ama çok zor.
Esas büyük problem bu.
Taksicilerin kendine
çekidüzen vermemesi
doğrusu ikinci planda
kalıyor.

Haberin Devamı

YouTube günlüğü

Madem artık gerçeğimiz YouTube kanalları, madem orada yaşıyoruz,
o zaman bu köşenin sabitlerinden biri de bu artık: YouTube’dan seçtiğim ilginç kanallar.

◊ DIAMOND TEMA
YouTube fenomenlerinin ıvır zıvır videolarından sıkıldınız mı? Zaten YouTube’da sadece onlar yok. Mesela Diamond Tema’nın kanalı din, tarih, felsefe ve mitoloji konuları üzerine. Otur, uzun uzun dinle.
Misal: Son videosu “Neden agnostiğim?” tam iki saatti!
İtiraf ediyorum, hepsini izleyemedim.
Peki izleyen var mı? Var. Kanalın üyesi 19 bin.

◊ DAİRE TURU
Benim gibi dekorasyon dergisi manyakları için ideal bir kanal. Sloganları da hoş, “Gerçek insanların gerçek evleri”.
Gerçekten de seçilen evler öyle uçuk kaçık evler değil. Hepimizin ilham alıp “Ben de evime bunu yapabilirim” diyeceği evler.
Bir de herkes kendi evini kendisi anlatıyor, o da hoş. Kanalın 238 bin üyesi var. Demek ki hayli ev meraklısıyız.

Haberin Devamı

Şehir günlüğü

◊ İstanbul’daki şiddetli fırtına bana şunu öğretti:
Pencere tamircileri en yakın dostumuz! Zaten gitti gidiyordu pencereler, fırtınayla iyice alarm verdi. Bayağı evin içi de esmeye başlamıştı balkon gibi...
◊ Fırtına neymiş, bana eğlenceden bahset diyene:
Klein Wal tarih oldu arkadaşlar. Yeni yerleri ruhsat problemi nedeniyle olmadı, kapandı. Şimdi onun yerine Klein Phönix açılıyor. Yakında lokasyonunu da duyururlar.

Yazarın Tüm Yazıları