Finansman desteği artacak, vergiler azalacak!

Partilerin, seçim beyannamelerinde; sanayiye, işletmelere, özetle reel sektöre yönelik vaatlerini, merak edip incelediniz mi?

Haberin Devamı

Diyeceksiniz ki, ‘ne inceleyeceğiz, onların hepsi vaat, 1 Kasım’dan sonra hepsi unutulur, gider’. Belki doğru ama ben oturdum inceledim ve sonunda da yazının başlığını çıkardım: 1 Kasım sonrası reel sektör istediği kadar finansmana ucuz yolla ulaşacak, vergiler azalacak, üretim artacak! 

Açıkçası Ak Parti, CHP, MHP’nin seçim bildirgelerindeki vaatleri okuyup, alt alta sıralayınca; ‘1 Kasım sonrası başta küçük işletmeler olmak üzere ihracatçısından sanayicisine tüm reel sektörün yüzü gülecek’ demek bile hafif kalır.



SEÇİM VAATLERİ


Neler yok ki: Özellikle küçük ve orta boy işletmelere yönelik vergi avantajından yeni teşviklere, personel desteğinden devlet desteğinin artırılmasına, yeni finansman kaynağı yaratmaktan finansmana erişimi kolaylaştırmaya, araştırma-geliştirme desteklerinden teminat sorunlarının çözümüne, esnaf kefaletleri sisteminin yeniden düzenlemesine kadar; yok, yok.
Hazır Orta Vadeli Program (OVP) da yeni açıklanmışken, önce gelin bugünkü mevcut durumu kısaca özetleyelim, sonra vaatler konusuna değiniriz. Karşılıksız çeklerin oranı ciddi arttı, iç piyasada ne mal alınabiliyor ne de satılabiliyor. Ödenmeyen krediler de artış var. İşletmelerin kullandıkları kartlar limite dayanmış durumda. İşletmeler bankalardan kredi kullanmıyor, bankalar da kredi vermek istemiyor.
Peki, orta vadeli program ne diyor? 2015 büyümesini, yüzde 3 olarak öngörüyor. Hadi bu yılı geçtik, seçim yılı olduğu için. 2016’da ise yüzde 4 büyüme oranı tahmin ediliyor. Büyüme için de yatırım yapılması gerekiyor ki, bu yatırım iç ve dış kaynaklardan destekleniyor. İç kaynaklar sınırlı. Daha da önemlisi reel sektör, maliyeti yüksek olduğu için içeriden borçlanmak istemiyor. Ne yapıyor? Dışarıdan düşük maliyetli, yani faizli, döviz borçlanıyor. Bu sefer de kurdan darbe yiyince, tıpkı bugün olduğu gibi; reel sektör, yurt içine 1 trilyondan fazla, yurtdışına da 300 milyar dolara yakın borçlu hale geliyor.

Haberin Devamı


SORUN DA ÇÖZÜM DE BELLİ


Ne mi demek istiyorum? Seçim vaatlerinde reel sektöre sayfalarca yer ayırmaya, destan gibi yapılacakları yazmaya gerek yok. Küçük ve orta boy işletmelerin sorunu belli. Biri, ucuz finans kaynağına kolay ve sürekli erişim; diğeri ise vergi yükünün hafifletilmesi. Gerisi teferruat. Siz bu iki imkanı yaratın; işletmeler nasıl üreteceklerini, nereye satacaklarını, hangi ülkelere ihracat yapacaklarını, araştırma geliştirmeye ayıracakları kaynağı, kalifiye eleman istihdamını artırmayı herkesten daha iyi bilirler.
Kolay ve ucuz finansman için sadece bankacılık sistemini kullanmaya da gerek yok. Evet, Halk Bankası esnafa ve işletmelere desteğini artırabilir, kredi garanti kurumlarına aktarılan kaynaklar da artabilir, Kredi Garanti Fonu daha etkin de kullanılabilir.
Ancak finansman kaynağındaki alternatifi çoğaltmak için banka dışı finans kurumlarının da etkinliği artırılmalı. Bunun için de bu kesime, işletmelere fon yaratıp, destek olabilmeleri için bazı istisnalar tanınmalı. Bizim temel sorunumuz da bu. İşletmelerin finansmanı konusunda sırtımızı bankacılık sektörüne dayamışız, başka alternatif finansman sistemlerini ne kullanıyoruz ne de kullanılması için destek oluyoruz. Sonra da ufak bir dalgalanmada sistem tıkanıyor, herkes birbirini suçluyor; bu sefer sorunun çözümü için devletten destek bekleniyor.

Yazarın Tüm Yazıları