Ağlayan nehirler...

"Kar yağmış yollara, örtünmüş izler” diyebileceğimiz beyaz sayfaları açabilmenin umuduyla yaşıyoruz...

Haberin Devamı

O yaşadıklarımız dündü, bugün daha iyi şeyler olacak, diyerek güne başlıyoruz...

Gün bittiğinde anlıyoruz ki iyi şeyleri beklemek bir hayalden ibaretmiş...

Bazı alışkanlıklarımızı hiç değiştirmiyoruz...

En güzel şeylerin arasına bir kötülük sıkıştırıyoruz.

*

Yazılıp çizilenlere ya da olup bitenlerin ardından konuşulanlara bakıyoruz.

Öyle şeyler yaşanıyor ki...

Örnek mi...

Manisa ilinin Soma ilçesinde daha dört yıl önce yapılan devlet hastanesinin tıbbi atıklarının ve kanalizasyonun dereye ve oradan da Bakırçay Nehri’ne bağlandığını öğreniyoruz...

Duyarlı bir avukatın suç duyurusuyla öğreniyoruz ve birilerinin “yalan” diyebilmesini günlerce bekliyoruz...

Nafile...

*

Televizyonların haber bültenlerinde görüntüleri seyrediyoruz...

Yetkililer ise, nehrin 300 metre uzağında bulunan arıtma tesisine rağmen teknik nedenlerden dolayı kanalizasyonu dereye bağladıklarını savunuyor...

Haberin Devamı

Bu nasıl bir müteahhitlik ve mühendislik anlayışıdır ki böylesine sorumsuz davranabiliyor?

Nasıl bir sistemdir ki, halkın vergileriyle halka hizmet diyerek ve halkın sağlığına kavuşması için yapılan bir hastane, tıbbi atıklarıyla halkı zehirleyecek, öldürecek...

Ve bu hoyratlığa ve açgözlülüğe nasıl izin veriliyor...

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bu sorumsuzluğun sorumlularını en ağır şekilde cezalandırmalıdır.

Çünkü o eski yılları hatırlıyorum...

İneğini, tarlasını satıp da ameliyat olmak isteyenleri ve kuyruklarda muayene olabilmek için saatlerce bekleyenleri, bir ilaç alabilmek için Almanya’dan bir tanıdık arayanları...

Son 20 yılda sağlık alanında devrim sayılabilecek yatırımlara imza atıldı.

Modern hastaneler bu ülkenin her yerine yapıldı.

Donatıldı.

Personel alımları yapıldı.

Ambulanslar alındı...

Şimdi böylesine bir hizmet anlayışını kirletenler kim olursa olsun cezalandırılmalıdır.

*

Bu ülke:

- Oğul insanlar vardır şafak vaktinde doğar akşam ezanında ölürler, diyerek tarif edilen insanlardan artık uzak durmalı...

*

Radyoda Gorki’nin bir hikâyesinden söz ediliyor...

Gorki diyor ki:

“Söylenmesi gereken bir şey her zaman çekinmeden söylenmelidir. Bir bebeğin mamasına azar azar bakır katarsanız kemiklerin gelişmesi durur ve çocuk cüce kalır. Aynı şekilde bir insanı altınla zehirlerseniz o adamın ruhu küçülür, solar, renksizleşir...”

*

Haberin Devamı

Nehirlerimize, denizlerimize, derelerimize, göllerimize azar azar bir şeyler katılıyor...

Suyun akmadığı yerde ağaç yoktur.

Tarım yoktur.

Yaşam yoktur.

Kim yapıyorsa bu kötülüğü bu ülkeye, halka, en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.

Ve adalet uyumamalıdır.

Adaletten önce sosyal medya adreslerinde halk kendi yargılayıp kendisi karar vermeye başlarsa o ülkede adalet artık ölüdür.

Suçlular bulunmalıdır.

Aksi halde bir gün bir damla suyu bulmak için aramaya başladığımızda bilmeliyiz ki, halk ölmüştür!

İzleri örterek varacağımız yer, ağlayan nehirlerdir...

Ülkelerini açlık ve susuzluktan dolayı terk ederek başka yerlere gitmek isteyen mültecilerin sularda boğularak niye öldüklerini unutmayalım...

Yazarın Tüm Yazıları