İnsanlık için bir kase çorba

Bazen bazı iyi şeyler zincirleme kendiliğinden birbirini buluyor. İki yıl önce Ayvalık’ta gerçekleşen “Slow Olive” etkinliği sırasında yemek yazarı ve Beyrut Slow Food’un kurucularından Barbara Abdeni Massaad ile tanışmıştık.

Haberin Devamı


Hayran olduğum konuşmasında o yıl yayınlanan “Soup for Syria” kitabının ortaya çıkış öyküsünü, Lübnan’daki kamplarda yaşayan Suriyeli mültecileri ve sorunlarını anlatmıştı.
“Soup for Syria”, “Suriye İçin Çorba/İnsanlık İçin Merhametli Tarifler” adıyla Türkçe olarak da basıldı. Tam bir zeytin ve zeytinyağı gönüllüsü Rengin Suar bu yıl katılamadığım Slow Olive’e tekrar konuk olan Massaad’a kitabını imzalatıp yollamış. Uzun süredir başucumda duruyor, açıp açıp bakıyorum.

İnsanlık için bir kase çorba

İşin doğrusunu söylemek gerekirse, kitaptaki dünyaca ünlü şeflerin, yemek yazarlarının birbirinden yaratıcı ya da geleneksel çorba tariflerinden ziyade iyi bir fotoğrafçı olan Massaad’ın kamplarda çektiği çocuktan yetişkine mülteci portreleri oldu beni derinden etkileyen. Çocukların gözlerindeki umudu, yetişkinlerin içindeki korku ve kaygıyı hissedip duyarsız kalmak mümkün mü?
“Suriye İçin Çorba”, bir zamanlar CNN’deki yiyecek ve açlık konularına ilişkin programlarıyla tanıdığımız Jim Clancy’nin dediği gibi bugüne dek yapılmış en anlamlı yemek kitaplarından biri.
Kitaptan bir çorba tarifi yaparken mutlu olacağız belki ama yaşanan trajediyi de hatırlayacağız, hayatın tüm gerçekleri gibi her şey iç içe.
Kitabın tüm geliri evinden yurdundan kopmak zorunda bırakılmış Bekaa Vadisi’nde yaşayan Suriyeli mültecilere yiyecek ve temel gıda maddelerinin ulaştırılmasına destek olarak kullanılıyor.

Haberin Devamı

İnsanlık için bir kase çorba

Hem kendinize hem de bir yakınınıza bayram hediyesi olarak alırsanız eminim ruhunuz da doyacaktır. UNICEF Suriye temsilcisi Hanaa Singer, “Suriyeli mültecilere sırtımızı dönemeyiz, onlardan vazgeçemeyiz” diyor.
Aslında Türkiye zaten hiç vazgeçmedi fakat yine de tüm mültecileri çorbamızı içerken hatırlamamızda, farklı yerlere sığınmak zorunda kalmış olanlara da yardım elini uzatmamızda yarar var.
Umarım günün birinde tüm sorunlar çözülür, Suriyeli mülteciler de, dünyada yerini yurdunu terk etmek zorunda kalmış 60 milyondan fazla insan da ya ülkelerine döner ya da yeni ülkelerinde huzur bulur, kendi çorbalarını pişirir...

Haberin Devamı

“Yıldızlı” ve “incili” iki şef aynı mutfakta

Çarşamba akşamı Neo Lokal’de sıra dışı bir deneyim yaşadık. Temellerini geleneksel mutfaklarından alan iki yaratıcı şef James Close ve Maksut Aşkar bir araya gelerek ilginç bir menü ortaya çıkardı.
Neo Lokal’in yurtdışından dünyaca ünlü Michelin yıldızlı restoranların şeflerini konuk ettiği bu projesinin özellikle genç yeme-içme severler tarafından ilgiyle karşılanması da sevindirici.
Raby Hunt’ın sahibi James Close Birleşik Krallık’ın en yenilikçi şeflerinden biri kabul ediliyor. Yemekleri, özgün reçeteleri kadar görselliğiyle de ünlü.
Başarılı bir golf oyuncusu olan Close 29 yaşında meslek değiştirmeye karar vermiş. 2009’da ailesiyle beraber İskoçya’da Darlington yakınlarında 200 yıllık tarihi Raby Hunt adlı tavernayı satın almış.
Kendi kendine yemek yapmayı öğrenmiş. 12 çeşitli tadım menüleri sunan 25 kişilik restoranına kısa süre içinde bir, ardından da ikinci Michelin yıldızını kazandırmış.

