Turizm Bakanlığı denizlerdeki tehlikenin farkında mı?

Denizlerimizde bin 961’i gezi teknesi, bin 976’sı ticari yat olmak üzere toplam 3 bin 937 deniz aracı bulunuyor.

Haberin Devamı

Bunların yaklaşık 2 bin 500’ü de Ege ve Akdeniz’de faaliyet gösteriyor. Gezi tekneleri hafta içi 80 bin, hafta sonu 100 bin kişi ile günlük tura çıkıyor. Yılda da yerli ve yabancı olmak üzere toplam 20 milyon turist taşıyorlar.

Bu bilgileri niye paylaştım? Turizm sezonu açılırken; gezi tekneleri ile ilgili yıllardır süren, kimsenin üstlenmediği, aksine halı altına süpürdüğü soruna dikkat çekmek için. Özellikle de Turizm Bakanlığı’nın dikkatini çekmek için. Tek cümleyle şunu söyleyeyim. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yaz da milyonlarca turist teknelerde sigortasız seyahate edecek ve bu teknelerin sahipleri, sezonda üç kuruş para kazanma uğuruna varını yoğunu kaybetme riskiyle turistleri gezdirecek. Nasıl mı? Anlatayım.

GEZİ TEKNELERİ SİGORTASIZ
12 ve üzeri yolcu taşıyan tüm deniz araçlarının sorumluluk sigortası yaptırması zorunlu. Neyi kapsıyor? Olası bir kazada yolcular ya da mürettebat ölür, yaralanır, sakatlanırsa sigorta tüm tazminatı karşılıyor. Trafik sigortasının benzeri, yani; biri karayollarında zorunlu, diğeri denizlerde. Dünyadaki uygulama böyle; sigorta zorunlu. Bizde de kritere uyan tüm deniz araçları bu sigortayı yaptırıyor, ancak iş, gezi teknelerine gelince; işte burada sorun başlıyor.

Uluslararası denizcilik kuralları gereği bu sigortanın teminat limitleri yüksek. Kişi başına 400 bin dolara yakın. 12 kişilik bir teknenin 5 milyon dolar sigorta teminatı alması gerekiyor. Eğer bu tekne 120 kişiyse teminat tutarı 50 milyon dolara kadar çıkıyor. Amerikalı bir turist, bizim sularda, gezi teknesinde kaza geçirip, hayatını kaybederse; sigorta, 400 bin dolara kadar ailesine tazminat ödüyor. Bu yerli turist içinde geçerli, tabi teknenin sigortası varsa. Aynı şekilde Türk turist de bir başka ülkede aynı kazayı geçirirse, yine ailesine aynı tutarda tazminat ödeniyor.

Peki, sorun nerede?

Sigortanın teminat tutarı bu kadar yüksek olunca primleri de yüksek oluyor. Hal böyle olunca da tekne sahipleri yaptırmak istemiyor. Ama denize açılabilmek için sigorta şart; yasa öyle diyor. Bu aşamada geçtiğimiz yıllarda devreye Turizm Bakanlığı girdi ve teknelerin denize elverişlilik belgesinde sigortayı zorunlu tuttu ama limit belirlemedi. Daha açık bir anlatımla Turizm Bakanlığı, gezi teknelerine bir istisna tanıdı.

TEKNE SAHİPLERİ ZORDA
Sonuç mu? Evet, bugün gezi teknelerinin bir sigortası var ama taşıdığı yolculara karşı teminatı yok, olanın da çok düşük. Bu da şu anlama geliyor: Olası bir kazada yerli yabancı hiç fark etmez, bir turist hayatını kaybederse, mahkemeler ölenin yakınlarına 400 bin dolara kadar tazminat ödenmesini hükmediyor. Sigorta varsa, şirket parayı ödüyor, yoksa tekne sahibi ödemek durumda.

FİYAT YÜKSEK GELİYOR
Ve her yıl, yaz aylarında, en az 10-15 kişi gezi teknelerinde hayatını kaybediyor. Ve sigorta olmadığı için birçok tekne sahibi tazminat taleplerinden dolayı neyi var neyi yok sattı, yine de kendilerini kurtaramadılar, davalar halen sürüyor. İşin daha vahimi, bu teknelere binen yolcular da sigortalı olmadığını bilmiyor. Durum bu kadar vahim. Bu sene de farklı olacağını kim garanti edebilir?

Tamam, tekne sahipleri sigortaya 10-15 bin lira prim ödemek istemiyor. Anlıyorum, fiyat pahalı geliyor ama mevcut durum da çözüm değil. Tavsiyem, başta Turizm Bakanlığı olmak üzere Ulaştırma Bakanlığı, Hazine ve sigortacıların bir araya gelip, biran önce bu soruna çözüm bulmaları. Taraflar bir araya gelirse eminim çok çabuk çözülür. Yok çözülmezse, Allah korusun; Bodrum’da, Marmaris’te iki gezi teknesinin çarpışması sonucu ortaya çıkacak krizi düşünmek bile istemiyorum.

Yazarın Tüm Yazıları