Kriz var, bunalım var!

Sürekli yeni krizler mi çıkıyor yoksa sürekli bir kriz durumu mu yaşıyoruz epeydir? Nasıl ki bir film rulosu saniyede 24-25 kare fotoğraftır aslında ve bunlar ardarda gelince bir süreklilik algısı oluştururlar, bir süredir ardarda gelen “farklı” krizler o kadar hızlı deviniyor ki kısacık zaman aralığında, sanki kesintisiz bir krizin içindeymişiz…

Haberin Devamı

Zaten ölümle biteceğini bildiğimiz bir yaşantıyı sürdürmenin varoluşsal krizinden sıyrılabilmek meseleyken, üstüne bir de her seferinde kendi krizlerinden yeniden doğan kapitalizmin ‘modal’ kriz coşturmacası. Anlaşıldı ki “postmodern çağ”, paradoksların vahşice çatıştığı bir kriz çağıdır hunharca kendini tüketen…

Türk Dil Kurumu(TDK), “kriz” kavramına aşağıdaki anlamları vermiş, tek tek bakalım:

1) “Bir organda birdenbire ortaya çıkan fizyolojik bozukluk”.. O halde kalp krizi geçiriyor olmalı insanlık. Birbirini sevmeyince meğer kendini sevmiyormuşsundur ve kalp tabiki de dayanamaz buna. Acil dilaltı sevgi hapı verimeli krizdeki hastaya…

2) “Bir kimsenin yaşamında görülen ruhsal bunalım”.. Elbette ruh bunalıma girer nefsin bunca baskısı altında. Ruhun öz gıdası öyle kolay metalaştırılamazken, tüketim toplumu bezirganları nefislere metalaştırılmış ne varsa satmak üzere yüceltirler ruhun zehiri kıskançlık, bencillik, kibir vesaireyi gizli gizli. Nefs obezleşir ve baskıladıkça bunaltır tutsak aldığı ruhu, iyiden iyiye daralttığı ten kafesinde…

Haberin Devamı

3) “Bir şeyin çok kıt bulunması durumu”.. Kıtlaşan huzurlu mekan, zaman, aş, iş ve özgürlükler yalnızca görünümüdürler bozulan algımızda kıtlaşan iyi niyet, muhabbet, anlayış, hoşgörü, cömertlik, dostluk gibi hak isim, sıfat ve edimlerin…

4) “Bir şeye duyulan ani ve aşırı istek”.. Ah, ne geliyorsa başımıza nefsin bu “kor-olası” arzularından gelmiyor mu zaten. Hele ki firavun özentisi birileri kendi arzularının bedellerini tüm insanlığa zulüm altında inim inim inlemek cinsinden ödetmeyi göze almışken…

5) “Çöküntü”.. Çöküntü alçaklıktır aslında, cehennemîdir. Bilhassa da ahlaki olduğunda…

6) “Bir ülkede veya ülkeler arasında, toplumun veya bir kuruluşun yaşamında görülen güç dönem, bunalım, buhran”…

Bu son maddeden hareketle kavramı daha da açmaya çalışırsak; (her olumsuzluk kriz olmamakla birlikte) Kriz olarak algılanan durum, olumsuz bir durumdur. Üst düzey hedeflerimizi hatta varlığımızı tehdit ediyordur. Kriz, ortaya çıkış şekli itibariyle öngörülememiş yahut onu önleme imkanı bulunamamıştır. Mevcut mekanizmalar muhtemelen işlemez hale gelmiştir. Öyle olunca güven duygusu azalmış, kaygı artmıştır. -Varsa- taraflar ve hatta paydaşlar arasındaki çatışmalarda yükseliş olur. Köklü, hızlı değişiklikler gerekmektedir. Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı kabul edilmelidir. Zaman hızlanmış, ileriyi görüş bulanıklaşmıştır. Kriz iyi yönetilmezse derinleşebilir ve dolayısıyla vereceği zarar artabilir. Halbuki kriz aynı zamanda fırsatlar da barındırmaktadır. Eldeki imkanlar yeterliyse ve iyi yönetilirse hayırlısıyla krizden karlı çıkmak olasıdır. Bu noktada krizin içindeki “toplum, kuruluş vs”nin kendi bünyesinde konsolide olarak mümkün mertebe uyumlu bir birlik oluşturması ve basiret sahibi bir lider ve ekibi tarafından, üzerinde mutabık kalınmış haklı bir hedef doğrultusunda ve makul bir plana göre başarıyla yönetilmesi, krizden çıkmanın olası anahtarıdır.

Haberin Devamı

Krizleri çözmek üzere gerçekçi bir bilanço çalışması yapmalı, etkin politikalar geliştirmeli, iletişim kanallarını başarıyla kullanabilmeliyiz. Elimizdeki maddi-manevi kaynakların yeterli olduğuna inanıyorum. Ancak fakirane gözlemim, her şeyden önce içinde bulunduğumuz krizin tanımını doğru bir biçimde yapmada sorunlar yaşadığımızdır. Çünkü algımızı bulandırmaya, karartmaya kastetmiş ciddi bir bilgi kirliliği ve propaganda savaşının da ortasındayız aynı zamanda. Öyle ki, çözümün kendisi problemin kaynağı olarak bize sunulmaya çalışılıyor çoğunlukla. Ya da problemin kaynağı çözümmüş gibi… Halbuki niyetimizi ve gücümüzü kuvvetlendirip, doğru yönde odaklamalıyız. Bu bir varoluş meselesi! Çok uyanık olmalı ve Allah’ın ipine sımsıkı sarılmalı bence bu durumda, şeytanın hayali rüşvetlerine aldanmamalı. Çünkü ancak O’nun(Hakk) kendisine sığınanları ateşten koruyacağının garantisi var; Ya Hafız!

Haberin Devamı

Başta tüm şehitlerimiz nezdinde kahraman polisimiz “Fethi Sekin”e olmak üzere, Allah(cc) rahmet eylesin dilerim şu zorlu günlerde hepimize! "Sayılmayız parmak ile, kırılmayız vurmak ile..." Heyy canım! Bu süreçten birlikte ve muzaffer çıkacağız, aydınlığa, az kaldı inşaallah..

Kahrolsun terör! Aşk olsun! Hu

Musa Dede / GÖLGENİN HAKİKATİ

Yazarın Tüm Yazıları