Fazıl Say (İzmir’i Yönetenlere) Diyor ki ...

“Fazıl Say’ı sosyal medya’da izleyin” derim... Çok istifade edersiniz; yazdıklarının hepsi, işinize gelmese de... Bakın, dünyanın bir ucundan, “Japonya Notları”nda (özetle) neler anlatmış ?

Haberin Devamı

 

“...Dünyanın en güzel ve en iyi akustikli 100 konser salonunun 60’ı Japonya’dadır diyebiliriz. Japonya’da binden fazla konser salonu vardır. Bu salonlar; şık, kullanışlı, çağdaş mimarinin iyi örnekleridirler. İnsanları, yani sanatçıyı, seyirciyi, çalışanları, çok rahat ettiren, saygı gösteren, dakik, sessiz ve konsantre düzeydedirler...”  Notların en ilgi çekici yeri burası mı ? Bence değil !

 

“...Nüfusu 140 milyon olan Japonya; yüzölçümü olarak yaklaşık Almanya kadardır. Tokyo ve civarı yaklaşık 40 milyon insan vardır. Ve Tokyo’da sadece klasik müzik konseri olarak, irili ufaklı her gün 50-60 konser gerçekleşmektedir... / ...Japonya halkın kültür sanat ile buluşması için her yolu deneyen bir sistemler ağıdır. Japon şehirlerinde halkın her kesiminden eşsiz bir müziksever kitlesi vardır. Genç ya da yaşlı, maddi durumu iyi , orta, zayıf, her nasıl olursa olsun bu halk konser salonlarını doldurur. Yeniliklere açık ve meraklıdırlar...”  Öldürücü mesaj, bu ikinci paragrafta mı gizli  sizce ? Hayır !

 

Haberin Devamı

“...Dünyanın önde gelen sanatçılarını ısrarla her yıl ülkelerinde ağırlamak için; konserler, turneler organize ederler. Ve bunu en profesyonel biçimde medya ve multimedya ile bütünleştirirler. En üst düzey perfeksiyonizme ulaşmak uğruna efor sarf ederler. Pek çok uluslararası orkestra, Japonya turneleri ile övünür... / ...Hiçbir şey “yaklaşık” değildir. “Saat 13.42’de araç sanatçıyı alacak” notu düşüldüyse, o araç 13.42’de kapımızdadır. Bu hiçbir zaman 13.43 olmamıştır...”  Peki, bu son paragrafta da mı yok, aradığımız ? Yok !

 

“...Son olarak da Japon sanatçılardan bahsetmek isterim. TAKEMİTSU, OSAWA, NOBU, HİROMİ, SUWANAİ, MİDORI… / ...Her dalda dünyanın en büyükleri arasındaki müzisyenler... Bir ülke, bu muhteşem sanatçılarıyla daha ne kadar iftihar edebilir ?” Bu da mı değil ? Değil Efendim !  Şimdi, her paragraftan birer cümle alıp birleştirelim :

 

Haberin Devamı

“...Japonya’da binden fazla konser salonu vardır. Bu salonlar; şık, kullanışlı, çağdaş mimarinin iyi örnekleridirler. İnsanları, yani sanatçıyı, seyirciyi, çalışanları, çok rahat ettiren, saygı gösteren, dakik, sessiz ve konsantre düzeydedirler... /... Japon şehirlerinde halkın her kesiminden eşsiz bir müziksever kitlesi vardır. Genç ya da yaşlı, maddi durumu iyi , orta, zayıf, her nasıl olursa olsun bu halk konser salonlarını doldurur. Yeniliklere açık ve meraklıdırlar... / ... En üst düzey perfeksiyonizme ulaşmak uğruna efor sarf ederler. Pek çok uluslararası orkestra, Japonya turneleri ile övünür... /... Bir ülke, bu muhteşem sanatçılarıyla daha ne kadar iftihar edebilir ?”

 

Haberin Devamı

Ve nihayet, (kendisinin söylediklerini, günahı benim boynuma olmak üzere, tercüme edelim);  “...Belediyecilikte 150. Yılın kutlayan bir kentin, bu kenti son 15 yıldır yönetmiş Başkanı, ‘meşguliyetlerini, önceliklerini, mecburiyetlerini, bir önem sırasına göre dizebilmelidir !’ Kendi sipariş verdiği ‘İzmir Süiti’nin, ‘Dünya Prömiyeri’ne katılmaktan daha önemli, (sağlık hariç)  ne işi olabilir ?”

 

Böyle zamanlarda, “Churchill'in 2 inci dünya savaşı anılarını” kapıda pazarlamaya çalışan satıcının, ev sahibinin “vaktim yok; okuyamıyorum !” mazeretine verdiği yanıt gelir aklıma: “Beyefendi, Churchill, altı ciltlik kitap yazacak vakti bulduysa, siz de okumak için vakit bulabilirsiniz...”

 

Haberin Devamı

Demem o ki, yılda 120 konser veren bir piyanist-besteci, “İzmir Süiti”ni besteleyip, çalacak vakit bulabiliyorsa, İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı da, o konsere gelecek vakti ayırmalıydı...

 

İşte bu sebeple, “Türkiye bir Japonya; (kusura Bakma Deniz Sipahi...) İzmir de, bunun için Barselona olamayacak !”

Yazarın Tüm Yazıları