Ve yarınlara dair

Bir yıl daha geçip gidiyor işte...

Haberin Devamı

Oysa milyonlarca insan gitmiş savaşların kıyılarında.

Ülkeleri yakılmış ve yıkılmış.

Bir şeyleri bekleyip durmuşuz...

Yarınlara ertelemişiz...

Kapı eşiklerinde, pencere önlerinde seyretmişiz yitirdiklerimizi.

*

Yıllar geçip gitmiş ve içimizdeki kör kuyulara saklanmış.

Denizlere akan kanlı nehirlere dönüşmüşüz sanki...

Ve içimize düşüp de sakladıklarımız alıp başını gidiyor, durmuyor, tutunmuyor, iflah olmuyor...

İnfilak ediyor...

Geçip giden gemiler gibi anlamsızlaşıyor.

Meğerse herkes kendi denizlerine doğru kürek çekiyor ve kendi yazdığı oyununu oynuyor imiş...

Aldanmışız, aldatılmışız...

*

Aklımızda yığınla yaşanan günler var ama ayrıntılarını unutmuşuz.

İçimizde ve dışımızda o kadar akıl dışı şeyler yaşanmış ki iki dakika düşünmemişiz bile...

Kimler gelmiş ve kimler göçüp gitmiş...

Haberin Devamı

Günlerin telaşından oturup yokluklarına ağlayamadık...

Giden mi yoksa kalanlar mı suçluydu hiç bilemedik.

Dostluk ne yana düşüyormuş anlayamadık.

Akıl tutulması yaşanıyor dünyanın hemen her yerinde.

Ya güce tapanların ya da bir gücün boyunduruğu altında ezilip giden büyük kalabalıkların gündelik yaşantılarını izlemekten, konuşmaktan bıkıp usanmadık...

Ve kendilerini bir yerlere taşıyanların telaşlarını takip etmekten yorgun düşmüşüz...

Bir denizin kenarında dalgaların gelgitlerini izliyor gibiyiz...

*

Ve yüreğiyle hayatı yaşayanlar için bazı şeyler hiç geçmiyor.

Geçmeyecek de...

Bulutlar, yağmurlar, karlar, rüzgârlar, ağaçlar, dağlar ve gemiler gibi geçip gitmiyor.

Ve içimize bir dağ gibi gelip de oturan acılarımız varken...

Dünyanın en pis sokağına düşmüş ve de hiç çıkamayacakmış gibiyiz.

Bir yıl daha geçip gitmiş işte...

Savaşların gölgesinde yarım kalmış ve sona ermiş sayısız hayatlara sessiz kalmış ve seyircisi haline getirilmiş tanıklarız...

Aldatanların ayıpları düşüyor tarihin sayfalarına...

Sözler büyük bir yalanmış meğerse...

İmzası ve yasal teminatı olmadan söylenen her söz unutulmuş, inkâr edilmiş ve anlamsızlaştırılmış...

Şartlara göre bir saniyede duruş değişikliklerine şahit olmuşuz.

*

Oysa ne umutlarla yeni yıla girmiştik bir yıl önce...

Haberin Devamı

Bir yılın sonunda dönüp baktığımızda ne kadar aldatılmışlığımızı, satılmışlığımızı, vurulduğumuzu, ağlatıldığımızı anlamışız.

Bir yıl daha geçip gitmiş işte...

Yıllar geçiyor da ne değişiyor ki?

İnsanlar kendini değiştirmedikten sonra...

İyi ve kötü insanlar ayırt edilmedikçe yeni bir yıl gelse eski bir yıl bitse ne olacak ki...

“Ölünce biz de iyi adam oluruz” diyen Orhan Veli’nin isyanındaki yarası derin kazılmış hikâye gibiyiz...

*

Ve bir gün sonra ne bitecek?

Savaşlar, ihanetler ve menfaate göre duruş bozuklukları mı, yoksa insanların, çocukların öldürülüşleri mi...

Kazanmak uğruna her şeyin mubah olduğu gerçeği mi?

Herkesin yakasından öldüğünde mi iki elimizi çekecek ve “İyi adamdı” diyeceğiz...

Haberin Devamı

Yine de umutlanıyoruz işte her yeni yılın başında.

“Umutsuzluk ölümdür” diyen şairi hatırlıyor ve diyoruz ki herkese umut, sevgi ve barış dolu nice güzel yarınlar...

Yazarın Tüm Yazıları