Pınar Altuğ’a sandık başında şiddet

Kadına şiddeti bu hafta sonu Pınar Altuğ üzerinden bir kez daha gördük.

Haberin Devamı

Pınar, pazar günü elinde pusula, sandık önünde bir seçim fotoğrafı paylaştı.
Taytındaki hoş olmayan görüntüyü fark etmeden koydu fotoğrafı Instagram ana sayfasına.
Sonra yorumlar gelmeye başladı, Pınar fark etti durumu ve fotoğrafı silip, belden yukarı bir fotoğrafla değiştirdi.
Ama işte gelin görün ki o fotoğraf her yere yayılmıştı bir kere.
Bir kadının yanlışlıkla, farkında olmadan koyup, uygunsuz olduğunu anladıktan sonra kaldırdığı fotoğrafı paylaşmak, yaymak, fütursuzca yorumlar yapmak kadına şiddetin bir başka türü bence.
Pınar’a geçmiş olsun diyorum ve fotoğrafı paylaşan ve yorum yapan herkesi kınıyorum.

Kıbrıs, Cem Yılmaz’a hayran kaldı

Geçen hafta Cem Yılmaz’ın yeni gösterisi Diamond Elite Platinum Plus’ı Kıbrıs’ta izleyeceğimi yazmıştım.
Kalabalık bir gazeteci grubu ile Concorde Luxury Resort’ta izledik gösteriyi.
Önce 1200 kişilik amfi tiyatrodan söz etmek istiyorum.
Burası, Zorlu PSM’yi andıran yapısı ile Kıbrıs’ta bir ilk ve bu haliyle büyük bir boşluğu doldurmuş durumda.
Ata Demirer ile yapılan açılış Cem Yılmaz gösterileri ile devam edecek ve sonrasında burası daha nice büyük şovlara ev sahipliği yapacak.
Nasıl ki insanlar Las Vegas’a kumar ve eğlence kadar büyük şovları da izlemek için gidiyorsa, Kıbrıs da bu yeni yer sayesinde benzer bir yapıya bürünmüş oldu diyebilirim.
Cem Yılmaz’ın yeni şovu ilerleyen aylarda bu salonda olmaya, güldürmeye, düşündürmeye devam edecek.
Ben kendi adıma İstanbul’da bir kez daha izleyeceğim Diamond Elite Platinum Plus’ı.
Çünkü her Cem Yılmaz şovunda olduğu gibi, “anlat” deseniz, aklımda kalanlar yaşadıklarımdan, güldüklerimden çok daha az.
Mutlu uyanılan ama detayları tam hatırlanmayan bir rüya gibi. Cem’in stand up’larının başarısının sırrı da burada yatıyor sanırım. Bir tane Cem Yılmaz var ve ona doyum olmuyor.

Haberin Devamı

Pınar Altuğ’a sandık başında şiddet

Sirkler korku şovu gibi

Hepimizi gözyaşlarına boğacak Tim Burton filmi Dumbo bu cuma vizyona giriyor.
Film, hayvanları tutsaklık altında çalıştıran sirklere karşı duruşu açısından biz hayvan hakları savunucuları için son derece önemli ve değerli.
Sirkler için “korku şovu gibi, insanlar nesini seviyor” ifadesini kullanan yönetmen Tim Burton da hayvan haklarına saygı duruşunu eksik etmeyen bir finalle bağlamış filmi.
Filler doğal ortamlarında aile olarak yaşayan hayvanlar. Ancak hayvanlardan yararlanan ve onları kullanan tüm endüstrilerde olduğu gibi sirklerde de anneler ve yavruları birbirlerinden ayrılmak zorunda bırakılıyor.
Dumbo’nun en can acıtan sahnesi de anne ve çocuğun birbirinden zorla koparıldıkları işte o sahne olacak kuşkusuz.
Filmde sirkte gerçek filleri mi izleyeceğiz diye düşünenler olacaktır; hayır, Dumbo bu açıdan tam bir teknoloji harikası.
Başroldeki Eva Green’in şu cümlesi Dumbo’nun ne kadar değerli ve alkışı hak eden bir film olduğunu doğruluyor: “Tabii ki filmde gerçek hayvanlar kullanılmadı. CGI konusunda uzman ekibimiz harikalar yarattı. Hayvansız sirkleri destekleyen bir Hollywood filminde olmaktan büyük gurur duyuyorum. Çünkü siz de biliyorsunuz ki hayvanlar esaret altında yaşamak için yaratılmadılar.”
Not: Hayvan hakları savunucularının bitmeyen protestoları ve eylemleri sonucunda Amerika’nın en ünlü sirklerinden Ringling Bros ve Barnum & Bailey bundan iki yıl önce kapandı. Ancak Garden Bros ve Carson Barnes sirkleri halen içlerinde fillerin de olduğu pek çok hayvana gösteri adı altında eziyet etmeye devam ediyor. Kim bilir belki de Dumbo’nun mesajları milyonlara ulaşır ve bu sirkler de ya hayvanları kullanmayı bırakır ya da tamamen kapanır.

Yazarın Tüm Yazıları