İzmirliden her şeyini alsanız... Özgürlüğünü alamazsınız

İZMİR’de doğdum, 17 yaşıma kadar İzmir’de yaşadım. Ama 17 yıldır da İstanbul’dayım.

Haberin Devamı

Haliyle, zaman içinde, İstanbul’da yaşayan bir İzmirliden İzmir’de doğup büyümüş bir İstanbulluya dönüştüm. Böyle olunca, insan doğup büyüdüğü kente dışarıdan bir gözle bakabiliyor.

Hürriyet’in ‘Keşfet’ gezileri dizisinde, geçtiğimiz haftaki durağımız İzmir’di. 3 gün boyunca ‘memleketimde’ turist oldum. Ve dışarıdan bir gözle kentin sokaklarını, yollarını arşınladım.

Hissiyatım şu oldu...

Son 4-5 yıldır Türkiye’nin dört bir yanında yaşadığımız buhranlar, karmaşa, korku, endişe, kavga, gürültü, çatışma bu şehre uğramamış gibi.

Sanki birileri bu kenti çitle çevirmiş ve ülkenin geri kalanını pençesine alan bu duyguları sınırlarından içeri sokmamış, bu fırtınalı hava kente sirayet edememiş, o girdap İzmir halkını yutamamış.

*

İzmir’in yitirdiği değerler olmuştur olmasına...

Haberin Devamı

Ama saygı kentle hiç vedalaşmamış.

Kenti yaşanabilir kılan da bu.

Otomobiller için değil, insanlar için tasarlanmış sokaklarında, caddelerinde saygı hiç eksik değil. Tanışmayan insanlar selamlaşıyor, yere bakarak yürümüyor, gözlerini birbirinden kaçırmıyor, gülümsüyor.

Kentin stresini birbirinden çıkarmayan insanlar kornaya abanmıyor; arabalar yayalara, motosikletlere yol veriyor.

*

İzmir de Türkiye’deki kentlerin hemen hepsi gibi, merkezinin dışına doğru betonlaşmış betonlaşmasına.

Ama benim doğup büyüdüğüm kent merkezi aynı, bıraktığım gibi.

Mağazaların ismi değişse de binalar çocukluğumda nasılsa öyle: Bahçeli ve balkonlu apartmanlar, Akdeniz’e has kepenkli pencereler, ağaçlarla bezeli yemyeşil sokaklar, geniş kaldırımlar...

Hatta semtim eskisinden de güzel.

Eski Levanten yapıları restore edilmiş, İzmir’in tarihi mirası kente kazandırılmış.

Bisiklet yolları yapılmış, sahil daha da çekici hale gelmiş.

Kentlerin hafızasının yıkım ve inşaatla yerle bir edildiği günlerde, insanın çocukluğunu geçirdiği yerlerin olduğu gibi kalmasının nasıl bir lüks olduğunun farkındasınız, değil mi?

Bazılarının ‘eski püskü’ diye baktığı geniş balkonlu, sokağın hem içinde hem dışında apartmanları bugün İstanbul’da bulamıyoruz. İzmir’in 70’lerde kalmış görüntüsünden bir İzmirli olarak hiç şikâyetçi değilim, bilakis, bu benim için övünç kaynağı.

Haberin Devamı

İstanbul’u çirkinleştiren, hatıraları yok eden açgözlülüğün İzmir’de olmadığının kanıtı bu. İzmirli rant hırsıyla yanıp tutuşmuyor. “Cebimi şişireyim” diyerek kentini neo-liberalizme teslim etmiyor.

Urla’daki Beğendik Abi isimli restoranın sahibi Handan Kaygusuzer anlatıyor: “Alaçatı’da bir şube açtık. Açmamızla kapamamız bir oldu. Çünkü o kalabalığın bizi yıpratacağını gördük. Bu ismi kolay yapmadık ve daha fazla para kazanmak için ismimizi riske atmaya hiç niyetimiz yok. Daha az kazanırız ama kaliteyi koruruz. Her şey para değil.”

Kaygusuzer Urla’da doğmuş, hayatı boyunca burada yaşamış. Ömür billah aynı ilçede yaşayan kaç insan bu yüksek bilince sahip olur?

Haberin Devamı

İşte İzmir böyle bir yer. Ailesi ve çevresi, kentin kültürü bu ‘tokluk hissini’ aşılar insana. Böyle bir görgü İzmirlininki, kuşaktan kuşağa geçen.

Açgözlülüğü ayıplar İzmirli.

Kenti dış etkenlerden koruyan da budur aslında.

*

İzmirli kolay kolay yozlaşmaz.

İstediği kadar göç alsın, İzmir geleni kendine benzetir.

Bazılarının dediği gibi, “İzmir bir kent değildir, İzmir bir yaşam biçimidir”.

İzmir, yaşam biçimini gelene dayatır.

‘Dayatmak’ sözcüğü yanlış anlaşılmasın.

Dayatılan ‘özgürlük’ olduğunda, kimse reddetmez.

Ve İzmir, özgürlüğünü kadınlarına borçludur.

Zira, ancak kadınları özgür olan kentler özgürdür.

İzmir’in kadınlarına boyun eğdiremezsiniz, onları eve hapsedemezsiniz, onların düşüncelerini dillendirmelerine engel olamazsınız.

Haberin Devamı

İzmir’in kadınları tahakküm altında yaşamayı reddeder, kendini ezdirmez, kaçınılmazsa kavgaya tüm kalbiyle, tutkusuyla girer.

İzmir’de doğan çocukları da bu kadınlar yetiştirir.

Bu çocuklar büyüdüğünde cesur, kendine güvenli ve güçlü kadınlar, kadına ve onun özgürlüğüne saygılı erkekler olup çıkar.

Onlardan her şeylerini alsanız, özgürlüklerini alamazsınız.

İşte İzmir’in sigortası da budur.

Yazarın Tüm Yazıları