‘Dijital kötülük’ kol geziyor

Onlar bir acı yaşanmasını beklerler, bir felaketin olmasını...

Haberin Devamı

Ya bir terör örgütünün saldırısını kollarlar, ya birinin ölümünü; fark etmez. Hemen geçerler klavye başına ellerinde telefonla, kötülüğün esiri olmuş ruhları, damarlarında zifte dönüşmüş kanları harekete geçirmiştir.

Telefon ya da klavyedeki her harfe, bir katilin tabancasından kurbanına sıktığı mermiler gibi basarlar.

Kelimeler yan yana geldikçe öfkesi daha da kabarır, sessizce mesaj yazan kötülük, ağzından köpükler saçan, git gide kendisini provoke eden bir canavara dönüştürür.

Hepsinin mutlaka bir bahanesi vardır, her kötü, her kötülük gibi...

Yan yana getirdiği kelimelere bakıp pis pis sırıtarak “Paylaş”, “Mesajı gönder” ya da “Tweet’le” tuşuna basıp kendisi gibi ziftleşmiş ruhlu kişilerin harekete geçmesini beklerler.

‘Dijital kötülük’ kol geziyor

Haberin Devamı

“Sahte sanal dünyada” yalnız olmadığını bilir; 10’lar, 100’ler, 1000’lerce hesap, tek başına kimseye söylemeye cesaret edemeyeceği cümleleri, kötülüğün en ürkek, en korkak haliyle paylaşır, kelimeleri kurbanın bedenini parçalayan testere darbelerine dönüştürür.

Kötülüğü her paylaşan el, kurbanın kolunu, bacağını, bedenini, kafasını kesen; ileri ittiği testereyi geri çekerek ruhları parçalayan kötülüğün hizmetindedir artık.

Kötülüğün gözü yazdığı mesajın altındaki rakamlardadır. Kaç “beğeni”, kaç “retweet” aldığını sayar, oradan bakışlarını alamaz.

Her bir paylaşım, her bir beğeni, her bir retweet, kurbanın bir parçasını koparır.

İNSANLIKTAN ÇIKARAN KÖTÜLÜK

Çok geçmişe gitmeye gerek var mı... Sadece son iki haftaya bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız.

‘Dijital kötülük’ kol geziyor

AKP milletvekili, gazeteci Markar Esayan kanserden vefat ettiğinde neler yazıldığını hatırlıyor musunuz?

Peki, ondan sonra hayatını kaybeden gazeteci Bekir Coşkun vefat edince yazılanları, edilen hakaretleri...

Dün de AKP’li Burhan Kuzu koronavirüsten hayatını kaybedince ortaya çıktı aynı zehirli dil.

Kimi nerede nasıl bulacağı bilinmeyen ölüm karşısında bir başsağlığı ya da sessiz kalmak yerine kendini savunamayacak bedenlerin üzerinde tepinenler, her canlının mutlaka ölümü tadacağı gerçeğini unutmuşçasına insanlığını kaybediyor. Kötülüğün siyasi görüş farkı olmayan tek bir (m)illet olduğunu gösteriyorlar.

Haberin Devamı

Yazan, nefretine ve kötülüğüne paylaşanı da ortak ediyor...

Dünyaya yayılan koronavirüs salgını sırasında insanlar canının telaşına, sağlık çalışanları virüsün elinden bir canı kurtarmanın telaşına düşmüşken, “sanal kötülük ordusu” yalanlarla, dezenformasyonla halkı panikletmek, korkutmak için uğraştılar.

KORONADAN BETER YALANLAR

Salgının daha ilk ayında koronavirüse ilişkin provokatif paylaşım yapan sosyal medya hesabı 7 bin 127 idi.

Emniyet Genel Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Dairesi, bu hesaplar hakkında çalışma yaptı, bunlardan 1058 sosyal medya kullanıcısı tespit edildi ve 496’sı yakalandı, 10’u tutuklandı.

İZMİR’DE ORTAYA ÇIKTI

Dedim ya, kötülük bir felaketin ortaya çıkmasını bekler. İzmir’de yüreklerimizi yakan deprem sonucu 62 kişi hayatını kaybetti, 940 kişi yaralandı. Devlet tüm imkânlarıyla kurtarma çabasına geçmişken; AFAD, Kızılay, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve birçok kurum ve kuruluş yardımlaşma, acıyı hafifletme, binlerce insan arama kurtarma ile uğraşırken, birileri daha ilk dakikalarda kötülük için kolları sıvadı. İzmirlilere hakaret ederek, akıllarındaki sapık düşünceleri deprem gibi bir doğal afet ile birleştirdiler.

Haberin Devamı

Elbette bunu yapanların bir kısmı sözünü ettiğim provokatörler. Nitekim Siber Suçlarla Mücadele Dairesi bu şekilde provokatif paylaşım yapan 49 hesabı tespit etti. Savcılıklar eliyle 37 kişi hakkında işlem başladı, şu ana kadar 10 kişi gözaltına alındı ikisi de tutuklandı. Bugünden itibaren bu kötülükle daha etkili mücadele edilecektir.

Rakamlara baktığımızda, provokasyon amacıyla paylaşım yapanların sayıları çok büyük değil. Ancak bu şer odaklarının etkisini, bu mesajları paylaşanlar, beğenip retweet edenler büyütüyor.

Provokatör kelime anlamı ile “kışkırtmacı” demektir. Mesele onların kurbanı olmamaktan geçiyor. Ancak provokatörler şunu çok iyi biliyorlar: Her yalanın bir müşterisi vardır yeter ki işine yarasın. Siz siz olun, yalanın, provokasyonun müşterisi olmayın.

TERÖRİSTLER ‘OYUN ALANINA’ ÇEVİRDİ

HER
türlü medya, bilgi alışverişi için kullanılır ancak birileri bu alanı provokasyon, yalan, hakaret amacıyla kullanıyor. Elbette hukuk içinde bununla mücadele ediliyor. Nitekim Siber Suçlarla Mücadele Dairesi Başkanlığı sadece Ağustos ayında 4 bin 566 hesap hakkında inceleme yaptı, savcılıklar 1744 hesap hakkında adli işlem gerçekleştirdi. Eylül ayında ise 6 bin 743 hesap hakkında inceleme yapıldı ve tespit edilen 2 bin 762 kişi hakkında da adli işlem gerçekleştirildi.

Haberin Devamı

Bunun yanında sosyal medya yalnızca bireysel yalanın ya da organize provokatörlerin değil bildiğimiz terör örgütlerinin de oyun alanı.

Özellikle Fetullahçı Terör Örgütü uzmanı olduğu “algı operasyonları” konusunda hayli etkili. Bunun yanında PKK ve DHKP-C gibi terör örgütleri de yalan ve dezenformasyon faaliyetlerinde bulunuyorlar.

Siber Suçlarla Mücadele Dairesi tarafından 1 Ocak 2020’den eylül ayına kadar halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden veya aşağılayan, toplumu korku ve paniğe sürükleyen, yalan belge yayımlayarak algı operasyonu ve provokatif  paylaşım yapan 14 bin 186 hesaba yönelik çalışma yaptı. Çalışmalar sonrasında, Fetullahçı Terör Örgütü güdümünde faaliyet yürüten 3 bin 948, PKK/KCK güdümünde faaliyet yürüten 2 bin 552, DEAŞ güdümünde faaliyet yürüten 157, DHKP-C güdümünde faaliyet yürüten 86 olmak üzere, toplam 6 binden fazla sosyal medya hesabı kullanıcısı tespit edilerek haklarında adli işlem gerçekleştirildi.

Yazarın Tüm Yazıları