Bu gerçek bir muamma

ANKARA’daki saldırıyı gerçekleştiren teröristlerin, olay anına kadar neler yapıp ettiklerini öğrenmemiz için iki gün yetti.

Haberin Devamı

Saat kaçta neredeydiler, hangi yollardan geçtiler, nereden benzin aldılar? Her birini dakikası dakikasına gazetelerden öğrendik.

 

Bunu gazeteciler ortaya çıkarmadı elbette.


Ankara polisi, yüzlerce kameranın kaydettiği binlerce saatlik görüntüleri taradı ve bu saldırıya yardım edenlere, planlayanlara ulaşabilmek açısından çok önemli bilgiler elde etti.


Benzeri bir olay İstanbul’da ya da bir başka kentimizde olsaydı, kuşkusuz ki oradaki emniyet görevlileri yine böyle yoğun bir çalışmayla olayı aydınlatmaya çalışacaktı.


Bunu okuyunca Star Medya Grup Başkanı Murat Sancak’a yönelik saldırıyı hatırladım.


Polisin böyle gelişmiş bir yeteneği olmasına rağmen saldırganlar uzun süre tespit edilememişti.


Bilmiyorum, belki de tespit edilmişti ama kamuoyundan kimlikleri gizlenmiş de olabilir.

Haberin Devamı


Ama saldırganlarının kimliklerinin açıklanmasının aylar sürdüğünü hatırlayalım.


İstanbul Emniyeti bu kişilerin “kriminal” tipler olduğunu da açıkladı ve savcılık da soruşturmayı bunların “Arkasında bir terör örgütü var mı” diye genişletti.


Ancak bu soruşturmada da hâlâ bir sonuç yok.


Paramparça olmuş teröristlerin bağlantılarını bir–iki saat içinde çözebilen polis, Murat Sancak’a 18 kurşun sıkan ve kimliklerini tespit edip yakaladığı saldırganların terör örgütü bağlantılarını bir türlü bulamıyor.


Neden acaba?


Bunlar nasıl bir örgütün üyesiler ki arkalarındaki örgüt hâlâ gizliliğini koruyabiliyor?

 

 

Niye belediye meclisi seçiyoruz?

 

DİYANET İşleri Başkanlığı ile Bodrum Müftülüğü, Ortakent-Yahşi bölgesindeki Camel Beach koyuna, 30 milyon lira harcamayla İslam Tanıtım Merkezi yapacak.


Hazine’ye ait 10 dönümlük arazinin 3 dönümlük kısmına bir İslam Tanıtım Merkezi yapılması fikri, akıllarına ilk kez 2013 yılında gelmiş ancak Belediye Meclisi iki kez bu proje için izin vermemiş.


Ancak Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü inşaat için ruhsatlandırmayı kendisi yapmış ve inşaat başlıyor.

Haberin Devamı


Tesis, turistlere İslamiyet’i bilimsel, iyi ve doğru bilgilerle tanıtmayı hedefliyormuş.


İçinde el sanatları merkezinin, sergi salonlarının bulunduğu tesiste bir de cami yapılacak. İlk bakışta fena fikir gibi görünmüyor.


IŞİD, Boko Haram, El Kaide, El Nusra gibi örgütlerin işledikleri canavarca cinayetler nedeniyle Müslüman olmayan dünyada, İslam iyi bir imaja sahip değil.


Batı medyasının ve Hollywood filmlerinin “kötü Müslüman” tipini köpürterek büyüttükleri İslamofobi sıradan insanları haliyle etkiliyor.


Bununla mücadele etmek için İslam’ın uhrevi yönünü anlatmak elbette gerekli.


Ama burada bir sorun var ki o da şu: Turistleri, denizden, güneşten, balık–şaraptan, eğlenceden ayırıp da bu merkeze nasıl sokacaksınız?

Haberin Devamı


İkincisi, turistler Bodrum’daki Müslümanların yaşantısına bakınca, zaten kendilerinden çok da farklı olmayan insanlar görüyorlar.


IŞİD, El Kaide türü İslam ile alakası olmayan bir Müslüman yaşantısı!


Dolayısıyla Bodrum’da böyle bir merkez çok da anlamlı değil.


Bir de şu var tabii: Belediye Meclisi’nin iki kez reddettiği bir planı, Ankara’da oturup bürokrasi vasıtasıyla değiştirmek, yerel demokrasiyi geliştirmeyi hedefleyen bir ülke için uygun bir tutum mu?


Her önemli şeyi Ankara’dan çözeceksek, niye yerel seçim yapıyor da belediye başkanını, belediye meclisini seçiyoruz?

 

 

Çeteye göz yumanları da soruşturun

 

ISPARTA’da yapılan bir operasyonla, Süleyman Demirel Üniversitesi’nin eski bilgi işlem müdürünün kaçırmaya çalıştığı bilgisayarlar ele geçirildi.

Haberin Devamı


Bilgisayarlarda 2011 seçimlerinden önce MHP milletvekillerine kurulan şantaj tuzaklarının ham görüntülerinin bulunduğu bildiriliyor.


Sanıkların da Fethullah Gülen cemaatinin üyesi oldukları iddia ediliyor. 2011 yılında MHP milletvekillerine karşı düzenlenen şantaj operasyonunun, sıradan bir iş olmadığını, siyaseti dizayn etmek amacıyla bir örgütün bu suçu işlediğini defalarca yazmıştım.


Değişik evlere girilecek, kameralar yerleştirilecek, kayıtlar yapılacak, sonra o evlere yeniden girilip kameralar sökülecek, görüntüler alınacak.


Bu ciddi bir organizasyonu gerektiren bir iştir ve yapabilecek kapasiteye sahip olanlar da bu ülkede ya polistir ya da istihbarat görevlisi. Ve ortaya çıkıyor ki aynı çete, bu görüntüleri üniversitenin imkânlarını da kullanarak montajlamış.

Haberin Devamı


Bunlar benim için sürpriz değil, o vakitler bu tahminlerimi yazmıştım.


Eğer o günlerde iktidar, bu siyasi mühendislik girişiminden yararlanma hesaplarını yapmıyor olsaydı, bu sonuçlara o günlerde bile ulaşılabilirdi.


Ama onlar bundan yararlanmayı hesapladılar, gözlerinin önündeki çete faaliyetine arkalarını döndüler.


O tarihte bu işi soruşturmayan savcıların ve polislerin, onlara engel olan siyasi kararları verenlerin de hesap vermesi gerekmiyor mu?

Yazarın Tüm Yazıları