Karada, denizde, havada her yerde FETÖ ile mücadele

Dünyanın herhangi bir yerinde, “295’i halen aktif görevde olan ve ordu içine sızmış 304 terör örgütü üyesi gözaltına alındı” diye bir haber çıksa, o ülkede herkes bunu konuşur.

Haberin Devamı

Hatta Amerika ve Avrupa’nın yer aldığı NATO üyesi bir ülkenin ordusunda bu yaşansa, dünyanın en önemli gündemi bu olurdu. Ama böyle büyük ve önemli bir olay Türkiye’de yaşayanlar için sıradan hale geldi. Hafta başında, İzmir Cumhuriyet Savcılığı tarafından bir seferde yapılan en büyük FETÖ operasyonu gerçekleşti. Ama “Kimsenin umurunda olmadı” desem yeridir.

15 Temmuz darbe girişiminden beri Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızmış olan Fetullahçı Terör Örgütü üyesi 20 binden fazla kişi ihraç edildi ama bırakın dünyayı, ülkemizde bile yeterince tartışılmıyor.

Hiçbir sonuca varmayacak “FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışmaları kadar gündeme gelmiyor. Sebebi, siyasetçilerin gerçek anlamda FETÖ’cü temizliği olarak değil, konuyu siyasi rekabette bir araç görmesinden kaynaklanıyor.

Haberin Devamı

EN BÜYÜK OPERASYON

Buna karşın, savcılıklar eliyle Emniyet, Jandarma ve MİT’in çalışmalarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri’nde FETÖ temizliği etkili biçimde devam ediyor. Bu operasyonların en büyüğü hafta başında İzmir Cumhuriyet Savcılığı tarafından gerçekleştirildi. 5’i Albay, 1’i yarbay, 1’i binbaşı, 10’u yüzbaşı, 221’i astsubay, 7’si uzman çavuş olmak üzere 295’i muvazzaf asker toplam 304 kişi gözaltına alındı. Aralarında bir de askerlerden sorumlu olan Hava Kuvvetleri’nde görevli sivil memur bulunuyor. İzmir Emniyeti ve Jandarması görevlilerince yürütülen ve 50 ilde gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınanların ifade işlemleri sürüyor.

Karada, denizde, havada her yerde FETÖ ile mücadele

İZMİR HAREKETLİ

İzmir Cumhuriyet Savcılığı tarafından, ilki 19 Kasım 2019’da yapılan ve 13 Ekim 2020 tarihine kadar gerçekleştirilen toplam 11 operasyonda bugüne kadar 946’sı muvazzaf olmak üzere toplam 1342 TSK mensubu hakkında gözaltı kararı verildi.

Bunlardan 659’u tutuklandı, 355’i delil durumu ve itirafçı oldukları için mahkemeler tarafından serbest bırakıldı. 187 kişi ise “etkin pişmanlıktan” yararlanıp itirafçı oldukları için Emniyet aşamasında salıverildi. Evet, İzmir hareketli ama yaşanan gelişmenin ne anlama geldiğini anlamak için Türkiye genelindeki toplam sayılara bakmak gerekiyor.

Haberin Devamı

YÜZDE 38’İ İTİRAFÇI OLDU

Fotoğrafa biraz daha yukarıdan bakalım: 15 Temmuz darbe girişimine katılan ve şu ana kadar sonuçlanan davalarda 4 bin 500 dolayında FETÖ mensubu cezalandırıldı. Buna karşın, sadece “ankesörlü hat” operasyonlarında bugüne kadar bu rakamın dört katından fazla FETÖ mensubu hakkında işlem yapıldı.

Bunda “TSK’ya sızan örgüt mensubu askerlerin; büfe, market, fatura ödeme merkezi gibi yerlerde kurulu olan kontörlü hatlar ile kamuya açık yerlerde bulunan sabit hatlar üzerinden irtibat kurmasıolarak tanımlanan “ankesör hat soruşturmaları” etkili oldu.

Ankesörlü hat operasyonları 15 Temmuz darbe girişiminden bir yıl sonra, 2017 yılında FETÖ’nün mahrem imamlarının itiraflarıyla başladı.

Haberin Devamı

23 Kasım 2020 itibarıyla darbe girişimine katılmayan tam 20 bin 789 kişi hakkında yakalama ve gözaltı kararı verildi.

Bunlardan 19 bin 187’si gözaltına alındı. 7 bin 467’si tutuklandı. 10 bin 111’i mahkemeler tarafından adli kontrol şartıyla, 1614’i ise kolluk kuvvetleri tarafından serbest bırakıldı. 1602 kişi ise firari olduğu için halen aranıyor.

20 BİN 610 FETÖ’CÜ İHRAÇ EDİLDİ

Gözaltına alınanlardan 7 bin 381’i “etkin pişmanlıktan” yararlanarak itirafçı oldu. Örgüt hakkında bilgi verip itirafçı olanların oranı yüzde 38 olarak gerçekleşti.

