Bamsı Beyrek’le 'Aquaman'i izledik

Bir “Diriliş Ertuğrul” oyuncusu ile İstinye Park’ta sinemaya gidilince neler oluyormuş, bizzat tanık oldum.

Haberin Devamı

Bamsı Beyrek’le Aquamani izledik


Bundan bir ay önce bu köşede “Diriliş Ertuğrul”un Bamsı Beyrek’i Nurettin Sönmez’den bahsetmiş, DC Comics süper kahramanı “Aquaman”i canlandıran Jason Momoa’ya olan benzerliğini yazmıştım.
O günden sonra Nurettin’le “Aquaman”in basın gösteriminde buluşmak ve filmi birlikte izlemek için sözleştik.
Salı sabahı Warner Bros.’un “Aquaman” gösterimi için İstinye Park Cinemaximum’daydık.
3 boyutlu gözlüklerimizi takıp IMAX’te izledik 143 dakikalık filmi. Nurettin ilk kez sabahın 10.00’unda film izlemiş oldu.
En çok da filmin ara verilmeden izlenmesine şaşırdı.
Perdede Jason Momoa, yanımda Nurettin, benim için de ilginç bir deneyimdi doğrusu.
Senaryoya öyle çok yükselemesek de bir süper kahraman filmi olarak görüntü, efektler ve oyuncular açısından bekleneni verdi “Aquaman”.
Nurettin, dövüş sahnelerini ve koreografileri ilgiyle
izlediğini söyledi, Atlantis uygarlığı ile ilgili de hayli sohbet ettik filmden sonra.
Benim asıl şaşkınlığım ise film çıkışında İstinye Park’taki yemeğimiz esnasında oldu.
Biliyorsunuz AVM’ler ülkeye gelen Arap turistlerin cazibe merkezi.
Türk hayranları bir yana, İstinye Park’ta ne kadar Arap turist varsa (4 yaşındaki minik dahil), Diriliş Ertuğrul ve Bamsı Beyrek hayranı çıktı, Nurettin’le fotoğraf çektirdi.
Nurettin de hiçbirini kırmadı, tek tek ilgilendi.
Ben de o arada “Diriliş Ertuğrul”un ülke sınırlarını çoktan aştığını anlamış oldum.
Bu da heyecanla yanımıza
gelen ve selfie çektiğimiz, sonrasında ise fotoğrafı
göndermek için telefonunu alıp WhatsApp’ten yazıştığım Sara adlı hayranının Nurettin için söyledikleri: “İstanbul’da hayranı olduğum Nurettin ile tanışma, sohbet etme ve selfie çekme fırsatı buldum.
‘Diriliş Ertuğrul’u izliyorum ve onu hep böyle büyük işlerde görmek istiyorum. Umarım aynı İstanbul’da olduğu gibi bir gün Katar’da da onunla buluşma imkanı bulurum.”

Haberin Devamı

Cehennem Adası Nargin

Kışları eksi 40 derece, yazları ise kavurucu sıcak olan, Azerilerin “Kerbela”, Rusların “Yılanlı Ada” dediği Bakü açıklarındaki Nargin Adası. Birinci Dünya Savaşı sırasında binlerce Türk’ün esir alındığı, toplu Türk mezarlarının bulunduğu Nargin Adası.
İşte bize ait çok şeyin olduğu o adanın filmi geliyor; “Cehennem Adası Nargin”.
Artık Türk sinemasında yüksek bütçeli filmlerden konuşuyoruz. “Cehennem Adası Nargin” de onlardan, hatta 25 milyon liralık bütçesi ile limit gökyüzü diyenlerden.
Nargin şehitlerine saygı duruşu olarak çekilecek film... Birinci Dünya Savaşı sırasında sivil, asker, kadın, erkek 20 bini aşın vatandaşımızın esir tutulduğu, binlercesinin şehit olduğu Bakü’deki Nargin Adası’nda yaşananları anlatacak.
Halen toplu mezarların olduğu adada Türk tarihinin en acı anıları saklı.
Kudret Sabancı’nın yöneteceği, Türk ve Azeri oyuncuların yer alacağı filmin çekimlerine önümüzdeki yılın Mayıs ayında başlanması planlanıyor.
Başrol için çok önemli bir isimle görüşülüyor, onu da ilk buradan duyuracağım.

Haberin Devamı

Türkiye ve Azerbaycan: İki devlet tek millet

“Cehennem Adası Nargin” filmi için Ortadoğu Yapım’ın proje danışmanı Bülent Günal’dan senaryo ile ilgili bilgi aldım. Bülent, Türklerin Nargin Adası’ndaki esaret günlerini ve Azerilerin adadan Türkleri kaçırmak için nasıl büyük uğraşlar verdiklerini de anlatacaklarını söylüyor.
Yani bu filmle birlikte Türkiye ve Azerbaycan arasındaki kardeşlik ve dostluk daha da sağlamlaşacak.
“Cehennem Adası Nargin”i izleyenler Türkiye ve Azerbaycan için neden “İki devlet tek millet” dendiğini daha iyi anlayacaklar.
Senaryodan birkaç küçük detay verirsem bu yılların kardeşliğinin, dostluğunun temellerini daha iyi ifade etmiş olurum sanırım.
“Türkler adada esir tutulurken, Azeri gençler Bakü’den denize ekmek atıyorlar, adada açlıktan kırılan Türk esirlere ulaşsın diye...”
“Azerbaycan’ın önde gelenleri tüm tehditlere rağmen esir tutulan Türklere yardım etmek için dernekler kuruyor...”
“Adaya yardım götüren Azeri zenginler, yardım götürmekle kalmayıp sonrasında da esirleri kaçırmaya başlıyor.”
“Hatta kaçırılan ilk esirler arasında ilk savaş pilotumuz Vecihi Hürkuş da var.”

Yazarın Tüm Yazıları