Sosyal medyada Ankara muharebesi

Sosyal medyada önlenemez bir Ankara nefreti ve bu nefretin doğurduğu iki soru var:1- Ankara’nın nesini seviyorsunuz?2- Deniz olmayan şehirde nasıl yaşıyorsunuz?

Haberin Devamı

Yahya Kemal’in “Ankara’nın en çok nesini seviyorsunuz?” sorusuna verdiği “İstanbul’a dönüşünü” yanıtı bu bakış açısının basmakalıp argümanı olurken, kenti sevenlerse bu sevginin akla yatkın sebepleri olduğunu açıklamanın peşinde. Hâl böyleyken “Ankara’nın nesini seviyoruz floodı yapıcam yettiniz gari” diyen @killayanak666, Ankara sevgisinin nedenlerini beş maddede özetlemiş. Öncelikle Ankara’da uzak diye bir kavram olmadığını belirten @killayanak666’nın tespitleri şunlar olmuş:
“En uzak ilçeden merkeze 45 dakikada ulaşabilirsin. İkincisi, çeşit çeşit insan hususunda Ankara henüz o kadar heterojen değil. Birkaç tip insan var. Üçüncüsü hâlâ park işlevi gören müthiş parklar. Dördüncüsü Ankara’da herkesin bir şekilde birbirini tanıyor olması. Düşünsene başkentsin ama şu olayı hala mümkün kılıyorsun. Beşincisi biraz klişe ama o herkesin çirkin ve bayağı bulduğu binalarda, sokaklarda anı biriktirmek hayattan keyif almayı bilenlerin işi. Cebeci’den Kızılay’a yürümenin dadını sen bilemezsin zaten hocam.”

Haberin Devamı

MORAL BOZUKLUĞUNA OYUN HAVASI

Sosyal medya, tabiri caizse, gözlük takmaya başlayan arkadaşlarıyla acımasızca dalga geçen 2-E sınıfına benziyor. Ankaralı olmaktan bir şikâyeti olmayan, kimi zaman buna mecbur, hatta bundan memnun olan bireylerin bunca izahatta bulunmak zorunda kalmasını başka türlü açıklayamıyorum. Neredeyse Ankara’da yaşadığımız için özür dilememizin beklendiği bir noktadayız. @albusfarukus’un yönelttiği “Moralim bozuk olunca sahile gidiyorum. Acaba Ankara’da ne yapıyorlar” sorusu da bu minvalde. Soruyu nüktedan bir şekilde yanıtlayan Ankaralıların açıklamalarıysa birbirinden ilginç. Kimi bozulan moralini oyun havası dinleyerek düzelttiğini açıklamış, kimi duvara bakıp ağladığını. İşte cevaplar:
@pryagain Moralimiz bozulmuyor.
@BengisuOgutcen Aspava’ya gidiyoruz.
@hulyacmm Dışarıya çıktığımızda soğuktan moral bozukluğunu unutuyoruz. Doğru eve.
@mnkseyvz Pavyona gidiyorlar.
@bubusemii Oyun havası dinliyoruz.
@kantmsade Ben şahsen leğene su doldurup elimle dalgalandırarak onu izliyorum.
@Risuszz Ya okuyoruz ya aşık oluyoruz.
@pnrergn1995 Biz de Mogan’a gidiyoruz.
@fuyumixo Öf bıktık ama artık bu sorudan.
@emetkucukdurann Duvara bakıp ağlıyoruz.
@arzumyigit Gölümüz var bizim de.

Haberin Devamı

DENİZLİ’DE BİLE DENİZ YOK

@esinish Hava soğuksa Kurtuluş’a yürüyoruz. Hava çok soğuksa içeride ağlıyoruz.
@gkcndrll Dostlarımızla buluşuyoruz sizin kadar yalnız değiliz bu şehirde.
@ayyucete Ankara havası açıyoruz.
@MelikeKavlak Biz de bilmiyoruz ne yaptığımızı.
@pancarbey Ankara’da sahile gidenlerin tweetleri dışında moralimizi bozan birşey yok şükür.
@aysenurertennn Gölbaşı’na gidiyoruz, göl kenarında oturuyoruz.
@heyyssr Üzücü bi tweet.
Herkesin Ankara’da sevdiği farklı bir şey var. “Ankara’nın nesini seviyorsunuz” sorusuna verilebilecek cevaplar sonsuz. “Deniz olmayan şehirde nasıl yaşıyorsunuz” sorusuna ise en anlamlı yanıtı @yarimbiri vermiş: “Neden Türkiye’de sadece Ankara’da deniz yokmuş gibi davranılıyor? Denizli’de bile deniz yok siz neyin tribindesiniz ya.”

Haberin Devamı

ATARLI ANKARA BEBELERİNİN İSYAN DOLU DÖVMELERİ

Sosyal medyada kentin çirkin bulunan yanlarını da biriktiren birileri var. @uglygraffitiofankara şehirdeki çirkin duvar yazılarını Instagram hesabından paylaşırken, Ankara içi gayrımeşru, varoş, kalitesiz dövme, kitsch, gecekondu ve daha bir sürü şeye yer verdiğini belirten @canimanamdovme ise, “Sosyoloji veya duyar kasmıyorum, gördüklerimi aktarıyorum” diyor. onedio.com da, @canimanamdovme’yi, “Atarlı Ankara Bebelerinin ‘Canım Anam’ Dövmelerini Gölgede Bırakan İsyan ve Haykırış Dolu Dövmeleri” notuyla paylaşmış. @uglygraffitiofankara’nın, kentin dört bir yanından paylaşımları arasında ise şu duvar yazıları yer alıyor:
Ankara ayazı ruhumu keser.
Yakarsa doğalgazı zenginler yakar.
Hayat:1 Ben: Yerle bir.
Yufka yüreğimizle kıymalı börek yaptılar.
Hayat pahalı, faturalar uçuyor.

Yazarın Tüm Yazıları