Haberin Devamı

İnsanlık için bir kase çorba

En az James Close kadar mesleğine âşık ve sürekli kendini geliştiren Maksut Aşkar’ın şefliğini ve ortaklığını üstlendiği, İncili Gastronomi Rehberi’ne üç inci ile giren Neo Lokal de Türkiye’nin en iyi restoranlarından biri kabul ediliyor.
9 çeşitli tadım menüsündeki tüm yemekler yaratıcıydı, her biri ince işçilik gerektiren emekle hazırlanmıştı.
En beğendiklerimi sorarsanız Maksut ve Neo Lokal ekibinin yaptığı pavurya, uskumru çiroz ve mayonezli pavurya köpüğüyle sunulan tabak favorim oldu.
Umarım uskumru mevsiminde menüde yer alır. Şef James ve Raby Hunt ekibinin yaptığı Antep fıstığı ve vişneli sıcak çikolata mousse da çok lezzetliydi. Gecenin sürprizi beyaz çikolata ve fındık ezmesiyle yapılan “kafatası” da tam bir sanat eseriydi.
Şimdiden duyurmuş olalım, 10 Haziran’da Avusturya’dan Mühltalhof restoranın şefi Philip Rachinger geliyor.

Haberin Devamı

Ramazan sürprizi “Dönerli Pizza”

Kadınlar hangi işe el atsa en iyisini yapıyor. Hafta içinde Little Caesars Pizza’nın Genel Müdürü Banu Güney Arıduru ile buluştuk.
Satış, pazarlama, gıda perakende ve franchise çözümler konusunda uzman olan Banu Güney, 2013’ten bu yana şirketin Türkiye’deki tüm faaliyetlerini yürütüyormuş.

İnsanlık için bir kase çorba

Ramazana özel uzun süredir bir sır gibi çalışmalarını sürdürdükleri, tüm pizzaları gibi günlük yoğrulan hamurları, taze mozarella ve domates sosla harmanladıkları et döner buluşunun ardında da bizzat Banu Hanım varmış.
Heyecan içinde tüm süreci, nasıl bir çalışma yaptıklarını anlattı. Meraktayım, en kısa zamanda gidip deneyeceğim...

Haberin Devamı

İnsanlık için bir kase çorba

Trüf ve çikolatalı zeytinyağı

Ne zaman yurtdışına gitsem mutlaka küçük bir şişe beyaz trüf aromalı zeytinyağı alırım. Salata, makarna, risotto, omlet, patates kızartması, püresi, omlet birkaç damlası her birinin lezzetini patlatır. Kimileri mekanik buldukları bu tadı sevmezler ama beyaz trüf altın kadar değerli olduğu için ona ulaşmak kolay değil. Ayrıca mevsimi de çok kısıtlı ve Türkiye’de de bulunmuyor.
Egemden zeytinyağları bu eksikliği fark ederek bir ilke imza atmış. Hem trüf aromalı hem de çikolata aromalı zeytinyağı çıkarmışlar. Bu projenin ardında da yine bir kadın profesyonel, Egemden Pazarlama Direktörü Burcu Yaman var. Çikolata aromalı yağı daha önce hiç denememiştim.

İnsanlık için bir kase çorba

Hafta başında Spago’da Egemden’in danışmanı Murat Bozok ve şef Cihan Kıpçak’ın trüf ve çikolata aromalı yağlarla hazırladığı menüyü deneyimledik. İki çeşidin de hamur işi ve tatlılara yakışacağını düşünüyordum, gerçekten öyle oldu. Bu kadar yetenekli şeflerin elinden ne çıksa iyi oluyor...

Aile Bağları

46’ncı yılına giren İstanbul Müzik Festivali bu kez “Aile Bağları” temasını öne çıkaran bir program hazırlamış. 23 Mayıs-12 Haziran tarihleri arasında gerçekleşecek festivalin konukları arasında Lauma & Baiba Skride, Güher & Süher Pekinel ve Ferhan & Ferzan Önder gibi kardeş müzisyenler; Selman & Kudsi Ergüner, Mischa, Lily & Sacha Maisky gibi müzisyen baba ve çocuklar ile Diana Damrau & Nicholas Tesle gibi eş müzisyenler var. Konserlerin, İstanbul’un dört bir yanını saran mekanları da bir o kadar etkileyici. “muzik.iksv.org” adlı web sitesini ziyaret etmenizi öneririm...

İnsanlık için bir kase çorba

 

Yazarın Tüm Yazıları