Hayvanlara ‘taksitle’ eziyet

GEÇENLERDE bir gazeteci büyüğümüzle sohbet ederken öylesine karanlık bir Türkiye tablosu çizdi ki, ayrılırken “Alacağınız olsun. Akşam akşam moral bozdunuz” diye sitem ettim.

Haberin Devamı

Dedi ki, “Hayvanlara tecavüz eden herifleri yazmışsın, sabah sabah okudum. Ben mi moral bozuyorum, sen mi?”

Maalesef bugün yine aynı konuda moral bozmak zorundayım. Hatta gerekirse her gün moral bozacağım. Ta ki, hayvanlara işkence, tecavüz, hayvanların hunharca katli bu ülkede gerçekten suç sayılana kadar.

Çünkü benim yüreğim bu ülkede hayvanlara yapılan işkenceleri ve bunların cezasız kalmasını artık kaldırmıyor.

Kiminki kaldırıyorsa, kaldırmayana dek yazacağım.

*

Bakın, soğukta kedilere kartondan ev yapmak isteyenlere saldırı haberinin daha dumanı üstündeyken, geçen hafta iki kişi bir köpeğin kulaklarını kesip görüntüleri sosyal medyada paylaştı.

Arsızca, umursamazca, bedel ödemeyeceklerini bilmenin rahatlığıyla.

Başlarına kötü hiçbir şey gelmeyecek, biliyorlardı.

Nitekim gelmedi de.

Haberin Devamı

Kişi başı 2’şer bin lira ödeyip hayatlarına kaldıkları yerden devam edecekler.

İki yıl önce Eskişehir’de bir kediye işkence edip onu öldüren kişi nasıl 500 TL ceza ödeyip hayatına devam ettiyse, onlar da aynısını yapacak.

Aynen iki gün önce Maltepe’de dükkânına giren köpeği sopayla inletene kadar döven esnafın para cezasını ödeyip önüne bakması gibi...

*

Biz artık bu haberleri okumaktan bıktık.

Bu ülkede hayvanlara her gün zulmediliyor.

Bunlardan bazıları basına yansıyıp medyatik oluyor.

Ve çıka çıka en fazla birkaç bin TL para cezası çıkıyor. Bu ceza, ödenmezse hapis cezasına da dönmüyor.

Hayvanlar tecavüz edildiğiyle, işkence gördüğüyle, katledildiğiyle kalıyor.

Ve cezasızlık bu caniliğin adeta olağanlaşmasına, yaygınlaşmasına hizmet ediyor.

*

Yıl 2017.

Hayvan hakları hareketi ortaya çıkalı yarım asır olmuş.

Hayvanların zihinsel yaşamları, duyguları olduğu, rasyonel ruhtan yoksun organik makineler olmadıkları çoktan kanıtlanmış, kabul görmüş, içselleştirilmiş.

Ama aynı 2017’de bizim ülkemizde hâlâ insanlar canı çektiğince hayvanlara eziyet edebiliyor. Para dışında cezası yok çünkü!

Türkiye’de hayvanlarla ilgili yasa bir Kabahatler Hukuku düzenlemesi. Yani bizim kanunlarımız hayvana işkenceyi veya tecavüzü suç saymıyor, kabahatten sayıyor. Bir hayvanı kasten öldürenle kumar oynayanın cezası 3 aşağı 5 yukarı aynı. Suç olmayınca ceza da olmuyor. Adli para cezası bile yok. Sadece ufak bir idari para cezası var.

Haberin Devamı

İdari para cezası olunca, bu ‘kabahat’ sabıka kaydına işlenmiyor. İsterse bir kediye bir değil, bin defa tecavüz etsin, sicili temiz.

Sonra biz hayvanlara karşı suç işlemeyi alışkanlık haline getirmiş bu canilerle aynı havayı soluyoruz; aynı metrobüste seyahat ediyor, dolmuşta yan yana oturuyor ya da çocuğumuzu onun kullandığı servise bindiriyoruz.

En bombası da hayvanlara zulmeden kişiye para cezasını dört taksitle ödeme kolaylığı tanınıyor. HAYTAP Başkanı Av. Ahmet Şenpolat’ın dediği gibi, “Peşin fiyatına taksitle hayvanlara eziyet edilebilen bir toplumda, hukuk sisteminin ne durumda olduğu ortadadır.”

Unutmadan ekleyelim; hayvanlara zulme kesilen idari para cezası devletin kasasına giriyor çünkü devlet bunu irat olarak kaydediyor. Yani devlet, hayvana zulüm üstünden para kazanıyor.

*

Bu böyle gitmez.

Haberin Devamı

Bu çağda, gelişme iddiasındaki bir ülkede hayvanlara karşı bu adaletsizlik, zulme cezasızlık, onları böylesine görmezden gelen yasalar kabul edilemez.

Bu ceza derhal Kabahatler Kanunu’ndan çıkarılıp TCK kapsamında nitelenmeli.

Yoksa bırakın gelişmeyi, bu toplumda henüz insan olamayanlar var demektir.

Yazarın Tüm Yazıları