Bedava yaşamak...

Şarkıda diyor ya:

Haberin Devamı

Bedava yaşıyoruz, bedava...

*

Beleş yaşamakla bedava yaşamayı karıştırıyorlar...

Havanın dışında her şey parayla...

Acı, su dahi...

Metropol şehirlerde parasız yaşamak zor...

Çünkü her şey parayla...

Emekli maaşı ve asgari ücretle geçinmeye çalışanlar parayı kira, bina aidatı, doğalgaz, su, ulaşım, yakıt, telefon faturalarına harcıyor...

*

Ve trafik...

Bir yerden bir yere gitmek en az iki saat...

Karşıya geçmek ise üç saat...

Bir yerden bir yere gitmek her geçen gün zorlaşıyor...

*

Metrobüs, belediye otobüsleri, minibüs ve taksiler çözüm değil...

İstanbul trafiğinde akıl sağlığını kaybetmemek başarı...

Lakin, herkesin canı büyük tehlikede...

Birinin freni boşalıyor, diğerinin tekeri çıkıyor...

Trafikte öyle araçlar görüyoruz ki hurdalıkta olması gerekenler yollarda dolaşıyor...

Haberin Devamı

Kameralara ve yollardaki trafik polislerinin uygulamalarına nasıl denk gelmeden dolaşabiliyorlar, anlayabilmiş değiliz...

Araç muayenesi yapan şirketlerin de nasıl rapor verdiğini...

Trafik kazalarına dair haberleri izlediğimizde bir daha bedava yaşadığımızı anlıyoruz...

*

Paris Belediyesi, şehir içi trafiğini çözmüş gibi...

Elektrikli küçük otomobillerden 4 bin tane alıp hizmete sokmuş...

İnsanlar şehir içinde kiralık elektrikli otomobillerle işlerini görüyor ve daha sonra istediği teslim istasyonlarından birine bırakıp gidiyor...

Günlük, haftalık ve aylık abonelikle alınan elektrikli otomobiller aynı zamanda hava kirliliğini de azaltıyor...

Ve özel aracıyla şehir içinde park yeri bulma derdinden de kurtuluyor...

*

Mesele, çözüm bulmak ve üretmektir...

Trafiğe yönelik tüm çözüm hikâyeleri, seçim sürecinde bizlere anlatılıyor...

Seçim bittikten sonra hepsi unutuluyor...

Dünyanın sayılı kentlerinden biri olan İstanbul’da E-5, TEM ve de sahil yolu var...

Bir de Kuzey Marmara Otoyolu...

Hepsi bu...

Kırk yıldan beri İstanbul halkının, bu üç yoldan gidip gelmekten canı çıkmış durumda...

*

İstanbul’a gelmek bir dert, gitmek ise daha büyük dert...

Binlerce kamerayla şehrin her noktasını izleyenler, trafik rezaletine seyirci olmanın bir adım ötesine geçemiyor...

Haberin Devamı

Şehirlerin üstünde artık yol da yer de yok...

Tek çare şehirlerin altını örümcek ağı gibi metroyla örmek...

Kırk yıldan beri aynı yol güzergâhına gökdelenleri dikenler, bu insanlar hangi yoldan gidecek diye sormuyor...

*

‘Çözüm biziz’ diye gelenlerin de ne durumda olduklarını görüyoruz...

Önünü görmeden öteleri görme sevdalısı olmuşlar...

“İştir kişinin aynası, lafa bakılmaz” sözünü bizden başka çok söyleyen yok ama sadece laf dinleyen de yine biziz...

Ne diyelim?

Sadece laf söylemek bedava...

Gerisi hep para...

Yazarın Tüm Yazıları