Yukarıda verdiğim rakamı tekrar hatırlatmak istiyorum: 15 Temmuz darbe girişimine katılıp ceza alan TSK’ya sızmış FETÖ mensubu sayısı şu ana kadar 4 bin 500 civarında, sadece “ankesörlü hat” operasyonunda 20 bin 789 kişi gözaltına alındı. Rakamlara göre yüzde 38’i de itirafçı oldu.

Haberin Devamı

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın verdiği son rakamlara göre ise 15 Temmuz’a katılanlar dahil olmak üzere dört yıl içinde TSK’dan 20 bin 610 FETÖ mensubu ihraç edildi. 3 binden fazla kişinin dosyası da incelenmeyi bekliyor.

MÜCADELE KONSEPTİ DEĞİŞTİ

Yazımın girişinde dikkat çektiğim İzmir’deki operasyonun tek özelliği, bir seferde yapılan en büyük operasyon olması değil. Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde FETÖ ile mücadelede konsept değişikliğine gidilmesi. Daha önce savcılıklar Emniyet Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı’ndaki “veri havuzunda” yer alan bilgilere göre operasyon yapıyorlardı. Bazı kuvvet komutanlıkları operasyonlara ne müdahil oluyor ne de katkı sağlıyorlardı.

Haberin Devamı

Bu operasyonda, kuvvet komutanlıkları, operasyon öncesi savcılıkla bir araya gelerek karşılıklı veri ve kayıt paylaşımına gitti. Savcılık, Emniyet ve kuvvet komutanlıkları personeli bir araya gelerek yaptıkları toplantılarda delilleri değerlendirip operasyon düğmesine birlikte bastılar.

Böylece, savcılığın elindeki “ankesörlü hat veri havuzu” Emniyet ve Kara, Hava, Deniz, Jandarma kuvvet komutanlıkları ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın elindeki kayıtlarla karşılaştırılarak daha güçlü operasyon yapılması sağlanıyor. Kuvvet komutanlıkları, öncekilerden farklı olarak ellerindeki kayıtları savcılıklarla paylaşıyor. Önceden savcılık ve Emniyet koordinesinde yapılan operasyonlara artık tüm kuvvet komutanlıkları kayıtlarını paylaşarak katılıyor.

Bu şu anlama geliyor: Artık TSK’da hiçbir FETÖ’cü saklanamayacak, tüm personelin bilgileri tek tek gözden geçirilecek ve eninde sonunda açığa çıkarılacak. Artık gerçeklerden kaçamayacak FETÖ mensupları için en “uygun” çıkış yolu “etkin pişmanlıktan” yararlanıp örgüt hakkındaki bilgileri paylaşmak.

Nasıl olsa eninde sonunda enselenecekler.

BAKAN GÜL’DEN TBMM’DEKİ TERÖRİST DESTEKÇİLERİNE OKKALI CEVAP

YAZIMI bitirdiğim saatlerde Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün, terör örgütü PKK’nın sözcülüğünü yapan, şimdi de hâkim-savcı kılığındaki FETÖ’cü teröristleri savunan milletvekillerine verdiği cevabı dinledim. Bakan Gül, bütçe konuşmasını yaparken, “Binlerce hâkim ve savcı cezaevinde” diyen terörist sözcüsü milletvekillerine “‘Binlerce hâkim ve savcı cezaevinde diyorsunuz’, binlerce hâkim ve savcı cezaevinde değil, FETÖ’cü teröristler cezaevinde, FETÖ’cüler cezaevinde. PKK’yla omuz omuza çalışan, FETÖ terör örgütü ile PKK terör örgütünün mensupları cezaevinde. Bizim onurlu hâkimlerimize ‘cezaevinde’ diyemezsiniz çünkü onlar Anayasa’ya bakar, Kandil’e bakmaz, Pensilvanya’ya bakmaz” diye cevap veriyor.

Öyle görünüyor ki “milletvekili” sıfatı taşıyan, terörist PKK’nın sözcülüğünü yapanlar, 15 Temmuz darbe gecesi F-16’larla bombalanan TBMM çatısı altında FETÖ’cüleri de savunacak. Türkiye’ye saldırılarda, ülkesine ihanette, yurtdışında algı operasyonlarında ya da sınırdan kaçarken işbirliği yapan PKK-FETÖ işbirliğinin Meclis çatısı altına taşınması beni şaşırtmaz.

Buna da hazırlıklı olmalı, Bakan Gül’ün verdiği gibi cevaplar verilmeli. Nasıl sahada PKK ve FETÖ ile mücadele ediliyorsa, onların siyasi sözcülüğünü yapanlara da gerekli cevaplar vermelidir. Ama onlara en iyi cevabı halk verecektir.

Yazarın Tüm Yazıları