İşletmelerin krediden önce finansal çözüme ihtiyacı var

SON bir-iki yazımda, piyasalardaki daralmaya, özellikle küçük ve orta ölçekli şirketlerin nakit sıkışıklığına ve buna bağlı tahsilat sorunlarına değinip, 2017’de de işletmelerin yatırım ve büyüme yerine nakit akışını yönetip, tahsilat riskini en aza indirmeye odaklanacaklarına dikkat çekiyorum. Okuyucular da haliyle, ‘bu nasıl olacak?’ diye soruyor.

Haberin Devamı

Anlatayım ama önce bir tespitte bulanacağım. Farkında mısınız, son dönemde reel sektörü, kredi sistemine kilitledik. Ekonomideki daralmayı aşmak için açıklanan paketlere bakın, söylemlere dikkat edin; hepsi, düşük faizli, uzun vadeli kredi kullanımına dayalı. Kredi imkanı yaratalım da kullanan işini mi büyütür, borcunu mu çevirir çok da önemli değil. Peki, böyle bir iştah var mı? Görünürde yok. Kimse, yeni finansman modellerinden ya da finansal çözümlerden bahsetmiyor.

PİYASALARDAKİ DARALMA

Gelelim, okuyucuların sorusuna. Aslında bahsedeceğim konu, bir anlamda yeni finansman modeli ve şu günlerde de revaçta. Örnekle anlatayım: Tekstil, otomotiv, teknoloji ya da perakende alanında büyük bir şirketsiniz; hem yurtiçine hem de yurtdışına satış yapıyorsunuz ve onlarca tedarikçi –ki, tedarikçilerin çoğunluğu KOBİ dediğimiz küçük, orta boy işletmelerdir- ile çalışıyorsunuz. Piyasanın daraldığı ve finansman erişiminde sıkıntıların yaşandığı şu günlerde, birkaç büyük tedarikçinizin sıkıntıya girdiğini düşünün. Malum, KOBİ’lerin, finansmana erişimi büyük şirketler gibi kolay ve ucuz maliyetli de değil. Ne mi demek istiyorum? Birkaç tedarikçinizin sorun yaşaması sizin için de büyük sorun diyorum. Refleks olarak ilk yapacağınız, ödemeyi kısmak ki, bu tedarikçinizi daha da zora sokmaktan başka bir işe yaramaz.

Haberin Devamı

TEDARİK FİNANSMANI REVAÇTA

Peki, çözüm ne? Alıcı, yani büyük şirket, tedarikçileri ile birlikte yanlarına bir finans şirketini de –ki, bugün bu soruna finansal çözümü faktoring şirketleri sunuyor- alarak masaya oturuyor. Finansman modelini kullanan alıcı, tedarikçilerini de sisteme yönlendiriyor. Tedarikçi KOBİ’ler, alıcıya sundukları vadeli mal ve hizmet bedelini faktoring şirketine devrediyor; böylece kendine finansman sağlıyor. Alıcı şirket ise vade uzatma imkanı elde ediyor. Daha açık bir anlatımla alıcı, peşin alım avantajıyla vadeli alım yapıyor, tedarikçi vadeyi beklemeden parasını faktoringten peşin alıyor. İşte bu modelin adı, tedarik zinciri finansmanı. Özellikle geniş tedarik zincirine sahip, tedarikçilerinin finansal açıdan güçlü olmasını isteyen alıcılar, son dönemde bu yöntemi kullanıyor.

Haberin Devamı

Neden? Büyük şirketler hem kendi kredibilitelerini kullanarak, finansman erişimi kısıtlı tedarikçilerine yani, KOBİ’lere, uygun finansman koşulları sağlayarak, onları destekliyor hem de iş akışlarını sürekli hale getiriyor, üretimi garanti altına alıyor. Başka bir deyişler, büyükler, küçüklere sponsor oluyor. Günlerdir bahsettiğim konu, tam da bu. İşletmeleri krediye mahkum edip de sonradan sürekli ticari borçların yapılandırılmasından bahsetmek yerine, başta KOBİ’ler olmak üzere reel sektöre finansal çözümler sunmak önemli.

Yazarın Tüm Yazıları