Öyle bir dün işte

Dün Sevgililer Günü idi...

Haberin Devamı

Yılmaz Odabaşı’nın “Dünya sığmıyor insana Havel” deyişindeki günlerden geçiyoruz...

Ve “yüzlerdeki, yüreklerdeki maske, parada kir, suda klor, havada nem, yüksek borsa, alçak basınç ve kanun hükmünde ihanetler, sahtekâr jestler” diyerek tarif ettiği insanlarla sevgili olunan günlerden beri...

*

İçimizden ne insanlar gelip geçmiş...

Birçoğunun yüzünü bile unutmuşuz ya da öldürmüş, içimizdeki mezarlığa gömmüşüz...

Ve ne olaylar, kavgalar, savaşlar görmüşüz...

Unutup gitmişiz...

Trenler gibi...

Ve gemiler misali...

*

Öyle çok eski yıllara gitmeye gerek yok...

Sadece son bir ay içerisinde olanları hatırlayan var mı?

Çin’de koronavirüs salgını...

Dünya kamuoyu diken üstünde oturmuş beklerken...

Bine yakın ölü, sayısız şehir karantina altında idi...

Caddeler, sokaklar boşalmıştı...

27 ülkede görülmüştü...

Tüm uçuşlar durdurulmuştu...

İthalat ve ihracat...

Haberin Devamı

Spor salonları dahi hastane yapılmıştı vs...

Son bir haftadan beri Çin’den tek satır haber yok...

Her şey Çin Seddi’nin arkasında saklandı sanki...

Ne oldu?

Bilmiyoruz...

*

Elazığ, Malatya ve Manisa Akhisar’da depremler olmuştu...

Üç mahalle tamamen yıkılmıştı...

Çadırlarda hayat gittikçe zorlaşıyordu...

Devlet seferber olmuştu...

Yardımlar toplanmıştı...

Kiralar artmış, satılık daire ise bulunmaz hale gelmişti...

Şimdi herkes yeni konutların yapılmasını bekleyecek, başka çaresi de yok gibi...

*

Dün Sevgililer Günü idi...

Roma Katolik Kilisesi’nin geleneklerine göre Valentin ismindeki bir din adamı öldürülünce adına ilan edilen bu özel güne ‘Aziz Valentin Günü’ de deniliyor...

Bugünlerde ise olayın sadece ticari yönü çok fazla önem kazanmış, Sevgililer Günü tüm dünyada ticaretin canlandığı, ‘tamamen duygusal’ olan bir dönem haline gelmiş.

*

Dün Sevgililer Günü idi...

Ve 1 milyon 700 bin kişi göç ediyor hâlâ sınırlarımızın biraz ötesinde...

Kilometrelerce kuyruk...

Evlerini, yuvalarını sırtına yüklenerek yollara düşenlerin halini gördükçe kendimizi modern çağın zirvesinde değil de ortaçağda hissediyoruz...

Ve bu vahşet İslam coğrafyasında gerçekleşiyor...

Demirel’in “Dün dündür” deyişindeki günleri yaşıyoruz artık...

Haberin Devamı

Yeni bir şey söylediğimiz de yok...

*

Dün Sevgililer Günü idi...

Evleri, arabaları, eşyaları, çiçekleri, dağları, ormanları, ağaçları, hayvanları sevdik ama şair Yılmaz Odabaşı’nın “İnsan insana sığmıyor” deyişindeki gibi farklı renklerdeki, ırklardaki ve kültürlerdeki insanları sevemedik...

Silahları, bombaları, füzeleri daha çok sevdik...

Âşık Mahzuni asırlar öncesinden aşkı vuranlara isyan ederek demiş ki:

Adamın adam sevmesi/Geçti hayli zaman oldu.

*

Dün Sevgililer Günü idi...

Kaç sevgili vuruldu, öldürüldü ve gömüldü?

Kaç sevgiliye ihanet edildi?

Eşyaları saklayıp, insanları ise ya kullanıp ya da ihanet edip attık bir kenara.

Sayılarını biliyor muyuz?

Haberin Devamı

“Herkes fanusuna asmış kendini/Bu yüzden beklemiyorum farklı kıyametleri” diyen şair, geldiğimiz noktayı özetlemiş:

İnsan, sığmıyor insana Havel!

*

Öyle bir dündü işte...

 

Yazarın Tüm Yazıları